Bekle geliyorum.

Aşıktı bu bana ciddi ciddi. Şerefsizim Hazal bana böyle anlamlı mesajlar atmıyordu. Ekranı kapatarak ayaklandım ve ceketimi giydim.

"Çıkıyor musunuz Kaan Bey?"

Hemen kapıda duran Ferhat'a bakarak kafa salladım. "Hayırdır? Bir şey mi vardı?"

"Yok yok, çay getireyim mi diye soracaktım."

Güldüm ve yanından geçerken omzuna vurdum hafifçe. "Kolay gelsin aslanım."

Ofisten çıktım ve otoparka inerek arabamı aldım. Ardından da Hakan ile ikimize ait olan sahilin arka kısmına doğru sürmeye başladım. Ne zaman bir derdimiz olsa birlikte oraya giderdik.

Puşt herif hayatımın her yerine zehir gibi yayılmıştı. İki gündür yüzünü bile görmemiştim.

Hazal'ın aramasını görmemle yüzüme geniş bir gülümseme yayıldı ve telefonu açarak hoparlöre verdim.

"Napıyorsun?" Diye sordu her zaman ki o neşesiyle.

"Yoldayım," dedim ta telefonun diğer ucundan bana bulaştırdığı mutluluğu sesime istemeden yansıtırken. "Sen napıyorsun?"

"Dövizi takip ediyorum."

Bir kahkaha döküldü dudaklarımın arasından. Onun güldüğünü de duydum.

"Benim bir sevgilim var da," dediğinde bunları söylerken yüzünde oynayan mimikler aklımda canlanabiliyordu. "Pek masraflı. Doğum günü için İtalya'ya götürüyoruz paşayı."

İtalya da olduğu zaman içerisinde onu o kadar çok zihnimde canlandırmak zorunda kalmıştım ki, artık bunda epey profesyoneldim.

"Sevgilin diyor ki," dedim ona uyum sağlayarak. "Dövizi dert etmeyecekmişsin, o her şeyi halledermiş."

Hülyalı hülyalı iç çekti. "Bir şeyi de halledemeyeceğini söyle be adam, sadece bir şeyi."

Sırıttım. "Halledemeyeceğim bir şey olsa da söylesem..."

Güldü. "Sen nereye? Çıktın mı işten?"

"Hıhım," dedim sinyal verip sola dönerken. "Hakan'ın yanına gidiyorum."

Duraksadı. "Bir sorun yok, değil mi?"

Göremeyeceğini bilsem de dudak büktüm. "Açıkçası bilmiyorum. Gidince öğreneceğim."

Ofladı. "Ya Kaan..."

"Güzelim, endişelenme."

Konuşmamızın geri kalanı benim Hazal'ı bir şey olmayacağına dair ikna etmem ve gün içinde yaptıklarımızdan bahsetmekle geçerken iyice yaklaşmıştım. Telefonu kapatarak sahilin arkasında kalan kayalıklara sürmeye devam ettim.

Hakan gelmişti, beni bekliyordu.

Arabadan indiğimde kapıları kilitlemeden önce ceketimi çıkartarak içeri attım.

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin