Burak kafasını sallarken Cem peçeteyi aldı. "Çocuk gibisin," dedi Burak'ın yüzüne bulaşmış çikolataları silerken. "Ve böyle mutluyum," dedi Burak daha rahat silebilsin diye yüzünü biraz daha öne çıkararak.

*

"Sonunda bitti," dedi Cem elindeki mısırı yan tarafına bırakırken. "Bir daha ruhlarla ilgili korku filmi izlemeyelim."

Burak yerinde esneyebilmek için koltukta Cem'den biraz uzaklaştı. Cem'e ne kadar yaklaştığını film izlerken hiç anlayamamıştı.
"Bir daha korku filmi izlemeyeceğim," dedi Burak koltuğa geri yaslanırken. Camdan kararmış gökyüzüne baktı. Yan tarafındaki telefonunu aldı. Saat neredeyse gece yarısı olucaktı.

"Ben tuvalete gidiyorum," dedi Cem ayaklanırken. Burak'ta ayağa kalkıp yedikleri şeyleri geri mutfağa götürdü. Aklına hâlâ filmden sahneler geldikçe arada bir yerinden sıçrıyordu. Ellerini tezgaha dayayıp kafasını eğdi. "Filmi izlememeliydim."

Cem kapıyı kapatıp koridorda ilerlerken Burak'ın odasının önünde yavaşça durdu. Hafifçe aralık kalmış kapıya baktı. "Acaba hâlâ dağınık mı?" Yavaşça ilerleyip temiz olması umuduyla kafasını içeri uzattı. Ama gördüğü manzara her zamanki manzaraydı. İlkokulda ortaokulda ve lisede her geldiğinde gördüğü oda hâlâ aynı şekilde dağınıktı. Eşyalar karışıktı. Yerlerde bir sürü giysi ve yiyecek paketi vardı. Kapıyı açıp içeri girdi.

"Cidden Burak!" dedi içeriye doğru. "Artık odanı toplayacağını söylemiştin!"

"Ne!" dedi Burak koltuktan kalkarken. "Odaya girme!" dedi ne diyeceğini şaşırarak. Odaya geldiğinde ise Cem çoktan yerdeki birkaç giysiyi almaya başlamıştı. "Öğrenci evinde yaşamıyorsun. Aile evinde yaşıyorsun. Bu odanın hali ne?"

"Toplayacaktım," dedi Cem'e ilerlerken. "Sonra toplarım sen uğraşma."

"Kendimi bildim bileli seni tanıyorum ben. Şimdi bırakırsam aylarca temizlemezsin sen," dedi Burak'ın elinden almaya çalıştığı kıyafetleri kendine çekerken.

"Ver şunları," dedi Burak çekmeye çalışırken, "uğraşmak zorunda değilsin."

"Lise de senin odanı hep ben temizlerdim. Neyin uğraşından bahsediyorsun? Bu artık bir alışkanlık," dedi Cem kıyafetleri kendine çekerken.

"Bana laf sokma," dedi Burak Cem'in kolunu tutmaya çalışırken. Ama işler Burak için ters gitmişti. Cem onun ayağına çelme takıp onu yatağa oturtmuştu. Burak oturduğu yerden Cem'e bakarken Cem, "Bana engel olma," demişti. "Toplayacağım."

Bu an nedensizce Burak'a ortaokul zamanlarında gittikleri dövüş kurslarını hatırlatmıştı. Cem onu bir şekilde yere serip tepesine oturmayı severdi. Elleriyle Burak'ı yere bastırır ve, "Ben kazandım!" derdi neşeyle. O zamanlar Cem Burak'tan daha kısa ve daha güçsüzdü. Bu yüzden Burak'ı yenmek Cem'i mutlu edebilirdi. Ama şimdi... Burak Cem'i baştan aşağı süzdü. Çoktan onu geçmiş boyuna ve onun gibi sporu bırakmadığı için gelişmiş vücuduna baktı. Artık bu çocuğu yenemezdi.

Cem ona doğru eğilirken aniden düşüncelerinden çıktı. Cem onun arkasındaki tişörtü alıp doğrulduktan sonra odadan çıkmıştı. Burak gerginlikle saçlarını karıştırıp, neden bunu hatırladım ki, diye düşündü. O sırada da kapı çalmış ve Cem dışarıdan, "Ben bakarım," demişti.

Cem ilerleyip kapıyı açtığında Burak'ın ablası içeri girdi. "Cem, koçum. Nasılsın?" dedi Cem'in koluna vururken. "İyi gibi," dedi Esma ablanın çökmüş haline bakarken. "Sen nasılsın?"

"İyi gibi," dedi çantasını koltuğa fırlatırken. "Bu gece gelmeyeceğini sanıyordum,"dedi Burak onlara doğru ilerlerken. Esma bıkkınlıkla nefesini verdi. "Bu gece neler oldu bilemezsin," dedi.

"Anlatırsan bilirim."

"Çocuklarla eğlenmek için mekana gittik. Nasıl olduysa birileri tarafından kavga çıktı. Sonra bir bakmışız kavgaya dahil olmuşuz. Sonra polisler geldi. İfademizi almak için götürüldük falan. Serbest kalınca da hevesimiz kaçtığı için eve döndük."

"Harika bir gece geçirmişsin," dedi Burak. "Harika bir geceydi,"dedi ablası koridorda ilerlerken. "Çok yorgunum. Direkt yatacağım. Fazla ses yapmayın." Odasına girip kapısını kapattığında Burak ve Cem rahatsız edici bir sessizliğin içerisinde kaldılar.

"Ben gidiyorum o zaman," dedi Cem kapıya ilerlerken, "yarın okul var sonuçta."

"Tamam,"dedi Burak arkasından ilerlerken, "yarın görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz." Burak kapıyı kapattığında kafasını yasladı. "Kendine gel." Arkasına dönüp odasına girerkende aynı şeyleri tekrarlıyordu. "Kendine gel. Kendine gel."

Odasına girdiğinde yerdeki dağınıklığa baktı. "Yarın toplarım,"dedi ve kendini yatağa bıraktı.

Ev Arkadaşım | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin