38. Bölüm

26.4K 1.7K 742
                                    


Ev telefonunu çat diye kapatarak yatak odasının kenarına iyice sinerken, adım seslerinin buraya doğru yaklaştığını işitmemle koşarak yatağın üstünden kendi telefonumu aldım ve dolabın kapaklarını açıp kendimi içine attım.

Kalbim öylesine deli gibi atıyordu ki, dışarıdan duyulmaması için ayrı dua ettim.

Belki de artık gerçekten herkese söylemeliydik.

Adım sesleri duraksadı.

"Heh, işte böyle tam oldu. Geldiği gibi görsün de sevinsin, şerefsiz."

İçimden bildiğim bütün küfürleri tek tek sıralarken memnuniyetli sesin sahibi ıslık öttürerek odadan çıktı.

Yani Hakan Dinçer.. Evet, evet abim olan..

Yüreğim ağzımda abimin artık evden çıkmasını beklerken, ıslık sesi durdu fakat ev kapısı açılıp kapanmadı.

Mutfağa bakmış olabilir miydi?

Hassiktir, yemekler...

Gözlerimi sıkıca yumup avuç içimi alnıma vurdum. "Allah kahretsin..."

Fakat asıl küfretmem gereken şey, şimdi gelmişti.

"Bu çanta Hazal'ın değil mi?"

**

Abim bir hışımla evden çıkıp gittiğinde ben dolabın içinde öylece kalakalmıştım ve elim ayağım titriyordu.

Dolabın kapağını aralayarak çıktığımda yatağın üstüne serilmiş olan tişört çaresizce gülmeme sebep olurken bir yandan da gözlerim dolmak üzereydi.

Beyaz tişörtün üstünde abim ile Kaan'ın bir fotoğrafı vardı. Kaan'ın yüzünde pasta vardı, yanında abim oturuyordu, önlerinde rakı şişeleri vardı. Abim eliyle kalp yaparak Kaan'a yaklaşmıştı.

Hızlıca elimdeki telefonu Kaan'ı aramak için tuşluyordum ki, ekranda 'Abim' yazısının belirmesiyle öylece bakakaldım.

Düşün Hazal, düşün. Düşün.

Arama kapanıp hiç durmadan bir daha çalmaya başladığında telaşla evin içinde volta atmaya başladım.

Salona gidiyordum, mutfağa gidiyordum, odaya gidiyordum. Ama ne abimin aramaları susuyordu, ne de söyleyecek mantıklı bir şey bulabiliyordum.

Kapı yumruklanmaya başladığında irkilerek geriye adımladım. "Hazal!" Diye bağırdı öteki yandan abim. "Hazal içeridesin, biliyorum! Aç şu kapıyı!"

Telefonuma mesaj düştü Yağmur'dan.

'Hakan görüntülü aradı, seni sordu. Belgin ile birlikte dışarıda olduğunuzu söyledik.'

Siktir, cidden siktir.

"Anahtar elimde Hazal!" Diye bağırdı bu sefer. "İstersem kapıyı rahatlıkla açabilirim!"

Aç o zaman gerizekalı.

Büyük binanın içinde abimin sesi gitgide artarken en sonunda daha fazla dayanamayarak kapıya yürüdüm.

Hani çok cesurdum ben, hani hiç çekinmezdim? Başıma gelene kadar atıp tutmak ne kadar kolaydı aslında. Cesaretimi gösterme vakti asıl şimdiydi.

Gözlerimi yumarak kapı koluna uzandım ve bu cesareti bir daha ne zaman yakalarım bilemediğim için hiç düşünmeden kapıyı araladım.

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin