contrarian omega and the prince alpha

1//Omegalar Soyunun Yüz Karası Jeon Jeongguk

Bu fic için ekstra heyecanlıyım👏👏👏

Umarım beğenirsiniz iyi okumalar dilerim~~

Ve bir de oy verip yorum yaparsanız mutlu olurum😊

...........

     "Jeongguk, eğer bu seferki çöpçatanı da etkileyemezsen, artık sonsuza kadar bizimle kalacağından endişelenmeye başlayacağım." Benden bir adım ötede, üstüme giydirdiği kar beyazı, bol kolları altın rengi işlemelerle bezeli kıyafetimin altın rengi kuşağını bağlayan annem, kuşağı çekerek sendelememe sebep olurken söylendiğinde, gözlerim küçük odamda gezinirken ofladım. Bu kasabamıza gelen kaçıncı çöpçatandı onu bile bilmiyordum. Bildiğim tek şey önceki seferlerde olduğu gibi buna da kendimi beğendiremeyeceğimdi. 

"Anne, sence de benden ümidi kesmenin vakti gelmedi mi? Kimse beğenmiyor beni işte. Neden hala bu kadar çabalıyorsun?" Belime kadar uzanan parlak siyah saçlarımın tepeden bağlandığı kısma, çiçekli bir tokayı takmak üzere parmak ucuna kalktı annem. Kendisi bir omegaya yaraşır şekilde kısa ve narindi. Omuzlarımın biraz üstüne ancak geliyordu ve babamla aralarındaki fark bir baş boyundan bile daha fazlaydı. Aslında, aynı şey benim dışımdaki tüm omega ve alfalar arasında vardı. Koskoca kasabada ve çöpçatanların anlattıklarına göre bütün krallıkta, benim gibi uzun boylu bir başka omega daha yoktu. 

"Sus bakayım, bu kadar olumsuz olmamalısın. Yerin'in dediğine göre bu seferki çok seçici değilmiş. Narin ve kibar gözükürsen, oturup kalkmana dikkat edersen, bir de feramonlarını zorlarsan olmayacak iş değil." Annem önümden çekildiğinde ve boynuma feramonlarıma uygun hoş kokulu parfümler almak üzere odanın diğer köşesine ilerlemeye başladığında, öne doğru birkaç adım atarak odamın bir köşesinde duran büyük ve yüzeyi parlak testiye yaklaştım. Arka planda çok sevgili annem burnuna götürdüğü küçük cam şişeleri kokluyor, hiçbirinin uygun olmadığını söyleyerek söyleniyordu. Ben ise yansımamı inceliyordum. 

Üstümdeki süslü püslü ve omegalar için özel olarak dikilmiş kıyafetin bedenimi olduğundan daha narin gösterdiği kesindi. Yerlere uzanan kaftanının üstünden bağlanmış kalın kuşak ince belimi ortaya seriyordu. Bileklerime doğru genişleyen kolları ise diğer omegaların aksine oldukça kalın, aynı zamanda da epey şekilli olan kol kaslarımı gizliyordu. Annemin bunca başarısızlıktan sonra bunu düşünmesi pek şaşırtıcı değildi. İlk göründüğüm çöpçatan kalın kol kaslarıma bakarak yüzünü buruşturduğu günden beri kollarımı belli eden kıyafetler giyinmem yasaktı. 

Açıkçası, bu güzelim kıyafet içindeki vücudumda bir omegayı andıran tek özellik incecik belimdi. Ortaya serebileceğim ve artı puan alabileceğim tek ve yegane yer... Bedenim bir betanın boyuna yetişecek kadar uzun, zayıf bir alfaya denk olacak kadar kalıplıydı. Annem akşamları giyinmeme yardım ettiği her defasında neden böyle büyüdüğüm hakkında homurdanır dururdu. 

Her şey bir yana, omegalara tezat oluşturan tek yönüm vücudum da değildi! Şimdi makyaja ve olduğumdan daha beyaz gözükmeme sebep olan pudraya boyanmış yüzüm, makyajsız haliyle tam anlamıyla bir felaketti. Keskin çene hattım, kilo almamak için yarıda bıraktığım onlarca akşam yemeği yüzünden çıkıklaşmış elmacık kemiklerim, keskin kaşlarım ve normal halindeyken kapkara bakan gözlerim bile sen omega olmamalıymışsın diye bağırıyordu. 

On altıncı yaş günümde bir kurda dönüşene ve omegam bembeyaz kürkünü, mavi gözlerini herkesin önünde sergileyene kadar, kendi ailem de dahil tüm kasaba alfa olacağımdan emindi. Doğuştan gelen bir güce sahiptim. Henüz beş yaşındayken küçük ellerimle kavradığım tahta kılıçlarla kasaba sokaklarında koştururdum. On yaşındayken dağ tepesinden tüccarlarımıza saldırmaya çalışan bir grup haydudu yerle yeksan etmiştim. On iki yaşında benden beş yaş büyük yeni yetme alfalara kafa tutup küçük bir kız çocuğunu ellerinden kurtarmıştım. On dört yaşında ise her gün sokaklarda dolanıp kasabamızın yaşlılarına yardım ederdim. On beş yaşında yakın dövüş sanatlarına ilgi duymaya başlamıştım ve türüm belli olana kadar benimle birlikte eğitim alan alfaları defalarca kez elden geçirmiştim.