~18~

22.5K 1.6K 489
                                    

18.02.2021

***

Medya: Zeynep Casalini- Duvar

Günün ikinci bölümüdür karıştırmayın lütfen. Keyifli okumalar :)

Ulaş sinirle bahçede 3. sigarasını içerken, diğerleri gülüşerek hazırlanıyorlardı. İkna edememiş, akşam buluşmak için anlaşmışlardı. Normalde o çocuğun yüzünü görmek istemiyordu ancak Ali'yi tek göndermekte istemiyordu. Daha kendisi konuşamadan kapacaklar diye korkuyordu.

''Ben neyi bekliyorum ki anasını satayım.'' Sigarasında son nefesi çekip kafasını salladı. Konuşmalıydı. Bir an önce söylemeliydi ona.

İçeriye girmeye yeltendiği esnada, Ali bahçeye çıktı. Siyah, vücudunu saran pantolonu, beyaz spor gömleği ile çok yakışıklı görünüyordu. Üstten 2-3 düğmesini açmış, gümüş bir zincir kolye takmıştı. Elinde spor ceketi duruyordu.

Yutkunmakta zorlandı. Bu adam ne ara bu kadar güzelleşmişti. Yakışıklı demiyordu. Evet o herkesin farkında olduğu bir gerçekti. Ancak biçimli burnu ve dolgun kırmızı dudakları, badem gözleriyle daha da dikkat çekmeye başlamıştı sanki.

Ali, dikkatle kendisini süzen adama kaş göz işareti yaptı. ''Ne oldu?'' Ulaş omuz silkip ellerini cebine koymuş bakışlarını çekmişti.

''Yok bir şey.'' Ali ondan uzak bir yere ilerleyeceği esnada derin bir nefes almış cesareti toplamaya çalışmıştı. Hızla kolundan tutup kendine çekti. ''Ulaş yine-''

''Konuşalım mı? iki dakika.''

''Ne diyeceksin yine?'' Ulaş gerginlikle ensesini kaşıdı. Avuç içleri terlemişti. Sonunda gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Gözlerini açtığında merakla kendisine bakan güzel gözlere dikti bakışlarını. ''Ali'm... Ben aşık oldum.'' Ali duyduklarıyla kaskatı kesildi. Ne diyordu bu adam? Bu kadar mı nefret ediyordu ondan. Tamam, sevmiyordu ama başkasına olan aşkını böyle rahatça anlatacak kadar mı duygusuzdu?

''Yani sonradan fark ettim desem doğru olur. Tam bir aptalım ben.'' dedi gülümseyerek. Ali'nin meraklı bakışları yerini anlamlandıramadığı bir ifadeye bırakmıştı. Pekala, Ulaş bunu beklemiyordu. Tamam hemen boynuna atlamazdı ama bu yüz ifadesi neydi?

''N-ne?''

''Anladın işte. Utandım birden.'' deyip gülmeye devam etti. Bir adım yaklaşıp elini tutacağı esnada genç adam kendini geri çekti. Ulaş'ın gülen yüzü solmuş, kaşlarını çatılmıştı.

Ulaş biraz daha yaklaşmaya çalışmış, aynı şekilde geri çekilmeye başlamıştı. ''Ali-''

''Sus artık. Ne yapmaya çalışıyorsun sen! Amacın ne?''

''B-ben anlamadım?'' Ali konuşmak için ağzını aralamıştı ancak bahçeye kahkahalarla sohbet eden ikili girdiğinde bir şey demeden arabaya ilerlemişti.

''Ne dedi bu çocuğa yine?'' Mehmet sinirle solurken, Ulaş omuz silkmişti bilmiyorum dercesine. ''Yanlış mı anladı acaba?''

''Neyi?'' diye sordu Emir. Ulaş ikisini umursamayıp, hızla arabaya ilerledi. ''Ali bak-''

''Kes!'' Arabaya binip ön koltuğa binmişti. Mehmet'in süreceğini biliyordu. Arkaya, Ulaş'ın yanına oturma ihtimalini kaldıramazdı.

Ulaş salaklığına küfürler edip arka koltuğa otururken diğerleri de binmişti. Sessiz geçen yolculuk sonrası canlı müzik yapılan bir mekana gelmişlerdi. Ne kalabalık, ne boştu.

DEVREM | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin