8•ben burdayım

315 28 2
                                    

Mark ile Melina sohbetlerine devam ediyolardı Taeyong rahatlıkla görebilecekleri bir uzaklıktaydı Melina ona bakmıştı sadece öylesine gözü kaymıştı o sırada ise Taeyong'un telefonu yere düşmüştü, tittrediği uzaktan bile belli olabiliyordu. Melina hemen arkadaşının yanına koşmuştu, Taeyong'u tutup sakinleştirmeye çalışırken Mark yerden hala açık olan telefonu alıp konuşmaya başlamıştı.

"Kimsiniz?"

"Asıl sen kimsin? Taeyong nerde?"

"Soruma cevap alırsam senin sorularını da cevaplayacağım."

"Jaehyun. Taeyong'un sevgilisi olan Jaehyun."

"Ne konuştuğunuzu bilmiyorum ama şu an Taeyong çok kötü, ona iyi gelmiyosun sanırım."

"Saçmalamayı kes ve bana hemen konumunuzu at!"

"Umarım bi bokluk çıkarmazsın."




Taeyong'u eve bırakmışlardı Mark'da konumu atmıştı Jaehyun ise uzakta olmasına rağmen iki saat içerisinde gelebilmişti. Kapının önündeydi zili çalması ile bir yıllık özlemleri son bulacaktı ama bir türlü cesaret edemiyordu, en sonunda daha fazla vakit kaybetmeden zile bastı. Bir yıldır özlemle adını sayıkladığı fotoğraflarına baktığı o yüz karşısındaydı ama o gerçekten kötü bir haldeydi.

Jaehyun daha fazla dayanamayarak karşısındaki cılız bedene sarıldı Taeyong'da sarılmaya çalışıyordu ama bunun için çok güçsüzdü tek yapabildiği deli gibi özlediği o kokuyu içine çekerek ağlamaktı.

"Ağlama bebeğim bak ben burdayım, yanındayım."

"Bana diyene bak sende ağlıyorsun Jung Jaehyun!"

Taeyong küçük çocuklar gibi mızmızlanarak konuşmuştu Jaehyun'da bir tarftan ağlıyordu. Ayrı kalınca her şeyin iyi olacağını düşünselerde işler hiç öyle ilerlememişti. Onlar iki yapboz parçası gibi sadece beraberken mutlu olabiliyorlardı.

"Ne zaman geldin Kore'ye?"

"Yaklaşık dört beş saat önce."

"Hey çok yorgun olmalısın benim pijamalarımdan birini giy yiyecek bir şeyler hazırlayacağım."

"Kendini yorma bebeğim bir şeyler sipariş edelim olmaz mı?"

"Evden yesek daha sağlıklı olurdu ama canın nasıl isterse öyle yapalım bana fark etmez."

"Tamamdır her zaman yediğimiz pizzadan söylüyorum."

"Tamam hayatım sen söyle ben sana giyecek bir şeyler ayarlayayım."

Taeyong dolabının önünde kıyafetlerleriyle bakışıyordu Jaehyun'a göre boyu kısaydı bu yüzden ona olabilcek bir takım bulması zordu. Aldığı en oversize tişörtün altına siyah bir şort bulabilmişti.

"Sana olabilecek tek kıyafetlerim bunlar ben masayı ayarlayacağım giyip gel yanıma."

Jaehyun başını sallayıp mutlu mutlu Taeyong'un odasına ilerlemişti bu sefer ilişkilerinin mükemmel olmasını sağlayacaktı Taeyong'u tekrar kaybetme düşüncesi bile onu boğuyordu.


Balkondaki sevgilisini görüp ayağına bir terlik giymişti. Taeyong'un yanına oturmuştu evinin manzarası gerçekten çok güzeldi küçük bir villada yaşıyordu Tae.

"Kore'den gidebileceğini hiç düşünmemiştim. Amerika'ya gittiğini öğrendikten sonra iyice bittim, her gün yaptıklarımın pişmanlığını yaşadım o lanet olası eski zamanlara geri dönmek istedim. Bana tekrar o sevgili dolu gözlerle günaydın diyip kollarınla sarıp uyutmanı bekledim. Her şeyin düzeleceğini ayrı kalmamızın ikimiz için daha iyi olacağını düşünmüştüm ama yapamadığımı fark ettim sürekli acile kaldırılıyordum. Kendimi öldürmeyi de denedim... birçok kez hemde. Bazen tekrar benim olursun umuduyla ayakta kalmaya çalıştım. Seul'den uzaklaştım sonra Johnny ve Ten'in evlendiğini öğrendim bir kere bile aramadılar-

Taeyong'un nefesi kesilmişti ağlamasını da durduramıyordu. Jaehyun sevgilisine yaklaşıp kollarını sardı.

"Tamam bebeğim kendini daha fazla üzme, bak biz birbirimize yeteriz başka insanlara ihtiyacımız yok. Biliyorum Johnny senin özel bir arkadaşındı ama yapabileceğimiz bir şey yok önümüzde yeni bir hayat var. Tekrar mutlulukla huzurla yaşayacağımız uzun yıllarımız var, onun yaptığı hatayı düşünme  bırak giden gitsin hayatımızdan. Günün sonunda biz gene birbirimize sahip oluyorsak başkalarına ihyacımız yok."

Jaehyun Taeyong'un saçlarına bir öpücük kondurup, yüzünü elleri arasına almıştı gözyaşlarını silmişti.

"O soğuk hastane odalarında hep yalnızdım her gün yanıma gelmeni diledim ama... en yakınım dediğim arkadaşım bile gelmiyordu. Jaehyun ben sensiz gerçekten ölüyüm beni sakın bir daha bırakmaya kalkışma!"

"Seni artık iki dakika bile yalnız bırakmam kurtulamazsın artık benden."

"Keşke ufacık olsan seni cebime koyabilsem hep benim olsan Jung Jaehyun. Ben sana gerçekten çok aşığım."

(vıcık vıcık oldular özür dilerim jdkdjks)

Taeyong Jaehyun'un dudaklarına yapışmıştı işte şimdi bir yılın özlemini çıkartıyorlardı tabii zil çalmasaydı.

"Sıçarım böyle işe ama!"



merhaba bok gibi bir bölüm
kafam o kadar dolu ki gerçekten yazdığım her şey iğrenç oluyo
btw fici uzatmaya karar verdim
ayrılmaya kalbim izin vermedi

sizi seviyorum
oy verirseniz çok sevinirim
💖💖💖

Bye Bye My Blue|•JaeyongWhere stories live. Discover now