Dudağındaki yaranın etkisiyle yüzünü buruşturdu tam ağzını açacakken susturdum.

"Kaan'ın adamlığını sorgulayacak konumda değilsin. Hatta inan bana, sorgulaması gereken son kişisin," tekrar dudaklarını aralayacakken, "Madem sorgu vakti, o zaman o çeneni kapat ve beni dinle!" Dedim sesimi yükselterek.

Aklıma Kaan'ın yaraları gelmişti. Ve sonra eski konuşmalarımızdan bir kesit düşmüştü zihnime.

"Bu kız gerizekalı," diye mırıldandı Yağmur'un arkasından.

"Ne yapıyorsunuz siz? Kızı evde dövüyor musunuz? Ne bu korku?" Dedim ben de şaşkınlıkla.

Kaan hafifçe güldü, sağ gamzesi belli belirsiz kendini gösterdi.

"Her şeyde salak gibi cesur davranan kız, konu aşk olunca ne kendine, ne de başkalarına itiraf edemiyor... Hakan'ın çok keyfi kaçtı. Bu konuda ona üzüldüğüm için kafamı kırmak istiyorum, ama..."

Derin bir nefes verdi.

"Yağmur kendine itiraf edene kadar umarım abimi kaybetmiş olmaz. Hakan Dinçer'in inadı inattır," dedim ben de düşünceli bir biçimde kafamı sallayarak.

"Ya Kaan, kendisi beni seviyor diye sana bir kere olsun ters yapmadı be!" dedim pes dercesine. "Yağmur seni üzdüğünde kardeşini haksız buldu! Neden biliyor musun abi?"

Pamuğu yarasından çekip sehpanın üstüne attım. Abimin bir şey belli etmeyen bakışları bana döndü.

"Çünkü o beni seviyordu ve bundan emindi. Bir gün sizin bu yüzleşmeyi yaşayacağınızı biliyordu ve o, kendisinin de yaptığı bir şey yüzünden seni suçlamadı."

Abim yine sessiz kaldı.

"Ya sen?" Diye sordum ellerimi iki yana kaldırarak. "Öğrendiğin ilk anda bağırmaktan ve küfür etmekten başka ne yaptın? Kaan geldiğinde ona kafa atmak adamlık mıydı sence? Kardeşini sevdiğin adama, benim için, 'O benim kardeşim lan!' derken hiç kızarmadı mı yüzün?"

Burukça gülümsedim. "Biliyor musun? Sen bugün Kaan'ı dövdüm sandın ama en çok hasarı kardeşine verdin aslında."

Başka bir pamuk alarak tentürdiyot döktüm yine ve yarasını temizlemeye kaldığım yerden devam ettim.

"Sorgu sorgu dedin ya, sen sorma hiç," diyerek devam ettim. "Ben anlatayım. Çok bile içimde tuttum."

Hakan Dinçer şaşırtıcı bir şekilde susmaya devam ediyordu.

"Ben Kaan'a hep aşıktım abi," dedim yüzüme içten, ufak bir tebessüm kondurarak.

Her şeyi öğrenecek miydi? Öğrensindi o zaman.

"Küçükken onun yerine kaleye geçtiğimde de, ona tuzlu kahve yaptığımda da, birlikte playstation oynadığımızda da... Benim kalbim hep ondaydı, yeni bir şey değil bu. Hani dedin ya bu akşam telefonda, 'otur bi' düşün' diye. Ben koca ömrümü düşünmekle geçirdim zaten."

Gözlerimin dolduğunu hissettim.

Bunca şeye rağmen ben aşkıma kavuşmuştum. Başarmıştık. Birlikte başarmıştık.

Pembe Düşler Mahallesi Where stories live. Discover now