Efsaneye göre her şey krallıkların ve halkın bir cadı tarafından lanetlenmesiyle başladı. Laneti yok etmek için bir çözüm arayan krallıklar tek çarelerininin asırlardır türüne rastlanmamış bir kader yazıcı olduğunu öğrenince umutları günden güne tük...
Bu bölümü yazarken çok heyecanlıydım. O kadar hoşuma gitti ki bu bölüm inşallah siz de beğenirsiniz. Oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım. Keyifli okumalar dilerim. 💜✨
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
6.MÜREKKEBİN SESİ
Sanki şarampole yuvarlanan bir arabanın içinde son sürat dönerken cam parçacıkları yüzünün ve bedeninin her bir tarafına saplanmış gibi anlamaz şekilde ekrana baktığı esnada sancılı bir surat ifadesiyle şaşkınlık içindeydi genç kız.
Ekranda yazan şeyle deminden beri bakışmasına rağmen hâlâ ne olduğunu anlayabilmiş değildi.
Bu bir şaka olmalıydı.
Zamanın çarkı sen de durdu, artık yazdığını yaşama vakti.
Bu da neyin nesiydi böyle?
Sima'nın saçma şakalarından biri olma olasılığı yoktu, çünkü arkadaşı izinsizce bilgisayarına girmezdi ve zaten bilgisayarı kendi yüzü hariç kimse tarafından açılamazdı. Yüz tanımayla açılması için bir şifre ayarlamıştı Lahza. Böylesinin daha güvenilir olabileceğini düşünmüştü ama şu an görüyordu ki biri ya da birileri bilgisayarına giriş yapmış, bir de bu yetmezmiş gibi onun için en özel olan şeyine; kitaplarına sızmıştı.
Kim böyle bir şey yazma gereksinimi duyardı ki?
Çok saçmaydı.
Amaçları neydi?
Sesli bir şekilde soluklanan genç kız sırtını arkaya yaslarken kollarını göğsünün üstünden bağladı. Karman çorman olan kafasıyla bu şeye bir türlü anlam veremiyordu. Bunu kendisi yazmış olsaydı adı kadar emindi ki hatırlardı ama böyle bir şey yazmadığına emindi. Hem de bitmiş kitabının altına yazılı bir cümleydi bu.
Birisi onunla çok büyük dalga geçiyor olmalıydı ama kim?
Böyle bir şeyi kim yapardı ki?
"Acaba birisi bilgisayarıma sızıp böyle bir saçmalık yapmış olabilir mi?" diye kendi kendine mırıldanan Lahza mantıklı bir sonuca varmak için elinden geleni yapıyordu.
