Hazal olsaydı Hazal'a verirdim.

Hakan'ın bakışları bendeyken sakin adımlarla yanına gittim ve oturduğun kayanın hemen yanındakine oturdum.

Oturduğumuz yerler arasında çok değil ama yine de mesafe vardı. Tıpkı aramızda olduğu gibi.

"Hoşgeldin," dediğinde kafamı sallamakla yetindim.

Sustu. Sustum. Biraz sonra bana bir bira şişesi uzattığını gördüm. Yine bir şey demeden şişeyi aldım. Kapağını açarak dudaklarıma götürdüm.

"Seviyor musun?" Diye sordu. "Hazal'ı."

"Aşığım."

Aramıza yine bir süre sessizlik girdi.

"Ne zamandan beri?"

Dudaklarımı büktüm. "Bilmiyorum, bir gün uyandığımda 'Aa Hazal'a aşık oldum' demedim."

Güldüğünü duydum. "Ne zaman anladın?"

Derin bir nefes aldım. "İtalya'ya gitmeden önce. Onu Giray ile gördükçe içimde anlam veremediğim bir şeyler oluyordu." Kaşları havalandı, devam ettim. "Bu Yağmur'a karşı hissettiğim kıskançlık duygusu değildi, biliyordum."

"Nereden?"

"Sen, Yağmur'un yanında yürürken 'Keşke Hakan yerinde ben olsaydım da Yağmur ile ben yürüyebilseydim' demem çünkü." Duraksadım. "Ama Hazal da öyle değildi. Giray'a değil bana gülsün, Giray ile değil benimle konuşsun, Giray ile değil benle yürüsün... Liste uzun, Hakan. Liste çok uzun."

Şişesinden büyük bir yudum aldı. "Bana neden anlatmadın?"

"Eğer Hazal'ın da beni sevdiğini bilsem hiçbir şey için bu kadar geç kalmazdım. Kalmazdık. Ama ben tek taraflı olan duygularım için kimsenin hayatını altüst etmek istemedim."

"Sen bana sormayacak mısın?" Bakışlarım ona döndüğünde ekledi. "Neden anlatmadığımı?"

Kafamı iki yana salladım. "Sen bana zaten anlatmıştın."

Kaşları çatıldı. Kafasını iki yana sallayan bu sefer oydu. "Hayır," dedi. "Anlatmadım." Dudakları aralandı. "Hassiktir, anlattım."

Sırıttım. "İçip içip kapıma dayanmanın bedelini bir gün böyle ödeyeceğin belliydi, pezevenk."

O da sırıttı ve omzuma vurdu yavaşça.

Ardından ciddileşti. "Olanlara karşı tepkim, Yağmur ile alakalı değildi." Gözlerini gözlerime sabitledi. "Yağmur'u seviyorum, bundan eminim."

"Salaksınız," diye mırıldandım beklemeden. "Farketmeden birbirinizi harcayıp duruyorsunuz. El ele verip her şeyin üstesinden gelmek varken, karşınıza bir engel çıkınca farklı kaldırımlara geçiyorsunuz."

"Farklıyız," dedi derin bir sesle. "İkimizinde bir engele karşı çözümü farklı, bir kaldırımda birlikte yürümemiz mümkün olmuyor."

Pembe Düşler Mahallesi Where stories live. Discover now