*
"Kalkıyoruz biz," dedi Cem Burak'la beraber ayağa kalkarken. Ceketlerini giyip masadan ayrıldıklarından bir süre sonra Batu'da kalkmış evinin yolunu tutmuştu. Merve ve Eda'da okula dönmüşlerdi.

Cem'le Burak taksiye bindiklerinde, Burak camdan çiseleyen yağmura bakmıştı. İkiside sessizce evin yolunu izliyorlardı. Burak Cem'e dönüp dışarı dalmış gözlerine baktı.
Ona yaklaşıp gözlüklerini hızla aldığında Cem irkilip ona döndü. Burak gözlükleri takıp, "Ne düşünüyorsun kara kara?" dedi.

Cem Burak'ın gözlüklü haline güldü. "Bir şey düşündüğüm yok. Dalmışım sadece," dedi eliyle Burak'ın burnundan kaymış gözlüğü düzeltirken.

"Emin misin?"

"Eminim." Cem kafasını geri yasladı. Bir süre sonra taksiden inip apartmana girmişlerdi. Aynı kata çıktılar. Karşılıklı dairelerde oturuyorlardı.

"Yarın görüşürüz," dedi Cem kapıya ilerlerken. "Görüşürüz."

Burak kapıyı açıp içeri girdiğinde ablası hızla ona ilerledi. "Annem bugün bir arkadaşında kalacakmış. Bende bir arkadaşımda kalacağım. Sabah alarmını kurmayı unutma."

"Unutmam." Ablası kafasını sallayıp evden çıktığında Burak bir süre sessizliğin arasına karışan yağmuru dinledi. Derin bir nefes verip odasına ilerlerken üstünü çıkarmaya başlamıştı.

Odasına girip tişörtünü bir kenera attığında kapının çalmasıyla oflayarak arkasını döndü. "Yine ne unuttu acaba," dedi ablasının geldiğini varsayarak.

Kapıyı açtığında tam konuşacaktı ki Cem'i görmesiyle çenesini kapattı. Cem gözleri Burak'ın göğsüne kayarken Burak kafasını eğdi.

Sakin ol, diye düşündü. Lisedeyken beden dersi için bir sürü erkeğin içinde giyinmiştiniz. Şimdi neden utanıyorsun ki?

"Cidden,"dedi Cem derin bir nefes verirken, "bu soğukta neden çıplaksın!"

Burak parmağını dudaklarını götürdü. "Aile apartmanında çıplak diye bağırılır mı? Gir içeri," dedi Cem'i kolundan çekiştirerek içeri  iterken.

Burak kapıyı kapatıp Cem'e döndüğünde Cem elindeki kabı havaya kaldırdı. "Annem kek yapmıştı sana da getirmemi istedi."

Arkasını dönüp bildiği yoldan mutfağa girdi.
Burak onun arkasından kapıya doğru ilerledi. Cem kabı bırakırken, "Git üstüne bir şey giyin!" dedi.

Burak derin bir nefes verip odasına ilerledi. Dolabtan bir kazak alırken yerdeki giysi yığınlarına baktı. Birkaç gündür üstünde gereksiz bir uyuşukluk vardı. Ailesi de odasına girmediği için odası harabeye benziyordu.

Hızla odadan çıkıp kapıyı arkasından kapadı. Cem odayı görürse kesin yine azar yerdi. Küçüklüğünden beri hep Burak'ın dağınık olmasından yakınırdı.

Kazağı üstüne geçirip tekrardan mutfağa ilerledi. Cem'in karşısına oturup tabaktaki keklerden yemeye başladı. Cem elini çenesine dayayıp Burak'ı izlemeye başladı.
Her ışırışında yüzündeki gülümseme ve dudağının etrafına bulaşmış çikolata onu çocuk gibi gösteriyordu.

Burak onu izleyen Cem'e baktı. "Sen yemiyecek misin?" Cem kafasını salladı. "Ben yeterince yedim."

"Eve gireli birkaç dakika olmuştu. Ne zaman yedin?" Cem yerinde doğrulup esnedi. "Midem birkaç dakika içinde neler alabilir bilsen şaşarsın."

"Bugün burada kalsana," dedi Burak. "Akşam annem ve ablam olmayacakmış. Film falan izleriz."

"Olur," dedi Cem. Birbirlerinin evlerinde kalmalarına alışıktılar. Bu sıklıkla yaptıkları bir şeydi.

Ev Arkadaşım | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin