~2~

39.8K 2.2K 891
                                    

05.12.2020

***

Ulaş dinlenme odasında oturmuş Mehmet ile televizyon izliyordu. Sonunda karargaha ulaşmışlardı. Biraz dinlenmek için vakit bulunca Mehmet maç izlemek için odaya çağırmıştı.

Tabi Mehmet'in halı sahanın çimine kadar küfretmesinden dolayı kulaklarını kapatmak zorunda kalmıştı.

Onlar maçı izlerken Semih ve Ali gelmişti içeriye. Ulaş'ın anında gözleri parlamıştı. Yerinden kalkıp koluna girdi. "Aşkım çok sıkıldım iyi ki geldin." Ali oflayıp kolunu kurtarmaya çalışırken Semih gülerek elinde kolasıyla koltuğa oturdu.

"Ulaş deli etme beni abicim" Ulaş omuz silkip başını omzuna yasladı. "Sıkıldım. Bu habire küfür ediyor it" dedi Mehmet'i göstererek.

"Ulaş çok konuşma sikerim!" Ulaş, Ali'yi bırakıp Mehmet'in yanına gitti. Kafasına bir tane vurup: "Biraz daha küfür etmeye devam edersen ağzına acı biber sürerim." Dedi. Semih buna kahkahalarla güldü.

Mehmet tekrar bir şey diyeceği esnada karşı takımın gol attığını fark etti. Ortam bir süre sessizleşti. Mehmet yavaş yavaş ayağa kalktı. Kızarmış, hatta mora dönmüştü.

"Hazır mısınız? Kulakları kapatıyoruz." dedi Ulaş diğerlerine bakarken.

Semih gülerek kulaklarını kapattı. O sırada Mehmet kükremeye başlamıştı.

"Ulan ben senin o topu atan ayağını sikeyim! Seni oynatan o hocayı da sikeyim! Hatta seni doğurttan ebeni-"

"Höst! Yeter lan bir sikmediğin biz kaldık anasını satayım!" Ali'nin bağırmasıyla susmuştu. "Şekerim ne bu sikme merakı?" Dedi Ulaş Mehmet'in oturduğu koltuğun koluna oturarak.

"Şekerim filan deme bana!" Dedi Mehmet bağırarak. Ulaş diğerlerine piç sırıtışını yollayıp: "Ama şeker gibi çocuksun Memoli" dedi. Diğerleri kahkaha atarken Ali göz devirmiş, Mehmet ise koluna vurup itmişti.

"Siktir lan! Defol git."

"Çok sikmeli bir muhabbet oldu. Ben kaçar."

"Nereye?" Dedi Ali. "Emir'in yanına."

"Neden?" Diye sordu bu sefer. Ulaş git gide büyüyen gülümsemeyle baktı Ali'ye: "Hayırdır aşkilotam? Kıskandın mı?"

"Ne alakası var aq git nereye gidersen" Bir anda sinirlenmesine şaşırsa da kapıya gitti. Çıkmadan önce bir Ali'ye seslenip kendisine bakmasını sağladı. Bakınca da öpücük atıp göz kırptı. Ali göz devirip tv izlemeye -pardon Mehmet'in küfürlerini dinlemeye- devam etti.

*****

Asaf bahçede otururken, karanlık olan gökyüzünü izliyordu. Yoğun geçen günün ardından dinlenmek için vakit bulmuştu. Yanına gelen ayak sesleriyle başını çevirip, gelen kişiye baktı.

"Komutanım iyi akşamlar." Selam veren askere kafasını sallayıp: "Rahat asker! Dinliyorum?"

"Komutanım bu kolyeyi operasyon yerinde bulmuşlar." Asaf eline verilen kolyeye baktı. Ucunda ay olan siyah bir kolyeydi.

Kafasını gökyüzüne çevirdi tıpkı gökyüzünde ki gibi...

"Sizden birinin mi?" Diye sordu asker.

"Bizimkiler takmaz böyle şeyler." Aklına gelen şeyle kaşlarını çattı. O çocuğun olabilir miydi?

"Şu bayılan çocuk... Onun olabilir belki. Bir ulaşmaya çalış bakalım." dedi askere.

DEVREM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin