"Prenses hazırlanmanız gerekiyor." "Neden?" "Akşam prens taehyung ve ailesi yemeğe geleceklermiş efendim" Seungwanu kafamla onaylayıp oturduğum taştan aşağı indim. "İzninizle abicim" abim kafasıyla onayladıktan sonra odama doğru yol aldım.

Seungwan benden yaşça büyük olmasına rağmen benim ilk ve tek arkadaşım. Yakınlığımız bazen başıma dert açsa da ben bu dertlere razıyım. Odama geldiğim de önceden hazırlanmış hanbokları gördüm. Hepsi birbirinden güzeldi.

Seungwan kulağıma yaklaştı. "Prenses banyonuz hazır" yüzümü Seungwan a döndüm "hadi gidelim o zaman" banyomu yaptıktan sonra aralarından en güzel hanboku seçip giyindim. Prens Taehyung'u ilk defa göreceğim için kalbimin hızlı atmasına engel olamıyordum.

Seungwan makyajıma yaparken sohbet etmeye başladık "prenses" "efendim Seungwan" derin nefes aldı "prensi göreceğiniz için heyecanlı mısınız?" Hayır anlamında kafamı iki yana salladım. Seungwan gülümseyip elinde ki göz fırçasını masaya bıraktı.

"Eminim seni çok sevecek ve beğenecek " Seungwan a ne kadar heyecanlanmadığım konusunda yalan söylesem de beni iyi tanıdığı için hemen yalanımı fark etmiş ve bir müddet de olsa içimi rahatlatmaya çalışmıştı.

Makyajım ve saçımda bittiğinde ayağa kalkıp boy aynasının karşısına geçtim. "Sence beni beğenecek mi?" Seungwan kafasıyla onaylayıp elin deki hanboku yatağımın üzerine koydu. "Eğer bu hanboku giyseydin beğenmeyecekti seni" işaret parmağı ile yatağımın üzerinde duran kırmızı hanboku gösterdi.

Bu kız kafamı dağıtma konusunda mükemmel. Ben Seungwan a gülerken kapı çaldı. Gire bilirsin komutundan sonra yemeğe gitmem gerektiğini söyleyip odadan çıktılar. Son kez Ayana bakıp yemeğin yeneceği oda ya gittim.

Yemek boyunca konuşmamış sadece yemeğe odaklanmıştım . Prense gelecek olursam bu kadar yakışıklı olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Yemekten sonra tanışmamız ve sohbet etmemiz için prensi bahçeye davet ettim.

Sesiz geçen yürüyüşümüz göletin önünde son buldu. Yüzümü prense döndüm ama o göle öyle odaklanmış bir şekilde ki benim yüzüme bile bakmıyor. Bütün cesaretimi toplayıp prens ile konuşmaya çalıştım "Taehyung biraz kendinden bahseder misin" Taehyung yüzünü hızla bana döndü

"Prens hitabını kullanırsanız sevinirim prenses!" Sesi sert bir şekilde çıktı. İyi de bunda kızılacak ne var zaten ilerde eşim olacak. "Peki prens" bahçe de kurduğum cümlemin son cümle olduğunu nereden bile bilirdim ki;

Bir saate yakın bahçede öylece durmuş sohbet bile etmemiştik. Sohbeti geçtim adımı bile sormadı. Bu kadar sert bir insan olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Masada konuşulanlardan çıkardığıma göre benimle evlenmesinin büyük sebebi tahta geçmek ve toprakları büyütmek olduğunu düşünüyorum.

Sert yapısı insanın içini ürpertiyor. Yüzünü bana dönmeden "hava soğudu içeri geçelim" o görmese bile kafamla onaylayıp yürümeye başladım. içeri geçtiğimizde taehyung abimin yanına geçip oturdu benmi ben babam ve kral kimin yanına. Abim ile sohbetini fark ettikçe galiba sadece bana karşı mesafeli.

Ayağa kalktım "Joohyun nereye" abimin sesiyle bütün gözler üzerim de oldu sayesinde tabi bir kişi hariç kafasını kaldırmaya cüret bile etmedi"siz rahat rahat konuşun abicim ben odama çekiliyorum izninizle" önlerinde eğilip selam verdim

Odama gittiğimde Seungwan ı çağırıp başımı dizlerine koyup elini saçlarıma getirdim. Oda demek istediğimi anlamış hemen başımı okşamaya başladı. "ne oldu prenses" derin nefes aldım "beni umursamadı bile Seungwan"

"Belki çekinmiştir" gözlerimi devirdim "sanmam Seungwan abim ve babamla gayet güzel sohbet ediyor, bahçeye çıktığımızda öylece durdu adımı bile sormadı!" Sesim git gide şiddetlenirken sinirimde hat safaya çıkıyor.

"Galiba beni hiç sevmiyecek"

Evet nasıl buldunuz bakalım :)

Umarım beğenmişsinizdir. Nasıl

yazacağımı bilemedim şahsen ama

bu kitaptan çok ümitliyim lütfen

kitabımı ve beni çok çok sevin sizi

seviyorum. Kitap hakkında ki

düşünceleriniz benim için çok

önemli lütfen yazın veee okumasını

istediğiniz arkadaşlarınızı

etiketleyin öptüm sizi şap şup❤️💋

Promise KTHWhere stories live. Discover now