~13~

22.8K 1.6K 1.1K
                                    

11.02.2021

***

Sabahın erken saatlerinde uyanmıştı Ulaş. Gece sinirle dönüp dururken uyuması pek mümkün olmamıştı zaten.

Örtüyü üzerinden çekip odadan çıktı. Oturma odasından sesler geldiği için oraya yöneldi. Mehmet ve Emir elinde kahveleri ile başlarını ovuyorlardı.

"Boynum felç." dedi Mehmet. Emir ise esneyip bir yudum aldı kahveden. "Ben o kadar içmeyecektim anasını satayım ya!"

"Diğerleri nerede?" Diye sorup koltuğa attı kendimi Ulaş. "Hâlâ uyuyorlar." Mehmet'in yanıtıyla hızla yerinden kalktı. "Yuh anasını! Bu saate kadar ne uyuması!?"

Onlar şaşkınlıkla bakarken, odadan çıktı. "Lan sana ne onlardan? Rahat bırak çocukları."

"Sikerim onların uykusunu!" Dedi odanın kapısına gelirken. Hiç çalma gereği duymadan içeriye daldı. Semih'in elinin, Ali'nin belinde olduğunu görünce şalterleri atmıştı. "Lan!"

İkili anında gözlerini açıp doğrulduğunda Ulaş sinirle gelip Ali'nin kolundan tutup kaldırdı.

"Ne oluyor Ulaş ya.."

"Kahvaltı yapalım hadi. Bu saate kadar ne bu uyku?" Semih telefonundan saate bakıp göz devirdi. "Saat 7.30 Ulaş. 11 gibi çıkacaktık dedik." Ulaş omuz silkip Ali ile odadan çıktı. Çocuğunu sevgilisiyle yakalım ebeveyn gibi davranıyordu.

Ali bir anda elini çekip banyoya ilerledi. Ulaş peşinden gittiğinde sinirle ona döndü. "İşemeye de beraber gidelim istersen!?" Ulaş sırıtınca göğsünden itip banyoya girdi.

Kapıyı yüzüne kapattığında homurdanıp içeriye adımladı Ulaş.

Semih gülerek diğerleriyle konuşuyordu. Ona en sert bakışlarını atıp koltuğa oturdu. "Hayırdır Ulaş?"

"Yok bir şey!" Semih aynı piç gülümsemesi ile bakıp yanağından bir makas aldı. "Bu kadar salak olmaya devam edersen daha çok sinirlenirsin bebişim." Ulaş anlamayan bir ifadeyle baktı yüzüne. "O ne demek?" Semih omuz silkip suyundan bir yudum aldı. "Boşver. Yakında anlarsın."

Ulaş kaşlarını daha çok çatıp yerinde doğruldu. Ağzını araladığı esnada Ali içeriye girdi. "Kahvaltı yapıp çıkalım." Diğerleri onaylarken mutfağa ilerledi. "Ben yardım ederim." Semih ayaklandığında Ulaş hızla koltuktan kalktı. "Gerek yok ben hallederim." Semih gülümseyip kafasını salladı.

Ulaş mutfağa girdiğinde çayın suyunu koyan Ali'nin yanına ilerledi. Arkasına geçip ensesine öpücük kondurdu. Ali temasla irkilip geri çekildiğinde afallamıştı.

"Ne oldu ya?" Üzgün suratına bakınca kalbi teklemişti. Yine de düz ifadesini bozmadan elini beline koyup hesap soran moduna geçti. "Asıl sana ne oluyor? O neydi öyle yataktan çıkarmalar... Neye uğradığımı şaşırdım." Ulaş omuz silkip tezgahın üzerindeki küçük domateslerden bir tane ağzına attı. Ali bu sefer ona sinirlenip: "Yıkanmadı onlar." dedi.

"Dağda daha kötüsünü yedik Ali'm." Ne zaman, Ali'm dese kalbi arşa çıkıyordu. Bu adamın kalbiyle zoru neydi..?

"Hadi gir içeriye sen. Ben hazırlarım." Ulaş onu dinlemeyip kahvaltılıkları çıkardı. Tabi ki de çok bir şey yoktu. Zamanlarının büyük kısmını ya karargah, ya da dağlarda geçiriyorlardı.

En azından yumurta vardı. Omlet ve birkaç kahvaltılık malzeme ile bir sofra hazırladılar. Hızla yenen yemek sonrası evden çıkmışlardı.

Ali yolda trip atmaya devam ederken, Ulaş sıkıntıyla oflayıp son zamanlarda olan uzaklaşmalarına anlam veremiyordu.

**

DEVREM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin