"Kihyun hain değildi."
Ekranda bu yazı belirip kapanmıştı.
Doğal olarak bütün oklar Jooheon'a dönmüştü. O da zaten bu suçlamayı bunu göze alarak yapmıştı. Herkes masadan kalkarken çok kısa bir süreliğine diğer hainle bakıştılar. Daha sonra herkes bir köşeye dağıldı.
Jooheon bir süre boş boş koridorlarda dolaştı. Odalara girip çıktı ama bir kişiye bile rastlamamıştı. Ortalıkta hiç kimse yoktu. Nedenini anlayamamıştı.
Tam elektrik odasının önünden geçerken fark ettiği şey heyecandan kalbinin çarpmasına sebep oldu:
Kazanmak için bir kişiyi daha öldürmeleri gerekiyordu.
Diğerleri bunu fark etmiş olmalıydı ki ortalıkta görünmüyorlardı. Bunu çok geç fark ettiği için kendine çok kızdı Jooheon. Yine de hızlı adımlarla güvenlik odasına doğru ilerledi. İçeri girdiğinde masanın önündeki sandalyeyi bir kenara itip hızlı hızlı ekranlarda göz gezdirmeye başladı.
Bir süre kimseyi görmedi. Daha sonra Wonho'yu gördü. Etrafını kontrol ederek yavaş yavaş admin odasından çıkıyordu. Korkmuş ve tedirgin gözüküyordu.
Jooheon hızlıca odadan çıktı. Wonho'yu köşeye sıkıştıracaktı ve böylece kazanacaklardı.
Ama aniden hiç beklemediği bir şey oldu.
"Wonho acil bir toplantı başlattı! Hemen kafeteryaya git!"
Hayalkırıklığı ve biraz da endişeyle olduğu yerde durdu. Wonho onu suçlayacaktı. Sakin olmalıydı hâlâ yırtabilirdi, ortada hiçbir kanıt yoktu sonuçta değil mi?
Kafeteryaya girdiğinde Wonho, Hyungwon ve Shownu masada oturuyordu. Changkyun hâlâ gelmemişti. Yavaşça sandalyesine oturduğunda kimsenin birbiriyle göz göze gelmemeye çalıştığını fark etti.
Biraz sonra Changkyun da geldiğinde önlerindeki ekranlarda konuşma yasağının kalktığını belirten yazı bir de 3 dakikadan geri sayım yapan sayaç belirdi.
"Jooheon'u atalım."
Wonho'nun direkt söze girmesiyle bütün gözler ona dönmüştü.
"Nasıl bu kadar kesin konuşabiliyorsun? Eğer o değilse onu attığımızda direkt hainler kazanmış olacak." dedi Shownu.
"Bu riski almamız lazımdı. Kihyun'u onun yüzünden boşuna attık."
"Bence %100 emin olana kadar 'skip' demeliyiz." diye bir öneride bulundu Hyungwon. Ama Wonho'nun cevabı hazırdı:
"Aramızda 2 hain olduğu için oylama süresi biter bitmez aramızdan birini öldürürler böylece kazanırlar. O yüzden şu an birini atmalıyız."
Bir süre masayı sessizlik kapladı. Jooheon kendini köşeye sıkışmış hissetti, kendini savunmak için tek kelime edememişti bile. Ne yapıp edip sıyrılması gerekiyordu.
"Sen hiçbir şey demeyecek misin, Jooheon hyung?" diye sordu Changkyun.
Jooheon düşündü. Öyle bir şey söylemeliydi ki son 1 dakika kalmışken herkesin aklını karıştırmalıydı. Ama yalan söylediği de belli olmamalıydı. Hatta belki de yalan söylememeliydi.
Bu saniyeden sonra kendini kurtaramazdı ama diğer hainin kazanması için ufak bir risk alacaktı. Aklına gelen fikirle gülümsedi.
Bölüm SonuMerhabaaaa ♡
Jooheon'u tahmin etmiş miydinizz?
Jooheon'un hain olduğuna dair verdiğim ipucu taa 1. bölümde yani Minhyuk'un bölümünde saklıydı eheheh
Sizce diğer hain kimm?
Oy vermeyi unutmayın sizi seviyoruuum
YOU ARE READING
Among Us • MONSTA X
FanfictionUyanınca kendilerini içinde hiçbir şey olmayan bir odada bulan 7 adam eski bir uzay istasyonuna getirilir. Aralarında 2 katil vardır. Diğer 5 kişinin yapması gereken ise onlar tarafından öldürülmeden bu istasyonu onarmaktır.