0.2

15.1K 1K 849
                                    


Öğle yemeği zamanı geldiğinde ayağa kalktım. Aç hissetmiyordum ama yine de yemem gerekiyordu.

"Aç mısın? Yemek için istediğin bir şey var mı?"

Kafasını televizyondan bana çevirdi. "Sen ne yiyeceksin?"

"Meyveli yoğurt yapacağım." Öğle yemekleri benim ara öğünüm gibiydi. Normal bir yemek yemeye kendimi zorlarsam genellikle midem bulanıyor ya da kusuyordum.

"Ben de aynısından istiyorum."

"Emin misin?" dedim mutfağa girerken. Kendim fazla bir şey yiyemediğim için genellikle az şeyler yapardım. Ama Çağlar hiç yaptığım şeylerle doyacak birine benzemiyordu.

"Neden ki?"

"Aç kalmanı istemiyorum da ondan. Ben genellikle yemeği kendime göre hazırlarım. Eğer açsan söylemelisin ki daha fazla yapabileyim."

"Aç olursam söylerim,"dedi koltuktan her hareketimi izlerken. İlk buzdolabına gidip birkaç muz ile yoğurt aldım. Onları makineye koyarken Çağlar'ın bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.

"Öğünlerine gerçekten dikkat ediyorsun değil mi?"

"Evet," dedim yoğurtları kaselere koyarken. Kaseleri alıp içeri girdim. "Aslında sormaya çekiniyorum ama," dedi bir süre sessiz kaldıkten sonra," bu kadar sağlıklı besleniyorken fazla zayıf değil misin?"

"Bu kadar fast fooda gömülürken fazla kaslı değil misin?"

"Hey,"dedi. Gülerken yüzündeki bozulmuş ifadeye baktım. Hızla bilmiş ifadesini takıntı. "Bir kere sağlıksız beslensemde benim düzenli bir spor hayatım var," dedi. Bir süre tekrar sessizce bana baktı. Aklından ne geçtiğini biliyordum.

"Bir hastalığım yok," dedim sakince, "sadece dikkat etmezsem hızlı bir şekilde kilo veren bir yapım var."

"Bunun için bir diyetisyene gitmedin mi?"

"Gittim," dedim. Lise üçte gitmeye başlamıştım. Her şey gayet güzeldi de. Düzenli bir şekilde kilo alabiliyordum. Tabi annemi lise dördün başında kaybedene kadar. Sonradan kendimi salmıştım. Ve aldığım kiloları fazlasıyla vermiştim.

"Bir süre düzgün kilo alabildim ama sonradan tekrardan hızla verdim. Şuan ise kilo almak yerine sadece kilo vermemeye çalışıyorum."

"Boyun kaç?"

"1,75."

"Kilon kaç?"

"En son altmışlardaydım." Belki daha da aşağısına düşmüştüm. Bilmiyorum.

*

Yine sessiz geçen bir öğleden sonra güneş yavaş yavaş batmaya başlamıştı. Birbirimize soracak pek bir şeyimiz olmadığı için genellikle filmden konuşmuştuk. Bir film bitince başka bir film izlemiştik.

Ona dönüp, "Mantarlı sebze yemeği yapsam yer misin?" dedim. Yüzünü buruşturarak bana baktı. "Mantar,"dedi sessizce. "Fark etmez. Ne istiyorsan onu yap."

"Tamam," dedim arkamı dönüp mutfağa girerken. Mantar sevmiyorsa tavuklu sebze yemeği de yapardım. Ama o sebze her türlü yenicekti.

Buzdolabında gerekenleri aldım. Bir süre sonra iyice yemeğe odaklanmıştım. Tavukları tencereye dökerken arkamdan gelen Çağlar'ı fark etmemiştim.

Kafasını omzumdan uzattığında istemsizce yana kaydım. Tencerenin içine bakarak güldü. "Mantarlı yapacağını söylemiştin."

"Mantar sevmediğin belli olduğu için tavuklu yaptım." Yüzünde ki gülümseme yayılırken, "Ama o mantar eninde sonunda yenicek,"dediğimde yüzü tekrardan düşmüştü.  "İyi be,"dedi ocaktan uzaklaşırken."

Ev Arkadaşım | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin