13.UFUKTA BİR SAVAŞ

1.1K 113 175
                                    

Şarkı: Aurora- Running With The Wolves

Bu bölüm diğer bölümlere nazaran çok uzun oldu. Normalinden iki katı fazla yazdım bu sefer. Umarım siz de burayı oy ve yorumlarınızla doldurursunuz. Yeni bölümlerin daha hızlı gelmesini istiyorsanız lütfen düşüncelerinizi benimle paylaşın.😇

Keyifli okumalar dilerim. 🦋

 🦋

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13. UFUKTA BİR SAVAŞ

İnsanların hayatlarında dönüm noktaları olurdu. Öyle bir an gelirdi ki, 'işte ben bu an için doğmuşum' derlerdi. Öyle bir dönüm noktasındaydı ki genç kadın yaşadığı bu şeyin gerçekliği onu hem zirveye çıkarıyor hem de aynı saniyelerde yerin dibine sokuyordu.

Karnının altında bir el sanki içinde bir yerleri kurcalayıp duruyordu.

Bu, korku ve heyecan hissiyatını aynı anda hissetmeye benziyordu.

Korkuyordu, çünkü yazdığı her şeyi bir şekilde, öyle de böyle de yaşayacakları ortaydı. Heyecanlıydı, çünkü ona bahşedilen bu şey inanılmaz özel hissettiriyordu.

Hadi ama, yazdığı kitabın içine girmek hangi yazarın hayali olmazdı ki?

Gecesini gündüzüne kattığı kurguyu hissetmekten öte yaşamak bambaşkaydı.

Lahza kafasının içindeki dünyada hayat bulmuştu.

İşte buradaydı. Etiyle, kemiğiyle ve tüm benliğiyle yarattığı bu adamın kolları arasında saraya giderlerken onun terine karışmış odunsu mis kokusunu soluyup demin nehrin içinde gördüğü savaşın emarelerinden kurtulmaya çalışıyordu. Sahi bu adam hiç yorulmaz mıydı? Ne zamandır kendisini gık demeden taşıyan bu adamın nefeslerinin dahi sekteye bile uğramaması onu şaşırtmıştı.

Zaten onun heybetli bedenine karşın kendisinin çelimsiz bedeni adamın neden bu kadar sağlam olduğunu gözler önüne seriyordu. Adamın yaptığı idmanın dörtte birini yapsa şu anda taşınmak yerine yanında hızlı hızlı yürüyebilirdi. Gerçekten de yarattığı bu evrenin hızına ayak uydurabilmek için hazır değildi genç kadın. Belki şu anda içten içe çok heyecanlı hissediyordu ama bedeni böyle bir yer için yetersizdi.

Sonuçta genç kadın normal hayatında spor yapan bir insan bile değildi. Aklı hâlâ o nehrin içinde gördüğü savaştaydı. Eğer bu gerçekse kendisi öyle bir yerde ne yapıyordu, bu soru kafasını kurcalıyordu. Değil savaşmak daha önce birisine el kaldırmışlığı bile yoktu. Öyle bir savaştan sağ çıkabileceğini düşünmüyordu.

Peki o zaman savaşta ne işi vardı?

En önemli sorun ise Azerya'nın elindeki hançerle Tanrun'a doğru koşmasıydı.

LAHZA | Kader YazıcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin