Bölüm 4 - "Yalan"

372 141 314
                                    

 Duyduğu şeylerden sonra kendine gelmesi uzun sürmüştü. Gözleri büyümüş, ağzı açık bir şekilde Kevin'a bakakalmıştı. Vücudu neredeyse tüm yaşam fonksiyonlarını yitirmişti bir an için. 

 Bu soru onu o kadar afallatmıştı ki, filmlerde hep gördüğü o bayılma sahnelerinden birini yaşamak üzereymiş gibi hissediyordu. Belki de bayılmalıydı, kaçmak için çok iyi bir yoldu çünkü. 

  "Anlamadım," dedi kekeleyerek. Herhalde daha fazla belli edemezdim, diye düşündü kendince. Öksürerek toparlamaya çalıştı. "O nereden çıktı?"

  "Bilmem. Duydun işte," dedi ciddiyetle. Sanki o da alacağı cevaptan korkuyordu. "Bana gerçeği söylesene."

  "Ne söylememi bekliyorsun?" dedi gözlerini kaçırarak. Kızın çenesini hafifçe tutarak yavaşça kendine döndürdü. 

  "Doğru mu bu, Elisa? Sadece bilmem gerek," dedi düz bir sesle. "Ne söylersen ona inanırım..."

 Elisabeth yerinde duramayıp yanından sıyrılarak geçti. Odanın ortasına doğru yürüdü. Ona bakmayınca konuşmak daha kolay gelmişti. 

 Kollarını göğsünde birleştirerek, "Hayır tabii ki," dedi sesinin tonunu inandırıcı olması için ayarlarken. Biri ona böyle söylese inanmazdı ama Kevin'ın inanmasını istiyordu.

 Arkadaşını kaybetmek en son isteyeceği şey bile değildi. Bu yüzden duygularını saklamalıydı. Alyssa ile de mutlularsa onları ayırmayı asla düşünemezdi.

  "Öyle bir şey olmadığını söylüyorsun, doğru mu anladım? Benden o şekilde hoşlanmıyorsun?"

 Sesindeki tereddüdü sezmişti. Elisabeth arkasını döndü ve üstündeki şaşkınlığı atarak gülümsemeye çalıştı. 

 Ellerini iki yana açıp, "Hadi ama," dedi. "Buna nasıl inanabilirsin?"

 Kevin kızın bu ani değişen tavrını garipsese de bir şey demedi. 

  "Çok saçma değil mi bu?" diye alayla cevap verdi. Belki de artık susmalıydı ama Kevin'ı inandırmak istiyordu. "Senden neden hoşlanayım ki?"

 Kevin'a geçmişti şaşırma sırası. Kaşlarını kaldırarak kıza baktı. Kevin'ın  yüzündeki, ikisinin de fark etmediği o hayal kırıklığı ifadesi değişti. Bakışlarını kaçırarak elini rastgele salladı.

  "Pekâlâ, demek doğru değil. Güzel," deyip ne yapacağını bilemiyor gibi yerinde kıpırdandı. Elisabeth arkasını dönüp pencereye doğru giderken gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. Kendisiyle o kadar meşguldü ki Kevin'ın duygu değişimlerinin farkına bile varmamıştı.

  "Artık sorun yoktur diye düşünüyorum," dedi dışarıyı izlerken. 

  "Yok," dedi en sonunda Kevin da. Sesi dalgındı. Bir şey düşünüyor gibiydi. Elisabeth her ne kadar aklından geçenleri merak etse de bu konuda bir şey yapamıyordu. 

  "Bunu sana kim söyledi?" diye sordu, arkasını dönerken. En önemli konu şu an için buydu. Aklında biri vardı ve muhtemelen doğruydu da.

  "Ne fark eder?"

  "Alyssa mı?" sordu sertçe.

 Kevin, Elisabeth'e bakmaktan kaçındı. Alyssa neden ona böyle bir şey söyledi, çok iyi biliyordu. Kevin'ın ondan uzaklaşmasını istiyordu. Başarılı olmayı da kafasına koymuştu. 

  "Evet, o. Sessizliğine bakılacak olursak Alyssa söylemiş..."

  "Kıskançlık yapmış olabilir," diye kız arkadaşını korumaya çalıştı.

Sevgili ElisabethWhere stories live. Discover now