s e k i z

305 34 2
                                    

"Görüyor musun Miranda?" Marinette sırıttı, ikisi de nefes almak için birbirlerinden uzaklaşırken.

"O benim."

"O benim."

Kara Kedi ve Marinette aynı anda söyledikleri sırada birbirlerine şaşkınlıkla baktılar. Kedi'nin şoku sırıtmaya döndü. "Gördün mü? Biz olmalıymışız, Miranda.Özür dilerim."

"Peki, iyi! Okulumdaki gerçekten yakışıklı ateşli çocuğu seçeceğim." kız suratını astı. İkili birbirlerine bakarak kaşlarını kaldırdılar.

"O kim ki?" diye Kedi merakla sordu Miranda'ya.

"Adrien Agreste.Lanet olsun o çok tatlı!" kontrolsüz bir şekilde kızarmaya başladı.

"Yok be.Ben öyle düşünmüyorum." Kedi başını salladı ve eski haline geri dönüştü. "Ben çoktan alındığıma inanıyorum." (Kusura bakmayın anladığım gibi çevirdim orijinali çevrilmedi bir saat eğer "ben çeviririm burayı" derseniz valla iyi olur hiç emin değilim buradan.)

Miranda başka bir şok daha geçirdi. "BURADA HERKES SÜPER KAHRAMAN MI?"

"Hayır sadece biz." Marinette, hayran kıza tatlı şekilde gülümsedi. Miranda yenilgiye uğramış gibi yere düştü.

"S-siz... c-canavarlar.." Esmer kız yere baktı ve tekrar kızgın gözlerle ikiliye baktı, gözlerinden yaşlar akıyordu. "İkinizden de nefret ediyorum."

"Sorun değil." Adrien omuz silkti. "Yine de biz senden daha güçlüyüz."

"Öğretmenlere söyleyeceğim!" Miranda merdivenlerden aşağı inmek üzereydi ama Adrien iyi bir noktaya değindi.

"Söyleyemezsin Miranda.Okul çoktan hafta sonu için dağıldı." diye konuya değinince kız misilleme olarak homurdandı.

"İyi, sen kazandın! Bir dahaki sefere ikinizi de yakalayacağım ve sonra tek ve tamamen kazanacağım!" Miranda alt kata inerken tısladı ve onlarla göz teması kurmaya çalıştı.

Hayran kız gittiğinde Blunette, Adrien'a baktı. Onun yerine Kara Kedi'ydi. "Ah neden yine Kara kedisin?"

"Kara Kedi olmayı seviyorum.Aslında sıkı programımdan beri ilk kez özgür oluyorum." kıkırdadı. "Tekrar iyi, masum" Adrien " olmamı mı istersin?"

Marinette güldü ve başını salladı. "Tabii ki hayır, Kara Kedi'nin şapşal kedi kelime oyunları olsa bile."

"Hey onların komik olduğunu düşünüyordum prenses!" Kedi koyu kırmızı renge büründü ve Marinette bunun için onla dalga geçti.

"Peki sen saklayabilir-" durdu ve ona yaklaştı, kucağına oturuyordu. "Purrenses".

Kedi, Marinette'e sinsice gülümsedi ve onu yanağından öptü. "Tabii ki Purrenses.".

"Purrkemmel." Kız onu da yanağından öptü.

"Biliyorsun sen benim purrensesimsin ve sadece benim purrensesim." Kedi, Marinette'in kulağına boğuk bir sesle mırıldandı, Kız karıncalanma hissini yeniden hissetti.

"Ah biliyorum kedicik." Kız gülümsedi ve kedi kollarını ona doladı.

"Trilyonda birsin, biliyorsun." Kedi gülümsedi ona sevgiyle bakıyordu. "Ve sen de trilyonda birsin kedicik." Marinette cevapladı ve usulca onu dudaklarından öptü.

"Benim purrensesim."

"Benim şapşal kediciğim."

----
Vee sona doğru geliyoruz üşenmezsem bu akşam son bölümü çevirip atacağım.

Purrincess-Türkçe çeviriWhere stories live. Discover now