5•abartmak

360 33 18
                                    

ertesi gün

Taeyong Jaehyun'la yaşadıkları evin misafir odasında kalmıştı pek fazla uyuyabildiği söylenemezdi. Bu evin kokusu Taeyong'a çok fazla şeyi hatırlatıyordu bütün ilkleri bu evde yaşanmıştı ilk kavgaları, ilk öpüşmeleri, ilk beraber yatmaları, ilk beraber yaptıkları yemeği... Ve daha fazlası bütün gece bunları düşünmüştü bir de Jaehyun'un dikiş atılmış elini "Acaba acıyor muydu?" içinden geçirdi. Onun daha fazla acı çekmesini istiyordu Taeyong'un hedeflediği acı bu tarz değildi yıllarca unutamayacağı hep kalbinde bir yara olarak kalacak bir acı olmasını istiyordu, aklında bir planı vardı. Tabii bu planı yapabilmesi için önce kendini hazır hissetmesi gerekiyordu, Taeyong'un ne olursa olsun yapmayı en sevdiği aktivite olan alışverişe çıkma fikri geldi birden aklına. Kendi parasını harcayamazdı yukarı çıkıp Jaehyun'un kredi kartını alması lazımdı bugününü Jaehyun ısmarlamış olsa ne olabilirdi ki? Kapıyı sessizce açıp odadan çıkmıştı yere çok nazikçe basıyordu, karşısındaki merdivene ulaşsa zaten iş bitmişti. Yukarı çıktığında karşısındaki cam duvar sayesinde Jaehyun'un uyuduğunu görebiliyordu, kapısı olmayan odaya adım attığı zaman parke çıtırdamıştı işte bu yaşanmamalıydı. Jaehyun bazı garip sesler çıkartıp hareket etmişti ama uyanmamıştı Taeyong derin bir iç çekip Jaehyun'un cüzdanını aramaya başlamıştı. Genelde pantalonunun cebinde olurdu yerdeki pantalonla bakıştı Taeyong, üstünden çıkardığı şekilde duruyordu bu adam bu kadar kısa sürede nasıl dağınık biri haline gelebilmişti. Ev çöp eve dönüşmüştü normalde Jaehyun titiz biriydi şimdi ise pek umursarmış gibi gözükmüyordu. Taeyong iki parmağıyla tiksinerek pantalonu kaldırdı tahmin ettiği gibi cüzdanı arka cebindeydi. Sadece kartı alsa yeterdi.

Kartı pijamasının cebine atmış odadan çıkarken adının çağrılmasıyla başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü.

"Taeyong neden buradasın?"

O yeni uyandığında ki ses tonu Taeyong'u çok etkilemişti ama kendini tutuyordu.

"Bir şeyin düşme sesi geldi iyi misin diye bakmaya geldim uyuduğunu gördüm tam çıkıyordum."

Neden bu kadar saçma bir yalan uydurmuştu ki o Lee Taeyong'tu nasıl söyleyebilmişti böylesine dandik bir yalanı.

"Beni merak mı ettin?"

"Nasıl anlamak istiyosan öyle anlıyosun seninle konuşmak istemiyorum."

Ağzından nasıl çıkıyordu bu kelimeler böyle. Kendine kızgın bir şekilde merdivenleri indi, Jaehyun ise düşünüldüğünü sanıp mutlu oluyordu.

Kartı kendi cüzdanına koyup giyinip evden çıkmak için kapıya yönelmişti ki Jaehyun onu durdurmuştu.

"Nereye?"

Altında sadece siyah eşofmanı vardı Taeyong gözlerini kaçırıyordu Jaehyun'un vücuduna bakmamalıydı.

"Sana ne?"

"Aramızın düzeldiğini düşünmüştüm hem eve döndün?"

"Sana bir kez daha söylüyorum kalacak yerim olmadığı için geri döndüm ve sana izin verdiğim için burda kalıyorsun unutma!"

"Johnny hyung seni evden kovmaz ya da buraya dönmene izin vermez Taeyong onu tanıyorum."

"Sana hayatımı anlatmak zorunda değilim Jaehyun, çekilirsen gideceğim."








Bye Bye My Blue|•JaeyongDär berättelser lever. Upptäck nu