57. Bölüm

16.4K 1.2K 731
                                    

Selammmm🌼

Biz geldik💛 İyi okumalarrr

🌍

Bugün kendimi anlamsız bir şekilde çok iyi hissediyordum. İçimde güzel bir enerji vardı, bu enerji matematik dersi işlemiş olmamıza rağmen hâlâ benimleydi.

Hayatım boyunca hep mutlu bir kız olmuştum. Sahip olduklarından ötürü kendini şanslı hisseden, her dakikasının keyfini çıkarmaya çalışan bir kız. Genelde yüzümdeki tebessümle anılırdım, çok yakın olmadığım insanların bile bunu söylediklerini işitmiştim.

Ancak son zamanlarda yüzümdeki gülümsemeler, içimdeki heves katlanarak artıyor gibiydi. Sahip olduklarım hâlâ aynıydı, değişen bir şey yoktu. Sadece sahip olduklarıma yüklediğim anlamlar değişmişti.

Bakışlarım, dikkatini tahtadaki yazılara veren Mert'e kaydı. Senelerdir var olmasına rağmen varlığını yeni fark ediyormuşum gibiydi. Ona yüklediğim anlamları keşfetmek zaman alsa da sonuçtan memnundum.

Gözleri, bakışlarımın yüzüne odaklandığını fark edince usulca bana çevrildi. Göz göze geldiğimizde yüzünde beliren tebessüm, "Ne yapıyorsun?" dercesineydi.

"Canın mı sıkıldı?" Hocanın dikkatini çekmemek adına fısıltıyla söylemişti cümlesini.

"Yo, hayır. Zaten dersi dinlemiyorum ki." Fazla mı açık konuşmuştum?

"Şaşırmadım," dedi beni iyi tanıdığını hissettirirken. "Çok az kaldı, zil çalmak üzere."

"Evet ama daha son ders var. Off bir an önce bitse keşke."

"Dolunay, biraz dikkatini buraya versen hiç fena olmaz."

Hoca, tahtanın önünde durup elini beline yerleştirdiğinde dudaklarımı mühürledim. "Pardon hocam."

Zeynep Hoca dahil tüm hocalar, Mert'i kötü etkilediğimi düşünüyordu. Tamam dersi dinlemiyor olabilirdim ama onun dinlemesine engel olmuyordum ki. Tamam sadece bazen ofluyordum. Ama bunu duyunca Mert kendi isteğiyle benimle konuşuyordu. Ben konuş demiyordum yani.

Ben kötü biri değilim tamam mı?

Hoca, yeniden tahtaya odaklandığında o kurtarıcı ses duyulmuştu. Zil çalarken keyiften kuduruyordum.

"Derse girince soru çözeceğiz. İlk soruyu da Dolunay, sen çözeceksin."

Kudurmam yarıda kalmıştı. Gözlerimi kısarak Zeynep Hoca'ya baktığımda, elindeki tahta kalemini masasına bırakıp sınıftan çıkmıştı.

"Offf," dedim ağlamak isterken. "Şimdi gidip en zor soruyu seçecek ya."

"Kusura bakma benim hatam, seni ben konuşturdum."

Mert'e bakıp şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. "Ciddi olamazsın. Yüzüne aval aval bakan bendim. Oflayıp duran da bendim."

"Tamam, bu aval aval bakma işine ortak olsaydım keşke. Hem daha keyifli olurdu hem de hocanın sorusuna maruz kalmazdın."

"Ya Mert," dedim gülerek. "Dalga geçme şimdi soruyu nasıl çözeceğim onu söyle."

Umutsuzca baktı gözlerime. "Çözemeyeceksin."

"Sağ ol ya valla bir rahatladım anlatamam."

Göz devirip önüme döndüğümde "Ya şaka yaptım," dedi. "Alt tarafı coğrafya sorusu, matematik değil ya. Yaparsın merak etme. Ben kopya veririm zaten."

"Nasıl vereceksin?" dedim hüzünle. "Hoca kesin anlar. Neyse belki bildiğim yerden çıkar, dersin ilk beş dakikasını gerçekten dinlemiştim."

Gül Kendine •texting• (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin