LAHZA

10.3K 708 3.4K
                                    

Şarkı: Sia~Unstoppable
Keyifli okumalar dilerim. ✨

LAHZA

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

LAHZA

İnsanlar her zaman kötü gördüğü kişilerin gözleri içine bakar ve onları suçlardı. Yaşayanlar için önemli olan; neden kötü olduğu sorusu değil, neden bize zarar veriyor, sorusunun cevabıydı. Oysaki hiçbir insan durduk yere kötü olmazdı ve o kişileri de kötülüğe sürükleyen şey, yine insanlardı.

Belki de kötüler geçmişinin cezasını masumlara ödetmek için vardı. Çünkü onlarda, geçmişte bir gün masum olan insanlardan biriydi.

İyi ya da kötü olmak, işte tüm mesele buydu. Seçimler, yaşayanların hayatında dibi boylamasına da o dipten çıkıp zirveye ulaşmasına da sebep olan asıl şeylerdi.

Peki bir kötüyü, kötü yapan şey neydi?

Kötülük, daha insanlar dünyaya gelmeden kalplere ekilen bir fidandı. O fidan kimilerinin içine büyürken çürüsün diye kimilerinin içine ise çürürken yeşillensin diye ekiliydi. O fidanı büyürken çürütmek de çürürken hayata döndürmekte yaşayanların kendi elindeydi.

Gözlerinden öfke fışkıran genç cadı, gücünü öylesine çok iliklerinde hissediyordu ki nefes aldığı her an kalbindeki büyü parmak uçlarından taşacak gibi damarlarında atıyordu. Beyaz saçları içindeki gücün etkisiyle sanki bir rüzgâr esmişçesine uçuşarak gümüşi bir renge bürünüyor, mor gözleri beyaz bir ışık hüzmesinin içinde kaybolup onu dönülmesi imkânsız olan bir savaşa hazırlıyordu. Ellerinin içinden çıkmak isteyen büyü sinsi bir yılan gibi toz bulutu şeklinde etrafa mor ışıklar saçıyordu.

O soyunun tek örneğiydi. Daha öncesinde hiç böyle bir güç görülmemiş ve genç cadı karanlık zihniyle birlikte herkesin korkusu olmaya başlamıştı.

Büyü Krallığının kraliçesi olan Azerya öyle bir cadıydı ki düşmanı çok, dostu ise hiç yok diyecek kadar azdı. Anlaşabildikleri tek krallık Sarmaşık Krallığıydı. Zaten onunla da menfaatlerinden dolayı yakınlardı.

Kalbi; kapkara irinle kaplanmış bir yamyam gibi içinde iyilik denen et parçasını koparıp yerken, tek düşünebildiği şey; daha fazla et'di.

Azerya kan istiyordu. Kana karşı kan, ihanete karşı ihanet.

Kapı aniden yumruklanmaya başladığında gözlerini sıkıca üstüne yuman Azerya içindeki bu engellenemez gücü kontrol altına almaya çalıştı. Havada süzülen saçları bir pelerin gibi omzuna serilirken hızlı nefes alış verişleri yavaşladı ve gözlerini araladığında artık o beyaz ışık hüzmesinden kurtulduğunun farkındaydı.

Birbirine yapışan kurumuş dudaklarını aralayarak "Gir." dedi.

Bu komutu duyan her kimse kapının kulpunun yavaşça çevrildiğini gördü ve ağır ağır aralanan kapının ardındaki kişiyi gördüğünde içine göğsünü şişirecek kadar derin bir nefes çekti.

LAHZA | Kader YazıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin