50. Bölüm

22.8K 1.5K 1.1K
                                    

Selamm, biz geldikkk🌼

Bölümde sürprizli biri vaaarrr

Yorumlarda buluşalım 💛

🌍

Dün akşam Mert, Simay'la olduğumu duyunca gelmekten vazgeçmişti. Haliyle buluşma planımızı bugüne ertelemiştik. Annem diğer odada film izliyordu, Gökay ise kendi odasındaydı. Biz Mert'le salonda oturuyorduk. Ne yapacağımızı daha önceden belirlemediğimiz için şu an bunu düşünüyorduk. "Sinemaya mı gitsek?" dedim aklıma gelen ilk fikri sunarken.

"Bilmem, fark etmez bana. Yürüyüş de yapabiliriz."

Bu da olabilirdi. Tam aklıma gelen başka bir fikri sunacaktım ki zil çaldı. Annemin oturduğu yerden kalkıp kapıyı açması imkansızdı. Haliyle bu iş bana kalmıştı. "Ben kapıya bakayım," dedikten sonra ayağa kalktım. Koridorda ilerledikten sonra kapıyı açtım ve kimin geldiğine baktım. Babam gelmişti. Saat erken olduğu için şaşırmıştım. "Hoş geldin," dedikten sonra parmak uçlarımda yükselip yanağına öpücük kondurdum. "Erkencisin bugün."

Saçlarımı karıştırdıktan sonra gülümsedi ve içeriye girdi. Üzerindeki ceketi çıkartırken, sehpaya koyduğu çiçek buketi gözümden kaçmamıştı. "İşler biraz beklesin dedim. Annenle film izlemeye geldim."

"İyi yapmışsın, seni görünce çok sevinir." Ardından çiçekleri işaret ettim. "Yoo kıskanmadım ki."

Gözleri, işaret ettiğim yere kaydıktan sonra buketin altına sakladığı turuncu gülü bana uzattı. "Benim kızım kıskanmak nedir bilmez ki."

"Yaaa," dedim pamuk gibi olurken. "Çok teşekkür ederim canım babam."

Ela gözleri, gülümseyişiyle kısıldı. "Ben elimi yüzümü yıkayayım. Annen filmi bitirmeden gideyim yanına."

"Seni görünce filmi başa sarar bence."

"Bence de," dedi fısıltıyla. "Neyse hadi içeriye geç sen."

Onu başımla onayladıktan sonra salona geçtim. Mert, başını koltuktan uzatıp bana baktığında dikkatini ilk çeken elimdeki gül olmuştu.

Elimdeki gülü burnuma yaklaştırıp kokladıktan sonra hızlı adımlarla koltuğa geçtim. "Kimmiş?" dedi tek kaşı havalanırken. Gözleri hala elimdeki güldeydi.

"Özel birisi," dedim tebessüm edip.

"Özel," diye yineledi beni.

"Evet baya özel hem de." Bozulmuştu ancak belli etmiyordu. Daha fazla soru sorma girişiminde bulunmuyordu. Şu anki hali öyle komikti ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Babam, içeriye girdikten sonra direkt yanıma yöneldi. "Dolunay, kolyeni yaptırdım. Vermeyi unutmuşum."

Mert babamın avcunda duran kolyeyi gördüğünde, yüzü istemsizce düşmüştü. O gün bana tepki gösterdiğini anımsamış olmalıydı. Gözlerimi ondan çektikten sonra babama çevirdim ve tebessüm ettim. "Teşekkür ederim."

Avcumdaki kolyenin soğukluğu tenime işlerken, babam Mert'e döndü. "Hoş geldin Mert." Mert cevap vermek adına dudaklarını aralamıştı ki babam onu susturdu. "Kızımı üzme."

Tatlı sesinin tehditkâr tonu, beni gülümsetmişti. Gülüşümü durdurmak adına yanağımı ısırdığımda Mert öylece bakakalmıştı. Babam bizi bırakıp, elindeki buketle annemin yanına gitmeye yeltenmişti. Ancak neden olduğunu anlamadığım bir şekilde çiçeği koltuğa bırakıp tekrar yanıma yanaştı. "Şey yap saçlarını, şöyle topla da kolyeni takayım. Şimdi sen tek başına takamazsın." Son cümlesiyle Mert'e gönderme yapmıştı resmen.

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin