Kontrolü Kaybedilen Oyun

3.4K 311 338
                                    


Sonbahar Ağaçları çıplak bırakmış ve kurumuş yapraklar yerleri süslemişti. Kış ayında olmalarına rağmen hala güzden çıkılmamış, kış ayı şehre oldukça geç kalmıştı. Uzun tutamlarının arasında dans eden rüzgar biraz olsun gerginliğini alıp rahatlamasını sağlarken kulağına o kahkaha doldu.

Felix'in kahkahasına karışan bir çocuk gülüşü bile sönük kalmıştı. Elinde tuttuğu su şişesini daha sıkı kavrarken hastanenin arka bahçesinde koşuşturan iki bedene baktı. Aralarında fiziken fazlasıyla fark olsa da sanki aynı yaşta 2 çocuk gibiydiler.

Felix'e ne kadar koluna dikkat etmesi konusunda uyarsa da yine onu dinlemediğini ve erkek çocuğunu tek koluyla kucaklayıp döndürdüğünü gördü. Felix, Kesinlikle söz dinlemeyen yaramaz bir çocuktu.

 Başını onlardan çekip ağacın altındaki bankta oturmuş, yüzündeki tatlı gülümseme ile onları izleyen kişiye çevirdi. Uzun açık kahve saçları omuzlarından aşağıya doğru dökülmüş, önüne düşen iki kalın tutam hafif esen rüzgarla arkaya doğru savruluyordu. İnce ve uzun bedeni giydiği kıyafetlerle daha da belirgin olmuş, ince mavi bir kazak ve altındaki şort denilebilecek kadar yırtık pantolon ile fazlasıyla göz alıcı duruyordu. 

Onun yanına giderken genç kızın bakışları oyun oynayan ikiliden onu buldu ve yüzündeki gülümseme utangaç bir şekilde büyüdü. Bu kadar utangaç olmasını ilk başlarda tuhaf bulmuştu ama tatlı olmadığını inkar edemezdi.

Büyük adımlarla yanına gidip bakın boş kısmına otururken elindeki şişeyi genç kıza uzattı.

"Teşekkür ederim Hyunjin" Zarif elleriyle şişeyi kavrayıp önüne dönerken teşekkür amaçlı başını eğmiş ve saçları bacaklarına değmişti. Saçları gerçekten uzun ve dikkat çekiciydi.

Ona başını sallayıp soğuk olmayan bir ifadeyle karşılık verirken önüne dönüp hala oyun oynayan çocuklara döndü. 

Felix sabah uyanır uyanmaz dışarıya çıkmak istediğini daha fazla odada kalırsa kusana kadar pasta yiyeceğini söylemişti ve tehdidi işe yaramıştı. Üzerini giyinmesine yardım ettikten sonra sessiz ve sakin olan arka bahçeye inmişlerdi.

O sırada ise yerde sık sık nefesler alıp öksüren Chaeryeong'u görmüşlerdi. Erkek kardeşi Yeonjin ağlayarak ablasının çantasını karıştırıyor, bir yandan da özür diliyordu.

Hemen yanına koşmuş ve yardım etmişlerdi. Hyunjin acil bir durum olduğu için çantasını kurcalamaktan çekinmemiş ve içinde bulduğu hava ilacını Chaeryeong'a içirmişti. O sırada Felix Yeonjin'i sakinleştirmeye çalışıyor, onunla tensel temaslarda bulunarak biraz olsun iyi hissetmesini sağlıyordu.

Yeonjin, Hastanede uzun süredir tedavi gören bir çocuktu ve Uzun bir aradan sonra ilk defa dışarıya çıkmıştı. Bu yüzden Ablası Chaeryeong ile oyun oynamak istemiş fakat Astımı olan Ablası hızlıca yorulmuştu. Neyse ki Tam zamanında ilacı vermişler, Ablası yerine Felix ile oynamaya başlamıştı küçük çocuk. 

"Daha iyi misin?" Birkaç yudum sonrasında şişenin ağzını kapatıp yanına koyan Genç kıza dönerken Hafifçe başını sallamış ve gergince elleriyle oynamıştı.

"Çok teşekkür ederim."

"Sorun değil, Felix'de oyun oynayacak birisini arıyordu zaten" Chaeryeong'u tanıyordu. Yan sınıfında sınıf birincisiydi ve ister istemez onunla karşılaşmıştı. İkisi de 2. sınıfların en iyi öğrencileri oldukları için hocalar tarafından defalarca çağrılmış ve aynı ortamda çokça bulunmuşlardı.

"Bu arada Felix'in nesi var?" Merakla ona bakan genç kızdan bakışlarını çekip Felix'e baktı.

Onu kovalayan Yeonjin'den kaçıyor, yüzündeki saf gülüşüyle O küçük çocuktan farksız bir şekilde eğleniyordu. Çocuklarla olan bağına her geçen gün daha da aşık oluyordu. Soojin ile de oldukça iyi anlaşır, çocuklarla çocuk olurdu. 

 Love without thinking |HYUNLİX Donde viven las historias. Descúbrelo ahora