Bölüm 31 / Part 1

1.4K 146 59
                                    

Ne kadar uzun zaman geçti sayamadım bile... Bu sırada yaşadığım iyi ve kötü onlarca şey var.  Size hep bahsettiğim o güzel dostlarım Ankara'dan kalkıp yanıma geldiler, bana da bayram geldi. Aslında şimdi düşündüm de sizinle görüşmeyeli, buraya uğramayalı yaşadığım tek güzel şey de onların yanımda olmasıymış.

Bilenler olduğu kadar bilmeyenler de vardır İzmir'de yaşıyorum. Olan depremi bizzat saniyesi saniyesine yaşamış bir insan olarak toparlanmam çok uzun zaman aldı. Hala geceleri kabuslarla uyanıyor ve rahat bir uyku uyuyamıyorum. Yaralarımızı elbet bir gün saracağız ancak o güne kadar sanırım epey zaman var.

Kötü şeylere daha fazla girmek istemiyorum. Hastalıklar, doğal afetler, savaşlar... Çok kötü şeyler yaşıyoruz. Bu süreçte en çok burada olmayı özledim. Yorumlarınızı görmeye, sizinle gülmeye gerçekten çok alışmışım. Çok geciktim, çok fazla. Son bir düzenlemem var ama epey uzun bir bölüm oldu. Ben de daha fazla bekletmeye inanın utanıyorum. Bölümü belli bir noktada kesip Part olarak sizinle paylaşacağım. Diğer partın sadece kontrolü kaldı, meraklanmayın bu sefer hızlı geleceğim. En geç iki gün içinde hazır olur. Beni affedersiniz bilirim. Yorumlarda buluşalım...


********

"Yani sen diyorsun ki tüm sistemleri inceledik yine bir bok çıkmadı?" dedim alaylı bir sesle. Bir cevap vermedi, onun yerine derin bir nefes vermekle yetindi.

"Neden hiç şaşırmadım dersin?" dedim tekrardan söze girerek.

"Tomris, sisteme işlememiş olmaları zaten çok doğal. Bunun başka bir yolunu bulacağız. Gerekirse birilerini kaldıracağız. Ancak öncesinde biraz izlemek gerekiyor." Kafamı alayla aşağı yukarı salladım ancak görmesi imkansızdı. " Sen beni tanımıyor musun Çirkin ? Ben sabredecek bir insan mıyım normalde. Ama K gece dönecek ve plan oluşturacağız. Seni de bağlarız zaten. " dedi hızlıca. Gözlerimi mutfağın krem rengi halısına sabitleyip gözlerimi kıstım.

"Numaraları ben de görmek istiyorum Bir. Ali'yi hepinizden daha iyi tanıyorum. Numaralar belki bir çağrışıma sebep olur. Üzerine biraz kafa yormak istiyorum. "

"Olur." dedi Bir dalgın bir sesle. Dudaklarını büzdüğüne emin gibiydim. " Sen de incele bakalım. Ama Güzelbahçe'nin kodu bile değil. Yani zaten adam zehir gibi. Kalkıp postanenin kodunu yazacak değil ya." dedi kendi kendine. Gülümsedim.

"At bakalım sen şu kodu bana. " dedim yavaşça. "Bu arada Sekiz'i aradım ama açmadı. O nerelerde?" dedim konuyu değiştirerek.

"Erken çıkmış bugün birimden. Aradım ama açmadı. Merkeze indim, akşam dönünce konuşuruz diye mesaj atmış. "

"Anladım. O zaman gece görüşürüz. " dedim düz bir sesle.

"Görüşürüz Çirkin. " deyip telefonu kapattı.

Telefonun hattını çıkarıp masanın üzerinde duran diğer hattı telefonun küçük yuvasına yerleştirdim. Telefonun açılır açılmaz hiç beklemekten rehbere girip numaranın üzerine tıkladım. Birkaç saniye geçmişti ki karşı taraf telefonu açtı.

"Bana döndüğünü söyle." dedim konuşmasını beklemeden.

"Yoldayım İzmir'e girmek üzereyim. Bir şey mi oldu?" dedi tedirgin bir sesle. Sırtımı sandalyeye yaslayıp kafamı geriye doğru attım. "Sana ihtiyacım var. Şehre girince beni ara. "

"Anlaştık. "

Telefonu kapatıp masanın üzerine bıraktım. Canım kahve içmek istiyordu ancak kalkıp kahve yapacak mecali kendimde bulamıyordum. Masanın üzerindeki cam sürahiden yanındaki bardağa su doldurup kafama diktim. Şimdilik yeterliydi. Bir duşa girmeli ve hemen ardından kahvemi hazırlamalıydım. Kafamın dağılmaya ve hemen akabinde benim tarafımdan toparlanmaya ihtiyacı vardı. Yerimden kalkıp banyoya doğru yürürken koridorun ortasında soyunmaya çoktan başlamıştım.

SemenderWhere stories live. Discover now