44. Bölüm

19.8K 1.3K 951
                                    

"54." diyen matematikçi gözlüğünün üstünden baktı bana. "Valla 54. Kâğıdını tam 3 kez kontrol ettim yanlış mı hesapladım diye. Ama yok, lise hayatın boyunca ilk kez böyle yüksek not aldın."

Neşeyle gülümsedim. Hocanın 54'ü yüksek olarak nitelendirmesine neden olan canım kendime saygılar...

"Tebrikler. Bence bu yükseliş aynı şekilde devam edebilir."

"Aman hocam," dedim hemen. "Biz var olanla yetinelim. Çok yüksekler başkalarının olsun."

Gülümsedi. Ben de kağıdımı masaya bırakıp sırama doğru yöneldim, bu sırada zil çaldı. Bu ders, hocayla birlikte matematik yazılısının kağıtlarına göz atmıştık. Ve ben, 54 almıştım. 54!

Hoca, zilin çalmasıyla birlikte kağıtları toplayıp sınıftan çıkmıştı. Ben de koşar adım sırama geçmiştim. Mert ile göz göze gelişimiz, tebessüm etmeme neden olmuştu. "Valla 50'yi geçtim." dedim neşeyle.

"E hak ettin ama."

Gülümseyerek sırama oturdum. "Senin sayende yapabildim bunu. Teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Dudağımı dişledikten sonra hevesle baktım ona. "Bence bu 54, bir kutlamayı hak ediyor."

"Öyle mi diyorsun?"

Muzipçe sırıttım. "Öyle diyorum. Akşama bir şeyler yapabiliriz."

Duraksadı. Bu cümleyi, o itiraf gününden sonra ilk kez böylesine normal kurmuştum. İçimden geldiği gibi, her zamanki gibi...

"Olur," dedi sessizliği bozulurken. "Yapalım." Sakindi ancak hevesi, heyecanı gözlerinden okunuyordu. Tebessüm ettikten sonra bakışlarımı ondan çektim. Bu sırada Sinan ve arkasından da diğerleri sınıfa girdiler.

"Geçtin dimi?"

Sinan, kapıdan girer girmez kurmuştu cümlesini. Bugün yazılının açıklanacağını biliyordu. Haliyle o da merak etmişti. Hepimiz, 50'yi geçmem konusunda seferber olmuştuk.

"Geçtim tabii," dedim gülerek. "Ne sandın sen beni?"

"Heyt be, helâl sana." Eliyle omzuma dokunacaktı ki bir anda duraksadı. "Pardon sen sevmezsin böyle temaslı işleri. Şimdi omzunu da dezenfektanlamaya kalkarsın, beni üzersin."

"Ya aşk olsun," dedim ve elimi koluna koydum. Ardından samimi bir tebessüm sundum.

"Aşırı değerli hissettim kendimi," dedi gülerek.

"Tebrik ederim Dolunay," dedi Umut varlığını belli etmek istercesine. Ardından Buğra, Melisa ve Hilâl de tebrik ettiler.

Ve 50'yi geçmiş olmam yurdun dört bir yanında coşkuyla kutlandı...

Tebrik etmeyen bir tek Emre kalmıştı. Gözlerini gözlerime çevirip hafifçe tebessüm etti. "Boş derste bile matematik çalıştın, o kadar emeğe karşılık bu not beni şaşırtmadı."

"Teşekkür ederim," dedim gülümserken.

"Eee bunu kutlamayacak mıyız?" Sinan heyecanla baktı bana. "Bence okuldan sonra bir şeyler yapalım."

"Ay ne iyi olur? Yazılılar üstümüzden tır gibi geçti. Zaten yarından sonra da biyoloji yazılısı var. Bu akşam, vakit geçirmek için harika bir zaman."

Göz ucuyla Mert'e döndüm. Az önce, bu akşam için plan yapmıştık. Ve ben şu an ne yapacağımı bilmiyordum. Yüzümü kaplayan endişeye baktı ve beni rahatlatmak istercesine tebessüm etti. "Bence güzel bir fikir. Eminim sen de öyle düşünüyorsundur."

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin