Elimi Mi Tuttu?

2.1K 134 210
                                    

Evvveettt... Herkese merhaba. Biliyorum biliyorum. Uzun zaman geçti. Yeni bölümü bir türlü hazır edemedim. Bunu özür bölümü olarak kabul edin. Çünkü bölümü fazla uzun tuttum. Ve umarım beğenirsiniz.

Hatta voteleri ve yorumları şimdiden görmek istiyorum. İyi okumalar.


......

Akif önümde duran dosyaları alıp mutfak dolaplarına yönelirken tekrar bir soru daha yönelttim.

"Nasıl anneni öldürdüğünden bu kadar eminsin?" diye sorduğumda Miraç;

"Diğerini de getir!" demişti Akif'e. Akif dolaplardan birini açtığında bir kasa vardı. Mutfakta ve dolapların birinde şifreli bir kasa mı? Saklamak için güzel yermiş. Şifresini "3469" girip kasayı açtığında bir sürü dosya görmüştüm. En üste koyarak alt raftan bir flash bellek çıkardı ve tezgahın üstünde açık duran bilgisayara takarak önüme getirdi. Ekranı bana doğru çevirmişti. Çok fazla video vardı. Aralarından birini girip açtığında kenarıya çekildi. Video açılmıştı. Babam denilen şahıs yani Aras Alaca'nın görüntüsü vardı. Bir depodayken çekilmiş video kaydıydı. Sandalyeye elleri ve ayakları bağlı olarak oturtulmuş bir kadın duruyordu. Aras silahını kadına doğrulttu.

"Beni hiç sevdin mi?" diye sordu Aras. Kadın gözyaşları içinde kafasını iki yana sallayarak konuştu;

"Lütfen bırak gideyim!" dediği anda tetiğe basmıştı. Silah boştu. Tekrar Aras konuştu;

"Beni neden sevmedin?"

"Evliyim, kocamı seviyorum!" diyip bağırmıştı ağlayarak. Bir kez daha tetiğe bastı. Yine silah boştu.

"Bana bir şans vermeni istiyorum." demişti Aras. Kadın ise hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Zar zor yutkunabilmiştim. Bu olanlar gerçek miydi?

Kadın kafasını iki yana salladığı anda Aras tetiğe basmıştı. Olduğum yerde sıçramıştım. Silah doluydu ve kurşun kadının kafasına isabet almıştı. Kadın sandalyeyle birlikte yere yığıldığında Miraç'a kaymıştı gözlerim. Gözünden akan tek bir damla yaşı elinin tersiyle sildiğinde Akif önümdeki bilgisayarı almıştı.

"Be--Ben yani üzgünüm. Ben bilmi---" diyemeden Miraç sözümü kesmişti.

"Evet Kayra Hanım siz---" diyemeden bu sefer sözünü ben kesmiştim.

"Kayra! Sadece Kayra."

" Pekala Kayra. Babanız... Yani baban. Annemi öldürdü. Rus Ruleti en sevdiği oyun. Annemi belki çok seviyordu ama onun sevgisi ölümüne sebep oldu. Ki bunu sen de şu an gördün!"

"Neden polise gitmediniz?"

"Neden gidelim. Cezaevine girip keyfine baksın diye mi? Yok bunu yapamam. Anneme ne yaşattıysa aynısını yaşayacak!" demişti. Sesinde kin, öfke ve nefret vardı. Tam o esnada Rüzgar girmişti mutfağa. Beni görünce öylece kaldı ve nefretle baktı;

"Aras Alaca'nın kızının burada ne işi var?" diye sorduğunda Miraç cevaplamıştı;

"Depodan seni kimin kurtardığını unuttun galiba?" demişti sorarcasına. Muhtemelen Rüzgar da bugün öğrenmişti.

"Belki de babasıyla bize bir planları vardı?" demişti. Ayağa kalkıp dolu gözlerle Rüzgar'a baktım.

"Aras Alaca'nın kızı değilim. 14 yıl önce bizi bir kadın için terketti. Ben Kayra Akın'ım. Ayrıca adı Aras değildi. Selim Akın. Adını ve soyadını değiştirmiş. Üstelik 14 yıl kendisini de değiştirmiş. Depoda tanıyamadım bile. Belli ki o da beni tanımadı. Annenizi öldürmesinden de ben sorumlu değilim."

YAŞAM MELEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin