3.BÖLÜM-KONUK-

3.6K 151 0
                                    

Canan kaba saba konuşan kalın sesli adamın görünüşünü merak ederken alt kapının zili çaldı, koşarak zile bastı. Kapıyı açıp beklemeye başladı. Meltem içecek soğuk bir şeyler hazırlarken Aylin adamın yarasına basınç uyguluyordu. Asansörden önce yaşlı bir adam çıktı sonrada siyahlar içinde Canan'ın tam tahmin ettiği gibi yaklaşık 2 metre boyundaki siyah dalgalı saçlı koyu gözlü bir adam çıktı.

"Eray Bey'in yakınısınız değil mi? Buyrun" İçeri giren doktor hemen hastanın yanına koştu. Siyahlı adamda arkasından renkli salona girdi. Doktor, Eray denen adamı muayene ederken Meltem soğuk limonataları getirdi. Canan susamış olduğu için hemen bardağı kafasına dikti.

"nesi var doktor" Adamın sert sesini duyan iki arkadaşıda korkarak ona bakmaya başladılar.

"yara derin sayılır yine de şanslıymış karın zarını yırtmış yalnızca. Organlarda bir sorun yok dikilip bir süre kıpırdamadan yatarsa iyileşir" Sert adamın rahatlamış nefesiyle birlikte Canan'ın korkmuş bakışları hastaya çevrildi. Bu adamlar nasıl adamlardı böyle? Korkmalılar mıydı? Bu adamı buraya o taşıttırmıştı. Eğer arkadaşlarına sırf bu yüzden bir şey olursa kendini asla affetmezdi. Derin düşünceleri arasında, 

"sıcak su alabilir miyim hanımlar" Doktorun şeker gibi sesi kızları rahatlatmıştı. Canan hemen kalkıp termostaki suyu küçük leğene döktü. Sert adamın bakışları şimdi de Canan'ın  üzerindeydi. Sert bakışlara narin bakışlarla cevap verdi. Doktor işini bitirince sert adam doktora oldukça büyük bir meblağda para ödedi. Doktor bazı yapılması gerekenleri tembih ettikten sonra evden ayrıldı. Hastanın sesi daha iyi çıkıyordu şimdi. Siyahlı adamın çalan telefonu onu ayağa kaldırdı. Sanki kendi evi gibiydi burası,  rahatça balkona çıkıp sert sesiyle:

"Rıfat o adamları bana bul hayır...hayır(kaba ses hiddetini arttırdı), siz dokunmayacaksınız ben ciğerlerini tek tek sökerim sadece bulun ve fabrikaya getirin" Canan onun gibi korkmuş arkadaşlarına baktı. Siyahlı adam sigarada içip içeri girdi. Hasta adama baktıktan sonra koltuğa oturdu. Kızları tek tek süzdükten sonra

"hanginizle konuştum ben" Canan eline kaldırmayı düşünürken vazgeçti, sert sesli adama

"benle diyebildi" bunu diyebildiği için biran mutlu oldu. Gözleri ona kenetlendikten kısa süre sonra ise lanetler yağdırdı kendine. Bu adam hiç tekin birine benzemiyordu. 

"şu işi baştan anlat bakalım" Canan korkmuş kızların tedirgin edici bakışlarına rağmen

"Apartmanın önünde bulduk onu. Başta hastaneye götürecektik ama o istemedi. Biz de eve getirdik. Kimliğine bakıp adını öğrendik sonrada  ben telefonundan en son aranan numarayı çevirdim sonrada sizle konuştum" Sert adam ona bakarken, kaba sesli adam

"bir şeyler sayıkladı mı bir isim sayı falan"

"hayır" kızlara döndü,  sayıklamadı değil mi? Hayır sayıklamadı diyen arkadaşları korkutucu adama bakmamak için direndiler. Korkudan hepsi bayılıp kalacaktı. Daha önce böyle adamlarla hiç muhatap olmamışlardı. Normal ve sıradan hayatlarında bu yaşadıkları da neydi, korku ve heyecanla kaskatı kesildiler. 

Siyahlı adam konuşmayı kesip pembe boyalı çiçekli mobilyaları süzdü. Kız evi aynı derken önündeki korkmuş kızlara döndü. Konuştuğu kızın perçemleri sürekli kızın yüzünü kapatıyordu.  Onları düzeltmekten fena halde sıkılmış gibi omzuna kadar gelen siyah saçlarını oynamaya başladı. Üç kızında öyle baştan çıkaracak kadar güzel olmadığı aşikardı. Gözleri aynı renkte sayılırdı hatta abla kardeş gibi bir havaları vardı. Saçlarını oynamasını kesmek için

"adın ne senin" Canan sert adama bakıp

"Canan" diğer kızlara bakıp onlarında adını söyledi"  Aylin ve ...Meltem ya sizin adınız?" Canan'ın gözleri bu sefer adamın üç günlük sakallarına kaydı.

"Mehmet Aslan" Canan hastanın soyadını hatırlamıştı.

"Eray Bey'in kardeşi misiniz?" Mehmet'in şaşırmasına fırsat bilerek,

"kimliğinde soyadı Aslandı da" Mehmet hızla

"abisiyim" Aylin ve Meltem sohbeti soluksuz halde izlerken adamın telefonu çaldı. Uzun süre sessizce karşı sesi dinleyen adam telefonu kapatmadan sertçe, "geliyorum" dedi.  Mehmet'in ayaklanmasıyla Canan da kalkıp onunla birlikte kapıya yürüdü.

"Eray burda kalsın doktor kıpırtmamamız gerektiğini söyledi. İşim bitince gelirim" tam çıkarken

"bu yaptığınız iyiliği ödeyeceğimden hiç kuşkunuz olmasın Canan Hanım" Canan adını adamın sert telafuzunda duyunca rüzgarın beyninde yaptığı dalgalanmayla adama baş onayı vermişti. Kapıyı kapatıp kızların yanına kızararak döndü.

BEKLENEN by sealaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin