0.9 CEHENNEM

24 2 0
                                    

Üç gündür buradayım ve bir değişiklik olmamıştı.Çocuk ve Onur bey evin içindeler mıydı,dışındalar mı,belli değildi.Onlarla sadece akşam yemeğini yiyordum o kadar dı.Arada sırada çocuk odaya geliyor beni kontrol ediyordu.Bende labirent gibi manikaneyi geziyordum.Burada çok güzel korku filmi çekilirdi.Saklambaç diye bir film vardı.Yeni gelin saklanıyor ama oyun için,onu öldürmeye çalıştıklarından haberi yok.Tam öyle bir evdeydim.Gelin kurtulmuştu ya ben.
Sonumun ne olacağı belli değildi.Bilinmezlikler içinde yüzmüyordum artık cevapları bulmuştum ama şimdide onlar beni boğuyordu.Hiç kimseyle konuşmuyordum.
Derin düşüncelerle odamın gri tavanını izlemeye bıraktım tüm eve karşın burası griydi yani beyaza yakın.Diğer türlü ev beni boğuyordu.Her yer siyah siyah.Ama ben siyaha alışıktım eskiden.Eski evimin birkaç odasını siyaha boyamıştım.Ama artık değildim.
Cep telefonuma el koymuşlardı,çocukta vermiyordu telefonunu .Merak ediyordum haberlerde durumum ile alakalı bir şey varmı diye.
Evdeki herkes put gibiydi.Bay gulyabani bekçide dahil.Evin hizmetlisi bile dışarı çıkmıyordu.Sanki ağzını bantlamışlar tek kelime etmiyordu.Adını bile bilmiyordum.Konuşmaya çalıştıkça benden uzaklaşıyordu.
Tek başımayım ,her zamanki gibi.İçimdeki sıkıntıya anlam veremiyordum herşey olması gerektiği gibiydi işte.Ne yani vicdan azabını çekiyordum,kim için ne için?
Suçluluk duygusu beni kendine bağlamıştı ve ben ondan zor kurtulmuştum bir daha bulaşmaya niyetim yoktu.
Sıkılıp ayağa kalktım.Cama doğru ilerleyip dışarıya baktıme.Bulutların arasından ufacık güneş geliyordu.O kadardı daha fazlası yoktu.
Odadan çıktım aşağı inecektim ama inmedim.Bu katı gezecektim gezmemiştim çünkü çocukta buradaydı ve ben ondan tırsıyordum.
Bana deli diyordu burada sürekli.Kafasına estiği gibi davranıyordu.Oysaki insanlar "deli"kelimesini artık övgü gibi görüyordu bu çok saçmaydı.Deli kelimesinin çok ağır bir anlamı vardı.Bunu çok iyi öğrenmiştim.

Ayaklarım çocuğun odasına gidiyordu.Odasını bilmiyordum aslında ,ama çoğunlukla buraya giriyordu.
Birileriyle konuşmak iyi olabilirdi.
Kapının önüne geldiğimde elimi havaya kaldırdım.Niye çalacaktım ki kapıyı.Bunu bile haketmiyorlardı.Bende yavaş hareketlerle kapıyı açtım.Kırmızı ve siyahın rengi ahenkli bir şekli odaya yansıtılmıştı.Bu beni şaşırttı siyahdan farklı bir şey beklemiyordum.Odaya göz gezdirdiğimde çocuk şık giyinmiş bir şekilde bir eli ensesinin altında uyuyordu.Kapıyı arkamdan kapatıp ona yaklaştım.
Erkekler uyurken hiç de masum gözükmüyordu.
Onu hafifçe dürtükledim sadece biraz başını yana çevirdi.Anlaşılan derin uykudaydı.Cebindeki tokluğu farkedince gözleri hemen oraya kaydı.Ya telefon ya cüzdan.Son gelişmeleri öğrenmem gerekiyordu.
Arkasından yapılan haber var mı,aranıyor muydu?
Elimi yavaş hareketlerle çocuğun cebine getirdim.İncecik ellerimi sokuverdim cebine.Elim kavramıştı soğuk metali.Telefonu yavaşça cebinden çıkarıp,sessiz adımlarla kapıya doğru ilerledim.Çocuk aynı pozisyonda uyuyordu hala.Kapıyı açıp yavaşça dışarı çıktım.Filmlerdeki gibi yakalanıp bir yüzleşme yaşamadığım için kendimi tebrik ettim.Hızlı adımlarla odama doğru ilerledim.Kapıyı açıp içeri girdim,sessizce kapıyı kapatıp banyoya ilerledim.Odanın kapısını kitlesem şüphelenebilirlerdi.Bu yüzden banyoya gidecektim.
Banyoya gidip kapıyı kitledim.Kitlediğim gibi derin bir nefes aldım.Büyük stres atlatmıştım.
"Oh be."deyip telefonu açtım.Şifreyle karşılaşmamıştım.Direk internete girdim.Ve arama çubuğuna kendi adımı yazdım.Hayır,egoist değilim.
Direk haber çubuğunu tıkladım.İnternet yavaş çektiği için zorlanıyordu telefon.
Bir anda ekrana tüm haberler geldi.Ve gözlerim büyüdü adeta nefesim kesildi.
Ekrandaki sitelerden birine girdim gördüklerim gerçek olmasın diye.Kahretsin her yerde aynı haber vardı.
Kocaman yazılarla başlığı atılmış haberi okudu.
"AÇELYA KAREL ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?"
Saygınca anılan Karen ailesi ortadan şüpheli bir şekilde kaybolmuş ve geride acı izler bırakmıştı.Öldürüldüğü düşünülen ailenin tek ferdi kalan Açelya Karel geçtiğimiz günlerde ortadan aynı şekilde kaybolmuştur.Arkadaşlarının ihbarıyla polis harekete geçmiş ve izini sürmeye başlamıştır.Ne yazıkki polis hiçbir ize rastlanmamıştır.Evinde ona ait olduğu tespit edilen kan dan ailesiyle aynı kadere mahkum edildiği iddiası gündemi sarsmakta olup Karel mirasına ne olacağı da merak konusudur.
"AÇELYA KAREL EVİNİN ARKASINDAKİ ORMANDA ÖLÜ BULUNDU"
Karel köşkünün elli kilometre ötesinde Açelya Karelin cansız bedenine ulaşılmıştır.Ormamda arama yapan polis ormandaki geniş çaplı operasyonla Açelya Karele ulaşmıştır.
Ne yazıkki bulunduğunda hayatta değildi.Otopsi raporuna göre bilekleri kesilmiştir.Ama kendisi iki bileğinide kesemeyeceğine göre bunun bir cinayet olduğu kesin olarak vurgulanmıştır.
Sabahın erken saatlerinde karellere ithafen yapılan Karel aile mezarlığına defnedilmiştir.Arkadaşları cenaze işleriyle bizzat ilgilenip onu son yolculuğunu uğurlamıştır.
Açelya Karele ulaşıldığında çekilen resim.
Nefesim kesilmişti ne yani ,kim ölmüştü ben buradaysam kim ölmüştü.O tabutun içindeki kimdi.
Herkes üç günde Açelya Kareli diğer dünyaya göndermişti.Oysa nefes aldığından kimsenin haberi yoktu.Tüm bunlar üç günde nasıl olmuştu.Aranmış,bulunmuş,otopsi olmuş,defnedilmişti.
Elimi boğazıma götürdüm.Elbette öldü gösterilecektim ama bu kadar çabuk .Üç gün ya,üç gündemi yani.Herkes beni dünyasından bu kadar çabuk mu silecekti.Kızlar ya onların halleri .Onları hayatımdan çıkarmıştım ama onların iyiliği içindi.Acıyı haketmeden ,kaybetme duygusunu tatmak.Ben yaşamıştım ama onlar kaldıramazdı.Kendime geldiğimde klozetin kapağına oturdum.
Meriç ve dedesi.Onların durumu.Meriç vicdan azabı çekiyor mudur acaba.Dedesi meriçi hayatından defetmiş mıdır?
Kendimi fazla mı önemli sanıyordum.Ben insanlar bana değer vermesin isterken değer verenler vardı.
Lavabonun karşısına geçtim.Düşünülecek ve sorulacak çok şey vardı ama buna hazır değildim.Suyu açıp yüzümü soğuk suyla yıkadım.Havluyla yüzümü temizleyip tuvaletten çıktım.Tüm düşüncelerimi aklımdan defettim.Sadece tek bir soru ben ölmediysem kim ölmüştü.
Haber sitesine girdim resim olacaktı çünkü o cesedin bana ait olmadığını nasıl anlayamamışlardıki.
Resimli açtığımda öylece kaldım evet kaldım.Tepki veremiyordum hiçbir bir şey diyemiyordum çünkü iki bileği kanlar içinde yerde cansız şekilde perişan bir halde yatan fotoğraftaki kişi benden başkası değildi.
Beynim resmi algılayamıyordu artık gözlerim bulanıklaştı ve kararmaya başladı.Bir iki adım sendeleyip dolaba tutundum.Dizlerimin bağı çözülmüştü sanki.Ve yere diz çöktüm.Öylece halıdaki desene bakıyordum.
Belki bir saat geçti dolaba yaslanmış pozisyonumu hiç bozmamıştım.Gördüklerime anlam vermeye çalışıyordum ikizim filan mı vardı.
Düşüncelerim beni alıp götürürken birden kapı açıldı bense başıma bile kaldırmamıştım.
"Öğrenmişsin halinden anladığım kadarıyla."Bu sinir bozucu ses çocuktan başka kimseye ait değildi.
"Telefonuna niye el koyduk sanıyorsun.Geldiğin şu hale bak."
"Babam beni ne kadar tembihlesede ,öğrenmeni istedim.Odama geldiğinde sesimi çıkarmadım."

Bilerekten yapmıştı.Bende niye bu kadar kolay yırttım diyordum.Yüzleşmemi istemişti.Başımı yerden kaldırmadan,
"Kimdi o fotoğrafta ki?"diye sordum.
Gelip yanıma diz çöktü.Başımı hafifçe kaldırdığımda direk bana bakıyordu.
"Zaten ölecek olan bir genç kız."
"Bendim o ben."dedim titreyen elimle kendimi gösterek.
"Peki açık konuşayım.O kız senden üç yaş büyük bir tümör hastası.Çocuğu filan vardı.Zaten ölecekti.Bizde onunla anlaşma yaptık.Sana oldum olası benziyordu.Sen buraya geldiğin gün o kız zaten hazırda bekliyordu.Bir iki estetik ameliyatla sen oldu.Biz çocuklarının geleceğini garanti altına aldık o da bir ay erken ölmeyi kabul etti.Olay bu."
"Siz bu kadar cani olamazsınız.Ortadan kaybolduğum için zaten öldüğümü kabul edeceklerdi.Böyle bir şeye asla ve asla gerek yoktu!"dedim hınçla ayağa kalkarak.
"Resmen kadını tehdit etmişsiniz."
"Herşey iki tarafın isteğiyle oldu bu bir.İkincisi Osman Koren öldüğüne ancak cesedini görürse inanırdı.Çünkü bizi böyle bir duruma soktu.O salak torunu peşinde her yerde seni arıyordu.Emanet sayılırsan ya.Şirketimizden oluyorduk.Olması gereken neyse o oldu.Bunu kafana sok"deyip yeri eğildi ve telefonunu aldığı gibi odadan kapıyı kapatarak sertçe çıktı.
Sessizce ağlayarak yatağıma doğru ilerledim.Yorganımın altına girip herşeyin bir an önce bitmesini diledim.Neler oluyordu böyle.Çocuğun anlattığına göre meriçle beraber aramışlar.Zorunda olduğu için aramıştır deyip iyice yastığını sokuldum gözyaşlarımın arasından çıkan boğuk sesimle,
"Allah'ım lütfen kurtar beni bu cehennem dolu hayattan."deyip bol kabuslu derin uykuya daldım.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yorum yapınnn beni mutlu edinn size kalp bırakıyorum💜🖤💜🖤✨✨✨
Okunma sayımın yüz olmasına 1 kişi kaldı.
İsmini yorumlara bırakırsa çok mutlu olurum

Küçük YabancıNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ