45.BÖLÜM-GERİ DÖNÜŞ-

353 17 0
                                    

Canan makyajını akıtan olay karşısında telaşlanmış, ne yapacağını bilemez hale gelmişti. Üst katta ne olduğunu  biliyor, Kerim'e bir şey olmasın diye dua ederek arabaya bindi kapıları kitledi. Bu adamdan çektiği neydi böyle... onca zaman peşinden koşmuş, affetsin diye yapmadığı rezillik kalmamış onu iteklemesinin ardından minik bebeğini kaybedince ipler tamamen kopmuştu. Daha ne istiyordu bu adam. Canan ağlayarak çalan telefonuna baktı.
"abicim sakin ol tamam mı ben hemen geliyorum"
 "abi onu öldürecek"
"sshii telaşlanma sen nerdesin"
"Kerim bana arabaya binmemi söyledi" 
"tamam sakın çıkma ne olursa olsun, seni alması için Hamit'i çağırdım"
"abi polisi arayalım"
"hayır olmaz hemen geliyorum" Canan 155 i defalarca çevirdi ama tam açılacakken kapatıyordu. Korka korka bekledi. Çok geçmeden önünde kanlı gömleğiyle duran Mehmet'i gördü, arabada bağırdı. Yan camlar  içeri göstermiyordu. Canan kapıları kontrol etti hızlıca. Mehmet'i kilitli kapıların durduramayacağı açıktı. Silahını çıkarıp kapının kilidine ateşlerken Canan yerinde büzülmüştü, kapı tek hareketle açılınca içeri temiz hava girdi. Canan elinin ona dokunmasına izin vermemek için eline vurdu.
"ne istiyorsun sen, git burdan sağır mısın be adam... beni ve ailemi rahat bırak be.... zorla güzelliğin olmayacağını bilmiyor musun" 
"kes" deyip onu dışarı çekti. Belinden kavrayıp bir bebek gibi arabasına bindirdi. Canan ona dirensede çevredeki insanlar ona yardım etmiyordu.
"Rıfat  gidiyorum gerisini sen hallet" Canan onun kolunu ısırmaya çalıştı ama fayda etmedi. Arabaya zorla bindirilmişti.
"seni alçak köpek, erkekliğe sığar mı bu, bana yaptığın onca şeyden sonra bu uygun mu ha" Canan hızla kalkan arabada sinir krizi geçirecek gibi oluyordu.
"Mehmet Bey'in erkekliği bu kadar işte bir kadını zorla kaçırmak hani sen kadınları işlerine alet etmezdin ne değişti" Canan sinirle ona vurmaya başladı.
"geber köpek" diye bağırdı. Mehmet  çok geçmeden sinirle silahını çıkarıp kıza tuttu.
"sus güzelim yoksa" 
"yoksa ne lan öldür de kurtulayım anlamıyor musun sen nasıl beni sildiysen bende seni sildim ne diye hala yanımda dolanıyorsun"
"sus kadın"
"susmayacağım... Canan silahı kafasına yaklaştırdı. vur hadi  vur ...." ağlaya ağlaya arabadan zorla indirildi. Mehmet onu sırtına attı. Hıçkıra hıçkıra
"seni köpek şimdi aklına geldim yerden yere attın beni rezil ettin üstelik gidip başkasıyla oldun seni affetmeyeceğimi bile bile hala peşimdesin" kız her şeye rağmen geniş  ormanlık evin içine sokuldu.
"pişman olsanda olmaz artık ölürümde olmaz asla " yine de direniyor. Asla bu adama boyun eğmeyeceğini söylüyordu. Bir süre sonra hıçkırıkları arasında çıkan sesi Mehmet'i sinirlendirdi.
"olacak, seni Hashan olsanda kabul ediyorum. sende direnmeyeceksin " öfkeli adama bakıp
"olmaz  dedim olmaz senden daha iyi insanlarla tanıştım artık seni unuttum" Mehmet içerden bir bardak içki alıp geldi. Kafasına diktikten sonra
"beni sinirlendirme " derken öyle hiddetliydi ki Canan korktu, hiç düşünmeden odadan koşarak çıktı. Mutfak olduğunu düşündüğü yere varınca küçük kapının içine girdi. Kilitleyip sessizce bekledi. Mehmet kapının arkasından
"kaçamazsın Canan benimsin hala" gözlerini silerek kırılan kapıya aldırış etmeden küçük pencereden dışarı çıkmaya çalıştı. Dışarı çıkmayı başarmıştı ama elbisesinin altı tamamen yırtıldı, iç çamaşırıyla  ormana doğru koşmak zorunda kaldı. Bir ağacın yanında durdu. Kurt sesleri baykuş uğultuları arasında kalakalmıştı. 
"gel buraya bebeğim seni kırdım, şimdi tekrar eskisi gibi olacağız seni er geç bulurum" Canan  ayaklarının altından akan kanın yerini ifşa ettiğini ancak anlayabildi. Mehmet onun tutup kaldırdı, bedenine yaslaya yaslaya eve götürdü, açık ve parçalanmış giysisine bakmadan koltuğa bıraktı. Canan korka korka koltuğun ucuna kadar gitti. 
"iç şunu "
"hayır" Canan zorla ağzına akıtılan içkiyi içti.
"sadece konuşacağım ve sen de beni dinleyeceksin" Canan içkinin boğazından akışını hissetti. Cebinden yüzüğü çıkaran Mehmet,
"ilk önce bunu geri tak bebeğim" yüzüğü alıp şömineye fırlattı.
"asla seni piç" adamın sinirle kalkıp yüzüğü yanmadan kurtarmasını izledi.  Yüzüğü demir çubuğa takılı halde çıkarıp masaya bırakırken Canan'ın saçlarına yapıştı.
"sinirlerime zor hakim oluyorum daha fazla ileri gideyim deme Canan" Mehmet onu bıtaktı tekrar yerine oturdu.

"Hashan olman zaten zor, seni kabul ettiğimi söylüyorum sen" 

 "istemem seninle olduğum güne de lanet olsun çık git be" Canan ağlaya ağlaya yeter artık diye bağırdı.

"aynı şeyi bende sana söylüyorum barışman için ne yapmam gerek söyle yapayım" Canan ona ezik bakışlarla baktı.

"barışmam, bitti " Mehmet hiç oralı olmadan
"kendimi sana affettireceğim" Canan üstünü düzeltmeye çalışarak
"bana yaptığın onlarca hakaretlerden sonra asla" Mehmet kıza doğru yürüdü ve onu tuttu. 
"öfkeliydim.  O yüzüğü bana gönderince..." sustu bir süre. "Bu yüzüğü sana verdiğim zamanı hatırlıyor musun? Hastanede yine kavga etmiştik, şimdi barışacağız" kolunu onun boynuna dolamaya çalışan adamı geri itti.
"hayır istemiyorum bu çok fazla"  kolunu adamın boynuna dolamadı. Kendini ondan uzaklaştırdı. Mehmet derin nefes alarak son sabır kırıntılarıyla,

"ne yapmamı istiyorsun söyle,  cezamı ver sonra bana geri dön" Canan ceza da vermek istemiyordu ona o kadar nefretle baktı ki adam yerinden kalkıp mutfağa gitti. Geri geldiğinde elinde iki sandiviç vardı.
"al ye" Canan tabağı yere attı.
"senden hiçbir şey istemiyorum eve  götür beni, herkes kendi hayatını yaşamalı karışma bana" Mehmet yere düşen ekmeği öptü telaşlıca ağzına attı. Canan aklına  çocukken neler çektiği geldi ama sonra onun kendisine yaptığı eziyetler de aklına geldi. Ağzındakini çiğnerken kızı şehvetli gözlerle süzen adamın bakışlarından sonra iç çamaşırlarıyla oturduğunu fark etti.  Elleriyle üstünü kapattı.
"bakma öyle artık sana ait değil " kızgın adamın tabağı duvara fırlatışını seyretti. Tabak bin parçaya ayrılırken o hala ona bakıyordu.
"hala benim"
"değil değil değil diye bağırdı" adamın yanına yaklaşmasından korkarak hazır bulundu. Savunmaya geçecekti. 
"sana kaç kez böyle açık şeyler giyme dememiş miydim ?"
"sen çıldırdın mı, biz ayrıldık kafan yerinde mi senin Allahım ya çattık" Mehmet kıza bakıp
"zorla dayatmamı mı istiyorsun"

"zaten bugüne kadar her şeyi zorla yapmadık mı hiç beni dinledin mi, sana hayır dememi kabul edemiyorsun ama alış Mehmet Aslan beni çoktan kaybettin. Çok geç" Mehmet kızı üzerine oturturdu. Canan debelenirken Mehmet kızın saçlarını okşadı.
"debelen bebeğim" Canan onu son silahıyla vurdu.
"sen katilsin katil" kıza bakan Mehmet
"nerden çıktı bu " Canan onun şaşkınlığından yararlanarak ayağa fırladı siyah çubuğu şömineden kaptı.
"demek bilmek istiyorsun dinle de ne mal olduğunu anla, beni dinlemeden terk ettiğinde ben hamileydim, seni ikna etme adına defalarca peşinde koşup itile itile bebeğimi kaybettim, onu sen öldürdün sen..." ağlarken bağırıyordu. Beni yerlerde sürüklettin, beni dinlemedin bile. Son kez kapına geldiğimde o kadınla evine girerken sana veda etttim ben bitirdim" Mehmet ona bakıp
"hamile miydin karnına bakan adamın yaklaşmasına izin vermedi"
"merak etme katil olduğunuda bilince rahatlamışsındır Hashan bağı olan çocuğun olmayacak çünkü sen onu öldürdün bebeğimi" ağlarken Canan geçmiş canını iyice yaktı.
"bilseydim "
"yine yapardın yine, unuttun mu Arif Hashan benim babam, sakın yaklaşma bu işi bitiririm Mehmet Bey" 
"bana bak bilmiyordum yoksa seni asla öyle" Canan artık dayanamıyordu. 
"kes artık anlamıyor musun senle uğraşmaktan yoruldum. Ben bir sevgili istedim, bir büyük bebek değil sözden anlamayan biri değil çekil artık önümden" adam hala şaşkın halde,
"hamileydin öyle mi lanet olsun diye etrafı dağıtmaya başladı" Canan onun kendi içinde düştüğü bu durundan yararlandı evden çıktı,  Mehmet elini tutup bedenine yaslarken
"tekrar başlayacak bu sefer yanlış yok " hayır diye söylerken bıkkın ve yorgundu. Sesi bunun kanıtıydı. 
"öldürmen gerek, başkasından hoşlanıyorum onunla birlikteyim" 
"Kerim denilen herif mi"
"bırak, hayvanlık etme beni eve bırak " Canan enkazın içinden çıkmak için uğraşa dursun adam onu bırakmadı.
"yarın evleneceğiz, her şey hazır seni bırakmam" Canan hiç tereddüt etmeden adamın belindeki silahı alıp ona doğrulttu. 
"şimdi Mehmet unuttuğun şeyi hatırlatayım sana adım Canan babam Arif Hashan, aileni geberten adam ve sen hayatımın hatası karşımdasın"  tetiği çekti, Mehmet kıza bakıyordu hatta yaklaştı namluyu kalbine dayadı.
"yapamazsın, beni severken yapamazsın" Canan gözyaşlarıyla ona baktı.
"Canan özür dilerim ben eşeğim seni davama alet ettim, koruyamadım. Bebeğimizi koruyamadım, sana ihanet ettim hak etmiyorum seni yine de tek bir şans canım tek şans istiyorum senden "Canan acımadı adamın soluna ateşledi ama tam zamanında Rıfat yana kolunu kıvırdı Mehmet'in sol kolunu sıyıran kurşun evin camında patladı.


BEKLENEN by sealaterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin