3//İlginç Kurt Viola

12K 1.4K 725
                                    

Herkese günaydııın👋👋

Bu ficte en sevdiğim karakter şu anda Viola kdncjsndn umarım sizde fic boyunca onu en az benim kadar seversiniz👐

İyi okumalar dilerim~~~

........

Jeongguk

"Anne!" Saçlarımı toplu tutan, geçen her saniye ise daha da canımı acıtmaya başladığını hissettiğim çiçekli tokayı ve beyaz kurdeleyi çekerek çıkartırken, hiç olmadığım kadar öfkeliydim. Asla yaşanmaz dediğim tek şey ansızın başıma gelmişti ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Tek istediğim suratıma annem mutfaktan çıkıp geldiğinde yapıştırmak zorunda olduğum mutlu gülümsemeyi söküp atmak ve yatak döşeğimin altına sakladığım kılıcımı alıp ormanda koşturmaktı.

Çöpçatan bahsettiği alfanın tüm olumsuzluklarımı görmezden gelebileceğini söylediğinde, düştüğüm dehşetten hala sıyrılamamıştım. Benim gibi bir omegayı kabul edebilecek bir alfa vardı. Yıllardır berbat bir omega olmak için uğraşıyor, özümü bozmadan ve etliye sütlüye karışmadan yaşamaya çalışıyordum ama şimdi kadının biri çıkıp geliyor ve evlenebileceksin diyordu.

Annem elindeki yemeğin suyuyla ıslanıp koyulaşmış tahta kaşıkla mutfaktan çıktığında ve umutsuz olmasına rağmen heyecanla, "Ee, nasıl geçti?" diye sorduğunda, geniş yakasına rağmen şu an beni boğan ipek kıyafeti üstümden yırtarak atmak istedim. Ancak benim isteklerimin bu düzende işlemediğini öğreneli epey oluyordu. Gülümsedim. İçim kan ağlıyordu ama nadir gösterdiğim sevimli gülümsemem, alışık olmadığından olsa gerek anneme kırıklarımı gösterme konusunda eksik kalmıştı.

"Varmış. Bana uygun bir alfa varmış. Çöpçatan öyle söyledi." Beş saniye. Annemin elindeki kaşığı yere düşürmesi, gözlerini kocaman açması ve parmak ucuna kalkıp boynuma sarılması tam olarak beş saniye sürmüştü. "Yüce Artemis! Sana şükürler olsun!" Belimi bükmeme sebep olurken ayak tabanlarını yeniden yerle buluşturduğunda, yüzümdeki gereksiz gülüşten kurtulup dişlerimi sıktım. Bu sırada annem uzun saçlarımı pamuk elleriyle tarayıp okşuyor, sürekli tanrılara şükürlerini sunuyordu.

Ben ise aynı tanrılara küfretmekle meşguldüm.

"Ah oğlum! Ne kadar sevindim tahmin bile edemezsin! Sonunda senin de bir yuva kurduğunu görebileceğim." Annem geriye çekilip ellerini makyajın yavaş yavaş silindiği, hafif esmer tenimin belirginleştiği yanaklarıma sardı. Evet, omegalara yakışmayan bir diğer özelliğimde esmer tenimdi ve bunu sağlayan kişi ben değildim. Vücudumun kendisi bile en az zihnimin yaptığı kadar şirin omega kalıplarını alt üst ediyordu. Benimki yalnızca bedenime ve arzularıma uymaktı.

"İki gün sonra o alfayı kasabaya çağıracakmış. O zaman bir daha gelmemi, bizi görüştüreceğini söyledi." Silikleşen sesimle neredeyse mırıldanarak konuştuğumda, güneş gibi parlayan gülüşünün bir an bile kaybolmadığı annem yanaklarımı okşayıp dudaklarımı ön plana çıkarttı. "Tabi sen şimdi heyecanını belli bile edemiyorsun. Hala şoktasın öyle değil mi? Ama merak etme, senin hiçbir şey yapmana gerek yok, ben her şeyi halledeceğim." Annemin minyon bedeni söylediklerinden sonra benden uzaklaştığında ve ellerini heyecanla çırptığında omuzlarım söyleyemediğim kelimelerin ağırlığı karşısında çöktü.

Heyecanlı değilim demek istiyordum. Yalnızca senin gönlün olsun diye çöpçatandan çöpçatana geziyordum, evlenmek istemiyorum demek istiyordum. Bir şey halletmene gerek yok, çuval giyerek gitmek, bana uygun olacağını saçmaladıkları o alfayı kendimden sonsuza kadar soğutmak istiyorum demek istiyordum ama dilim dönmüyordu.

"Anne..." iyiden iyiye sessizleşirken mırıldandığımda, parmaklarını iki gün sonraya yaraşacak kıyafetlerimi düşünerek indiren annem bana döndü. Böylece her ne kadar tam olarak hislerimi yansıtamasam da, ona bu işin sonunun ne olacağına dair bir işaret verecek fırsatı bulabildim. "Ya beni beğenmezse? Ya da, ya da daha kötüsü, ben onu beğenmezsem?" Annem göz kenarları kırışırken şefkatle gülümsedi. Bu sırada yeniden bana doğru yaklaşmış, başımı eğmek zorunda kalacağım kadar dibime girmişti.

contrarian omega and the prince alpha Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin