Media için okurarkadaşınız Arifeye tişikir edin. Gözünüz gönlünüz açılsın diye size fotoğrafı atmamı istedi sksnksjs
Bölüm sonu notuna mutlaka bakın.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar...
-şşştt ayak sesleri geliyor.
Ellerimi ağzıma kapayıp başımı anladığımı belirtircesine salladım. Şuan ne mi yapıyorum? Jimin'in "Seksi Plan" başlıklı mükemmel planını yerine getiriyoruz. Her ne kadar adından dolayı güzel bir plan düşünebilmiştir diye hayal etmiştim ancak tamamen yanılmışım. Jimin'in bulduğu plan kelimenin tam anlamıyla saçma. Gerçekten saçma. Hatta o kadar saçma ki Jimin'in şuan Bay Bobs'a sarılıp karanlıktan korkmaması için onu sakinleştirmeye çalışması bile daha az saçma. Ve şunu da söylemeden geçemeyeceğim. SEN KAÇ YAŞINDASIN DA HALA OYUNCAK BİR ASLANLA KONUŞUYORSUN!
Huh... Tabiki bunu dışımdan söylemedim.
Evet, şimdi size Jimin'in Jin için hazırladğı Seksi intikam planını anlatacağım. Plan şu, Jimin ve ben yatağın altına saklanıp Jin geldiğinde onun ayağını tutacak ve korkutacağız.
EVET PLAN BU KADAR BASİT VE SAÇMA!
-o yüzündeki memnuniyetsiz ifade de ne öyle? Seksi planımdan şüphe mi duyuyorsun yoksa?
Jimin tek kaşını kaldırarak tehditkar bir şekilde konuştuğunda kocaman gülümsedim.
-ahahaha o ne demek şimdi? Bir kere planın adı Seksi plan ne kadar kötü bir plan olabilir ki? İsmi bile seni andırırken çuvallama ihtimalimiz yok öyle değil mi?
Jimin onu övdüğüm için kendinden emin bir şekilde sırıttığı sırada odanın kapısı açılmıştı. İkimiz de kocaman olan gözlerimizle sesimizi kesmiş, odaya girenin kim olduğunu anlamaya çalışıyorduk.
-burada bizi kimse göremez.
Bu Jin'in sesiydi. Plan her ne kadar saçma olsa da şimdiden heyecanlanmıştım.
-bana öyle bakma. Hayaletlerle konuşabildiğim gerçeğini gruptakilerden saklamaya çalıştığımı biliyorsun.
Nefesimi tutmuş kocaman gözlerimle Jimin'e baktığımda o da aynı şekilde bana bakmıştı. Ben.. Yanlış mı duydum?
-biliyorsun ki bir süredir bana gruptan birinin vücudunu ele geçireceğini söylüyorsun. Ve bunun için gruptan sevmediğim birini seçmemi istiyorsun. Aklımda iki kişi var ancak henüz hangisinin bedenini ele geçireceğine karar verebilmiş değilim.
Ellerim Jimin'in kolunda onu sımsıkı tutarken yüzümü ona yaklaştırdım.
-J.jimin, ne yapacağız? Bilmememiz gereken bir şeyi öğrenmiş gibi hissediyorum.
Jimin eliyle ona daha fazla yaklaşmamı işaret ettiğinde biraz daha ona kaydım.
-Eren sessiz olmalıyız ve onlar odadan çıktığında buradan kaçmalıyız.
Başımı hızlıca salladım.
-bir de tüm bunları menajer unnieye anlatmalıyız.
Başını hızla aşağı yukarı salladığında Jin odada dolaşmaya başlamıştı. Yatağın altından onun ayak hareketlerini takip edebiliyorduk.
-demek aklımda olan o iki kişiyi soruyorsun. Evet söylüyorum, o iki kişi Jimin ve Eren!
Kendimi sıkıp Jimin'in koluna birkaç kez vurduğumda elimi tutup sıkmaya başladı.
-şşşt...
Başımı salladım. SANIRIM BURADA ÖLECEĞİZ!!
-neden mi o ikisi? Çünkü Jimin bana sürekli komik olmayan şakalar yapıyor ve Eren de bana dikleniyor. Üstelik onlardan büuük olduğum halde sözümü dinlemiyorlar! Ama artık her şey bitti. Onlardan kurtulup yerlerine sen geçeceksin ve beraber dünyayı fethedip bir Mario krallığı kuracağız. Nihahahahahahaaa....
Jin kötü adam kahkahası attığında titremiştim. O... Her zaman bu kadar korkunç muydu?! Şimdi özür dilesem bırakır mı acaba? Uzanarak Jimin'i dürttüm.
-özür dilersek bizi bırakabilir.
Başını hızla iki yana salaldı.
-saçmalama. Bizi öldürüüüür!
Derken sesi biraz yüksek çıkmıştı. Hızla uzanarak elimi ağzına kapadım.
-bir dakika, bir ses mi duydum? Sen de duydun mu?
Jin odanın içinde dolaşmaya başladığında korkuyla Jiminle birbirimize daha çok yaklaşmış, neredeyse sarılır biçime gelmiştik. Biri böh dese ikimiz de altımıza yapacaktık.
-buradan mı geldi?!
Jin bir anda bağırarak dolabın kapağını açtığında kulağıma gelen bir pırt sesinin ardından burnuma pis bir koku gelmeye başladı. Hayır hayır mecaz anlamda söylemiyorum, gerçekten pis bir koku geldi. Başımı çevirerek Jimin'e baktım.
-cidden osurdun mu?!!
Sorumla beraber bana köpek bakışlarıyla bakmaya başladı.
-Bay Bobs yaptı.
Huh... Tamam sakinim. Buradaki asıl sorun Bay Bobs adında oyuncak bir aslanın osurması değil, hayaletlerle konuşan grup üyemizin bedenimizi ele geçirip dünyayı fethetmek istemesi. Asıl soruna odaklanmalıyım... AMA LANET OLSUN Kİ KOKU YÜZÜNDEN ASIL SORUNA ODAKLANMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUM!
-hm... Yanlış duydum sanırım.
Jin tekrar odanın içinde dolanmaya başladığında kokudan ellerimle burnumu kapamış, osuruk kokusundan ölmemek için mücadele veriyordum.
-buradan geldi!
Jin perdeyi hızla açarak bağırdığında tekrar gelen bir pırt sesiyle başımı Jimin'e çevirdim.
-s.ç Jimin. Gel bir de ağzıma s.ç! Ölücez ulan ölücez! Popona sahip ol!
Bağırmadan azarlamaya çalışmak ne kadar zor biliyor musunuz?
-a.ama gerçekten Bay Bobs yaptı.
Elimi alnıma götürerek şakaklarımı ovaladığım sırada elimi burnumdan çektiğim için içime dolan kokuyla kısa bir baygınlık geçirmiş, Jimin'in beni dürtmesiyle irkilerek kendime gelmiştim. Ben neredeyim? Burası neresi? Neden kafamın etrafında maymunlar mezdeke oynuyor?
-iyi misin?
Sorusuyla ağlayacak gibi olmuştum. Elim burnumda ona döndüm.
-Jimin, lütfen kendini feda edip dışarı çık ve hayalete kendini teslim et. Yoksa burada ikimiz de kokudan öleceğiz!
Jimin kaşlarını çattı.
-abartma kötü kokmuyor.
Ona sanki dünyanın en salak insanıymış(!) gibi baktım.
-gelmeden önce 10 yıl buzdolabında beklemiş çürük yumurta falan mı yedin?! Bu koku nasıl kötü olmayabilir? Yetkililer bu kokuyu fark ederlerse üzerinde deney yapmak için seni alır, sonra da bu kokuyla atom bombasından daha tehlikeli bir bomba yapıp düşmanlarına fırlatabilirler! O yüzden lütfen sus!
Jimin gözlerini devirdiği sırada Jin yatağın üzerine oturmuştu. Korkuyla nefesimi tutmuştum. Ya da kokudan ölmemek için tutmuştum her neyse konumuz bu değil. Konumız Jin!
-yanlış duymuş olmalıyım. Oysa bir ses duyduğuma emindim. Her neyse madem öyle fazla dikkat çekmeyelim. Odadan çıkıp diğerlerinin yanına gidelim. Eren ve Jiminle daha sonra ilgileniriz.
Jin ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüğünde rahat bir nefes bıraktım. Huh... Sanırım kurtuldu-
-BÖH!!
Jin bir anda eğilip bağırarak böh dediğinde ikimiz de çığlık atmaya başlamıştık. Yatağın altından çıkmaya çalıştığımızdaysa biri arkadan ayağımızdan tutmuştu. Jiminle ikimiz bir anda ayaklarımızdan çekilerek sürüklendiğimizde sırt üstü dönerek bizi çeken kişiye baktık. Karanlığın içinde parlayan bembeyaz bir vücudu vardı. O yoksa... Jiminle başımızı birbirimize çevirdik.
-AAAAHHHHH!!! HAYALEEEEET!!!
İkimiz de korkuyla o beyaz şeyin karnına tekme attığımızda geriye düşmüştü. Hızla ayağa kalkarak kapıya koştuğumuzda arkamızdan Jin'in kahkahaları duyuluyordu.
-HAHAHAHAAA DEMEK BURADAYDINIZ! ÖLECEKSİNİİİİZZZ!! ZUHAHAHAHAHAAAÖHÖHÖHÖĞ
Jiminle son sürat koşarken ışıkların olmadığını fark etmiştik. Bu kesin o hayaletin işiydi!! Bulduğumuz ilk odaya dalarak kapıyı kapadık ve sırtımızı kapıya verdik. Burada saklanabilirdik.
-ne yapacağız?! Telefonunla hemen diğerlerini arayıp haber ver!
-telefonum şarjda!
İkimiz de birbirimizle bağırarak konuşuyorduk çünkü korkmuştuk ve kendimizi kontrol edemiyorduk. Ellerimle ceplerimi aramaya başladım ancak benim de telefonum yanımda değildi. Jimin beni dürttüğünde sinirle ona döndüm.
-ne var?!
Gözleri kocaman olmuş bir noktaya bakıyordu. Gözlerimi kırpıştırarak onun baktığı tarafa baktım. Dönmemle şoka girmiştim. O...
-AAAAHHHH!!
Yüzüne karanlıkta telefon ışığını tutan Sugayı görmemizle ikimiz de çığlık atmıştık. Hızla kapıyı tekrar açtık ve koşmaya başlamıştık. O kadar korkuyordum ki birazdan Jimin gibi ben de pırtlatabilirdim! Hızla başka bir odaya girip kapıyı kapadığımda Jiminle ayrıldığımızı fark ettim.
HARİKA!
Huh tamam sakince düşünelim. Korku filmlerinde ilk ölen kişi her zaman şişman ve gözlüklülerdir. İkimiz de bu kritere uymuyoruz. Sonra ölense meraklı olanlardır. Meraklı olduğumu saklamayacağım ancak Jimin de çok meraklı biri. O yüzden bu konuda eşitiz. O zaman sıradaki ölecek olan kişi güzel ve aptal olan kız. Her zaman kaçarken diğerlerindne ayrılır ve saçma sapan yerlere giderek kendini öldürtür. Jimin kız olmadığı için onu eliyoruz. Ben güzelim ve kızım. Sanırım aptal olmadığım için sıramı tekrar savıyorum. Huh.... Çok zekiyim. Sanırım sıra asla bana gelmeyecek ve hayalet bedenimizi ele geçirmeden diğerlerine ulaşabileceğiz.
Derin bir nefes alarak arkamı döndüm ve girdiğim odaya baktım. Bu oda biraz tanıdık geliyordu...
-burada ne işin var?
-anneciiim!!
Zıplayarak geriye kaçtığım sırada ayaklarım birbirine dolanmış yere düşecektim. O sırada konuşan kişi refleksle uzanarak beni bileğimden tutarak kendine çekmiş, düşmeme engel olmuştu. Derin bir nefes alarak yüzümü çarptığım göğüsten biraz geri çektim ve başımı kaldırarak beni tutan kişiye baktım.
-T.taehyung?
Dedim şaşkınlıkla. Burası onun odasıydı.
Karnalıkta bir süre gözlerime baktıktan sonra elini belimden çekerek birkaç adım geri çekilmişti.
-burada ne işin var?
Dedi sorusunu tekrarlayarak. Yutkunarak ona doğru yürüdüm ve kapıyı işaret ettim.
-Jin hayalet arkadaşıyla birlikte Jimin ve benim peşimde. B.biz kaçıyorduk ve yollarımız ayrıldı. Jin bizi yakalayıp bedenlerimizi hayalet arkadaşına verecek ve dünyayı ele geçirip Mario krallığı kuracakmış.
Dedim ciddi bir şekilde. Tek nefeste olan her şeyi anlatabilmiştim. Taehyung derin bir nefes alarak arkasını döndü ve uzun cam pencerenin önünde duran tekli koltuğa oturdu. Ardından bacak bacak üzerine atıp bana yatağı işaret etti.
-oturabilirsin.
Başımı sallayarak yatağına oturdum ve parmaklarımla oynamaya başladım. Jimin'in başına bir şey gelmez öyle değil mi? Yani her ne kadar kurtulmak istiyor olsam da sırf bu yüzden onu feda etmekte istemiyorum. Sonuçta o benim arkadaşım. Eminim o da beni düşünüp benim için endişeleniyordur. Çünkü biz iyi arkadaşlarız.
⏳⏳⏳
O sırada Jimin
-LÜTFEN BENİ ALMA ERENİ AL! BİLİYORUM ÇOK SEKSİYİM VE GÖZ KAMAŞTIRAN BAKLAVALARA SAHİBİM. HER HAYALET BENİM MÜTHİŞ BEDENİME SAHİP OLMAK İSTER AMA KASLI OLDUĞUM İÇİN BENİM ETİM ÇOK SERTTİR. O YÜZDEN GİT ERENİ AAAĞĞLL!!
⏳⏳⏳
Evet evet, şuan kesinlikle benim için endişeleniyordur. Kendi kendime düşünürken gözlerimi koltukta oturmuş öylece yeri izleyen Taehyung'a çevirdim. Üzerinde krem rengi bol bir tişört, altında yine onun gibi bol olan siyah bir eşofman vardı. Akşam vakti olduğundan ay ışığı yüzünün birazını aydınlatıyordu ve dalgalı siyah saçları gözlerinin üzerine düşmüştü. Bu gözlerini görmemi zorlaştırıyordu.
-sanırım ışıklar gitti.
Dedim konuşma başlatmak için. Bir süre sustuktan sonra cevap verdi.
-sanırım.
Evet... Bu fazla tatmin edici bir cevap değildi. Sanırım hala benimle konuşmak istemiyor.
-biz... Sadece arkadaş olabilir miyiz?
Bir anda söylediğim sözlerle başı bana dönmüştü. Evet gerçekten bunu istiyordum. Eskisi gibi olalım, beraber pratik yapalım, film izleyelim, oyunlar oynayalım ve gezmeye gidelim. Çok mu şey istiyorum? İstediğim şeyler sadece bunlar.
-arkadaş...
Dedi ayağa kalkarken. Bana doğru yürümeye başladığında gergin bir şekilde ona bakmaya başladım. Teklifini reddettim diye bana bağıracak mı? Ya da arkadaş olma fikrim yüzünden beni odadan mı atacak? Tam önüme geldiğinde üzerime eğildi ve gözlerime bakmaya başladı. Kalbim biraz önce korkudan kaçarken attığı gibi atıyordu. Sesini duyacak diye tedirgin olurken elini uzatarak kucağımda duran elimi tuttu ve göğsünün üzerine götürdü.
Kalbi... Benim kalbim gibi hızla atıyordu. Buna ben mi sebep oldum?
-arkadaşların kalbi birbirlerini gördüğünde bu şekilde atmaz.
Dediğinde gözlerimi göğsünden yüzüne çıkardım. Bu ifadeyi ikinci kez görüyordum. İlki onu reddettiğimde görmüştüm, ikincisiyse şimdi. Acı dolu bir yüz ifadesiyle karanlıkta parlayan gözleriyle bana bakıyordu.
-gerçekten bizim için bir şans veremez misin?
Derken avcunun içinde olan elimi biraz daha sıkı kavramıştı. Kal gelmiş bir şekilde öylece ona bakıyordum. Ne elimi geri çekip başımı çevirebiliyordum, ne peki diyip boynuna sarılabiliyordum.
Ben onun kalbini kırmak istemiyorum...
-b.ben...
-AAAĞAAĞAĞAĞAAĞĞAAAAHHH!!
Koridoru dolduran çığlığın ardından birinin odaya dalmasıyla korkup geriye sıçramıştım. Hemen ardındansa Jimin koşarak Taehyung'un kucağına atlamış, sımsıkı boynuna sarılmıştı.
-TAEHYUNG KURTAR BENİİİĞ!! AAĞĞĞH HAYALET KASLARIMI YİYECEEEĞĞK!!
Taehyung şaşkın bir şekilde kucağındaki Jimin'e bakarken bir anda odaya dalan Jin ve arkasında gördüğüm hayaletle bende bir çığlık koparıp onun arkasına saklandım. Ellerimle tişörtünü sıkı sıkıya kavramış omzunun üzerinden Jin'e bakıyordum.
-yah! Alt tarafı vücudunu ele geçireceğiz neden bu kadar korkaksın?!
Jin sitemli bir ses tonuyla konuştuğunda Jimin parmağını ona doğru sallamaya başladı. Sanki korkudan Taehyung'un kucağına çıkan o değilmiş gibi cesaretli bir şekilde konuşuyordu.
-cidden kaslarıma dokunabileceğini mi sandın?! Yıllardır beni kıskandığını biliyordum. Sonunda o pis yüzünü ortaya çıkardın!
Jimin'in lafı biter bitmez Taehyung kaşlarını çattı.
-hyung, burada ne dönüyor? Ayrıca arkandaki de kim?
Bunu söylediğinde hayalet birkaç adım ilerleyerek Jin'in yanına geldi. Ben korkuyla onlara bakarken hayalet bir anda üzerindeki beyaz çarşafı çıkararak kahkaha atmaya başladı.
nE¿
-Jungkook?!
Dedim şaşkınlıkla. Jimin ve ben onlara şaşkınca bakarken o ikisi kahkaha atıyorlardı. Bu gerçekten...
-senden beklemezdim Jungkook!
Sinirle ona baktığımda gülümseyerek bana döndü.
-ama korktuğunda çok tatlıydın.
Huh... Hayır hayır, onu dövmemeliyim. Armylerden biri bunu öğrenirse beni Jimin'in osuruğunun olduğu bir odaya kapayarak eziyet edebilirler. Bu istediğim en son şey.
-daha ne kadar kucağımda durmayı planlıyorsun?
Taehyung konuştuğunda Jimin onun kucağından inmiş, kaşlarını çatmış bir şekilde beni bileğimden tutarak yanına çekmişti. Ardındansa Jin'in üzerine doğru yürüdü.
-siz ikiniz... Bu yaptığınızı ödeyeceksiniz.
Dedi ve beni de peşinden sürükleyerek odadan dışarı çıktı. Ben onun peşi sıra giderken Jimin omzunun üzerindne bana baktı.
-bu bir savaş ilanı Eren. Onları ezeceğiz.
İçimde uyanan intikam arzusuyla başımı hızla aşağı yukarı salladım. Bunun üzerine Jimin sırıtarak tekrar önüne döndü.
-Seksi plan 2 için hazır olun, intikamımız acı olacak.
Bay Bobs'ın(?) osuruğundan bayılmayan arkadaşlarla soru cevaba geçelim efenim.
Sizce Jimin Seksi Plan 2'de nasıl bir intikam planlayabilir?
Taehyung'dan bir atak daha geldi. Sizce Eren bu sefer kabul edecek mi?
Evet bölüm sonu notuna geçiyoruz. Finallerim Ocağın ikinci haftasında başlayacak ve sınavlara çalışacağım için bu attığım son bölümdü. Yine 3 hafta gibi bir süre sonra tekrar kaldığımız yerden devam edeceğiz. Ancak şöyle bir şey aklıma geldi. Eğer son üç bölüm 65 voteye çıkarsa haftaya bir bölüm daha yazmak için zaman ayıracağım. Şimdiden tişikirlir inşallah sizin de sınavlarınız güzel geçer efenim.
Hepinize mutlu yıllar diliyorum ve hepinizi öpüyorum🐿️🐿️🐒🐿️
İnstagram adresim: vaveylai_ruhl_wattpad
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Hepinize BTS'li günler🐒