Bölüm 6: "Yanımda Kal"

462 184 120
                                    


Keyifli okumalar👋

🐘

Anonim Bey'den

"Bir kadını sevdim... Eğer ağlarsanız; belli olmasın diye yağmurlar yağdırabilen bir kadını. O kadar güzel ki... Sadece gözleri ile bile sizi anlamlı kalıbilen bir kadını sevdim."

Kulağımda yankılanan Taha'nın sesi kalbime dokunurken sevgisi beni mest etmişti. Bir kadını güzel sevebilmekti adamlık.. Bir kadını ağlatmamaktı adamlık...

Kulağımdaki kulaklığın çekilip alınmasıyla kaşlarım çatılırken yanıma oturan Polat kulaklığı cebime sıkıştırdı. "Hadi gidiyoruz oğlum," dedi omzuma birkaç kere vururken. "Nereye gidiyoruz?"

"Süpriz!" dedi neşeyle. "Ne süprizi lan?! Süpriz falan yok, kafeye gidiyoruz," dedi sinirle. Kendine kendine sinirleniyordu.

"Özel gününde falan mısın?" diye sordum ciddiyetle. "Evet şekerim karnım ağrıyor. Eve geçelim masaj yap azıcık!" dedi karnını tutarken.

Yavşama modu devreye girmişti.

"Uğraşma benle, hadi gidelim nereye gidiyorsak," dedim oturduğum banktan kalkarken. Dirseğimden tutunarak benim yürüyüşüme ayak uyduran Polat'tan dirseğimi çektim. Bir anda dengesini kaybeden Polat öne sendeleyerek sırıttı.

"Savaş istiyorsun demek!"

Beni kaldırımda itelemeye başlamasıyla yana kaydım. Bu sayede boşluğa denk gelerek yanımızdaki Papatya kafenin camına yapışmıştı. Zevkle ellerimi cebime koyarak Papatya kafeye bakındım.

Benim Papatya'm da burdaydı.

Gözlerimin önüne gelen iri kahve gözler gülümsememi sağlarken kalp atışlarım hızlanmıştı. O benim Papatya'm idi.

"Hadi içeri geçelim bro," diyen Polat yanımdan geçerek Papatya kafeye girdi. Kafe derken bu kafeden mi bahsediyordu?

Kaldırımda öylece dikilmeyi bırakarak kafeye girdim. Soldaki masada oturan Polat'ın karşısındaki sandalyeye oturarak geriye yaslandım. Bir yandan da gözlerim ait olduğu kahve irisleri arıyordu.

O iri kahve irisler beni yeniden var ediyordu.

"Bak şimdi bro, 11-C'den Arzu gelecek. Biz konuşacağız işte sende takıl kafana göre."

Polat'ın sesiyle ona dönerken söylediklerini umursamamıştım. Bu kafede var olduğunu bilmek bile bana yetiyordu.

Garsonu çağırarak içecek sipariş eden Polat ile ilgilenmiyordum. Kendi kendine takılıyordu.

Bakışlarım etrafta dolaşırken elindeki tepsiyle ilerdeki kapıdan çıkan Akasya dikkatimi üzerine toplamıştı. Giydiği siyah sweati ve siyah kot pantolonu ile kendine ait bir tarzı vardı. Siyah, gri taşlı postalları dikkatimi çekerken ona ne kadar yakıştığını düşünüyordum. Koyu kahve hafif dalgalı saçları uzaktan siyaha çalsada oldukça koyu bir kahveydi. Siyah kaşları yay gibi gözünün üstünde duruyordu. Kahve irisleri beni özgür kılarken gözlerimi ondan çektim.

Beni şu an fark etmesi pek iyi olmazdı.

Elindeki tepside bulunan içecekleri sessizlik içerisinde önümüze koyarken ellerini inceledim. Uzun ince parmakları bardağın kenarını kavrıyordu.

Bir gün suratımda da dolaşır mıydı?

Teninin bana dokunmasının hissini yaşar mıydım?

Yaşayacaktım.

Papatya'mı severek yapraklarını tekrar yeşermesini sağlayacaktım. Onu kendime bağlayacak ve asla bırakmayacaktım.

"Afiyet olsun."

Naif sesi kulaklarımı doldururken etrafta dolaşan saçma sesleri suasturmak istedim. Sadece onun sesinin dolması lazımdı kulağıma.

Masadan uzaklaşan Akasya geldiği kapıdan içeri girerek gözden kayboldu.

Kısa bir süre içerisinde Polat'ın bahsettiği Arzu gelmişti. Elbette yanında bir kız daha getirmişti. Kendimi onlardan soyutlayarak kulaklığımı kulağıma taktım ve rastgele bir şarkı açtım.

Kulağıma dolan ses Tuğkan'ın sesiydi. Geber diyordu.

Bu şarkıyı ve bu şarkıcıyı Papatya'm sayesinde keşfetmiştim. O dinliyordu ve bende bunu öğrendiğim andan itibaren hep dinler hale gelmiştim. Müzik zevki fazla iyiydi.

Tuğkan'ın her Geber şarkısını dinlediğimde aklımda Papatya'mın sesi yankılanıyordu. Onun naif sesi tüm hücrelerimi ele geçirirken bu şarkıyı neden bu kadar duygulu söylediğini merak ediyordum.

Sözleri güzeldi.

"Delirmiyorsam geçmişim yüzünden" diyordu Tuğkan. Ve Papatya'mın şarkıya giriş yaptığındaki o duygu yüklü sesi beni benden alıyordu.

Geçmişinde ne vardı?
Ne vardı da kendini insanlardan saklıyordu?

O kahve gözleri neden bu kadar kırık bakıyordu?

Öğrenecektim.

Parmağımı Güzel Kadın'ım yazısına tıklayarak mesajlaşmamızı açtım. En son bana onu unutmamı söylüyordu. Kendi adımı unuturdum, kendimi unuturdum; ama o kahve irisleri asla unutamazdım.

O irislerde bir şey vardı.

05*********: Yanımda kal, yanımda kal

05*********: Düşlerin yetmez ki bana

Kafamda dolanan şarkı buydu.

Yanımda kalsın istiyordum artık.

Giden mesaj çift tik olurken mavi tik olmamıştı. Mesajın mavi tik olmasını beklerken mesajlaşmamızın en başına gelerek sıklıkla yaptığım şeyi tekrarladım.

En baştan okudum.

Yoruldum bulutları kirpiklerimde taşımaktan.

Selaaaam

Nasıldı?

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

Seviliyorsunuz.

Mutlu kalın♡


instagram: eskimisprangalar

haberin olsun || •texting•✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin