Gereği Düşünüldü...

1.4K 112 32
                                    

Evet melek okurlarım... Öncelikle hepinizden çok çokkkk özür diliyorum. Uzun zamandır yeni bölüm yayınlamıyordum. Birkaç teknik aksaklıklar oldu. Bu bölüm de kısa oldu ama yeni bölümü hızlı yayımlayacağım.

Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Hepinizi çok seviyorum. Kendinize iyi bakın, hoşçakalın. 💙😇


.......

Ertesi Gün Sabahı;

SAAT 11.00

Miraç'ın anlatımıyla;

"Valizleriniz hazır Miraç Bey." diyip odamdan çıkmıştı hizmetçi. Sıkıntıyla tuttuğum nefesimi vermiştim. Sahiden de gidiyordum. Hem de ameliyat olmak için. Peki benim niye fikrim değişmişti ki? Ne oldu da ben bir anda Londra fikrini kabul etmiştim? Kayra mı? Yoksa Kayra ve Poyraz mı?

Odamdan çıkıp salona girdim. Babam salondaydı. Zaten yaklaşık bir saattir benim konuşmamı bekliyordu. Ben de haliyle ondan kaçıyordum. Ama bir yere kadar...

"Bir anda fikrini değiştiren ne oldu?" diye sormuştu babam ben salona girer girmez. Koltuğa gidip bir anda kendimi koltuğa bırakmıştım. Sanki üstümdeki tüm yükler bir anda kalkmış gibiydi. Ellerimi ensemde birleştirerek kafamı yasladım ve;

"Artık görmek istediğimin farkına vardım, ne pahasına olursa olsun."

"Kayra seninle---" diyemeden sözünü kesmiştim.

"Kayra ile birlikte ayrılma kararı verdik. O iş bitti." dediğimde sinirle nefes aldığını duymuştum ama sakin kalmaya çalışıyordu. Merakına yenik düşerek;

"Neden?" diye sordu sakince. Evet, nedenini açıkçası hiç düşünemiştim. Aklıma gelen ilk fikri söylemiştim.

"Fazla kıskanç davrandığım için ayrılmak istedi bende kabul ettim." dediğimde ortam sessizleşmişti, hiçbir şey dememişti. Tam o esnada Kayra'nın sesi duyuldu.

"Çekilsenize önümden!" diye bağırıyordu. İstemsiz bir şekilde yüzümü buruşturmuştum. Muhtemelen içeri girmek için adamlarıma direniyordu. "Neden beni içeri almıyorsunuz siz!" diyordu. En sonunda içeri girebilmiş olsa gerek ayak seslerini duymuştum.

"Miraç Bey, çok özür dilerim engellemeye çalıştım ama---" diyemeden korumamın sözünü kesip;

"Sen çıkabilirsin." demiştim. Babam ise Kayra'ya;

"Kızım, hoşgeldin."

"Hoş bulamadım." demişti sinirle. Birkaç adım daha attı ve; "Neden adamların beni içeri almadı?" diye sormuştu. Oturduğum koltukta dikleşerek;

"Ben de tam babama ayrıldığımızı söylüyordum." dediğimde sessizlik olmuştu. Bu dediğime şaşırmış olmalıydı. Zaten böyle bir şey de muhtemelen beklemiyordu. Aslında bu kadar erken beklemiyor olabilirdi.

"Öyle mi? Bende de birkaç eşyan vardı da onları ne zaman verebilirim diye sormaya gelmiştim." demişti. Babam anlamasın diye ortaya bir yalan atmıştım ve Kayra da devamını getirmek zorunda kalmıştı. "Peki. Kapının önündeki valizler ne için?" diye sormuştu merakla.

"Tatile çıkıyorum." dediğimde babam sinirle;

"Ama sen bana---" diyemeden sözünü kesmiştim.

"Tatile çıkıyorum dedim ya baba!" demiştim sertçe. Şimdi söylememeliydi.

"Ne yani? Veda etmeden mi?" demişti Kayra buruk bir sesle.

"Önemsemezsin diye düşündüm, sonuçta ayrıldık." demiştim ama belliki alınmıştı. Uzun bir sessizlik olmuştu. Ardından Doğan'ın sesi duyuldu;

YAŞAM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin