Giriş

150 15 6
                                    

Aniden çalan garip bir melodisi olan müziğin sesiyle uyandılar. Daha doğrusu uyanmaya çalıştılar. Sanki günlerdir uyuyorlarmış gibi bir sersemlik vardı üzerlerinde. Belki de gerçekten de günlerdir uyuyorlardı...

İlk ayılıp etrafındakileri fark eden Kihyun oldu. Üzerinde sarı bir uzay üniforması vardı. Yakasında isminin yazdığı bir yaka kartı, sol kolunun alt kısmında da siyah bir ekran vardı. Gri duvarlı ortadaki birkaç demir kutu dışında boş olan bir odadaydı. Etrafındaki kendisi gibi yarı uyanık kişilere baktı. 6 kişi saydı. Hepsinin yaka kartında isimleri yazıyordu. Pembe üniformalı Wonho, turuncu Jooheon, mor Changkyun, siyah Hyungwon, kırmızı Shownu ve beyaz Minhyuk.

Onlara saatler gibi gelen bir 10 dakika geçmişti ama saniyeler geçtikçe sinir bozuculuk seviyesi artan şu müzik susmamıştı. Bu süre içerisinde hâlâ uyuklayan Hyungwon dışında herkes tam olarak uyanabilmiş, Kihyun ve Shownu odanın içinde dolanarak müziği kapatmanın bir yolunu aramaya başlamış, diğerleri de boş bakışlarla birbirlerini incelemişti. Fakat nedendir bilinmez hiç kimse tek kelime konuşmamıştı.

Tam Jooheon konuşma başlatmak amacıyla müziğin ne kadar sinir bozucu olduğu hakkında bir yorumda bulunacakken kimsenin nerede olduğunu anlayamadığı bir hoparlörden duygusuz bir kadın sesi konuşmaya başladı:

"TTG Uzay İstasyonu'na hoşgeldiniz. İstasyona açılan kapı 1 dakika içinde açılacaktır. Kapı açıldığı anda sol kolunuzdaki ekrana bakın orada bilmeniz gereken her şey yazıyor. Bilginiz olsun yazılan şeylere uymazsanız istasyona verilen oksijen kesilecektir."

Bunun üzerine hepsi birbirine şaşkınlıkla ve korkuyla baktı.

"Uzay istasyonu mu? Neler oluyor?" dedi ortamın bir kez daha sessizliğe gömülmesini engellemeye çalışan Wonho.

"Bilmiyorum, buradan önceye dair neredeyse hiçbir şey hatırlamıyorum." dedi Jooheon, sonunda biriyle konuşabildiği için içi az da olsa rahatlamıştı.

"Ben de" dedi Shownu. "Bir şeyler hatırlayan var mı? Belki neden burada olduğumuzu anlayabiliri-"

Fakat sözlerini büyük bir gürültüyle açılan kapının sesi kesmişti. Önlerinde kocaman bir kafeterya vardı. Dışarı çıkmakta tereddüt ederken akıllarına kollarındaki ekran geldi.

Beş kişininkinde; içinde bulundukları eski uzay istasyonunu -aralarındaki iki hain tarafından ÖLDÜRÜLMEDEN- ekranda gördükleri yönergeler doğrultusunda tamir etmeleri gerektiği yazıyordu. Bu süre boyunca konuşmaları yasaktı. Çoğunlukta kalıp istasyonu tamir ederlerse veya tartışma zamanı 2 haini de yakalayıp uzay boşluğuna atarlarsa kurtulacaklardı. Yazılanları doğru anladıklarını kabullenmek için 5 kere okumaları gerekti. Şok içinde oldukları yerde kalakalmışlardı. Öldürülmek...

Diğer iki kişiye gelince de onların ekranlarında da ceplerinde bulacakları zehir dolu iğneleri kullanarak istasyonu tamir etmekte olan 5 kişiyi yakalanmadan öldürmeleri gerektiği yazıyordu. Ayrıca oksijen deposunda sızıntı yaratmak veya ışıkları kesmek gibi masumların işini zorlaştıracak eylemlerde de bulunabilirlerdi. Çoğunlukta kalırlarda kazanıp kurtulacaklardı. İki hain sadece 1 saniyeliğine birbirine baktı.

Bölüm Sonu

Merhabaaa umarım konuyu beğenmişsinizdir. Şimdiden söyliyim diğer bölümler de bunun gibi kısa olacak. Ufak, tek seferde bitirmelik bir fic olsun istiyorum.

Sizce iki hain kim? Şu an hiçbir şey belli değil ama yine de tahminlerinizi aliyim. Tutturan olursa efsane olur hem HAHSHDLDLKS

Oy vermeyi unutmayınnn <3

Among Us • MONSTA XWhere stories live. Discover now