TUTKUNUN TANRISI

8• 'Bisiklet Süren Lanetli Severi'

Medya: Severi'nin gözleri :D 

İyi okumalar!

⌛

Bilincim uykudan sıyrıldığında gözlerimi kapalı tutarak yatakta durmaya devam ettim.

Rast dün tüm gün boyunca koltukta ölü gibi yatmak yerine küçük evde peşime takılmış ve bana yaptığı teklifine cevabını öğrenmeye çalışmıştı. Morona ile görüşmeyi kabul edecek miydim? Yoksa bunu reddedip arkadaşlarımı bana karşı şüpheli bir durumda mı bırakacaktım?

Rast kesinlikle insaflı değildi. Kızıl gözleri ne zaman bakışlarımı yakalarsa o anda bana dik dik bakmaya başlıyordu. Teklifini değiştirmeyeceği açıktı. Ya arkadaşlarımı bu lanet dünyanın içine daha çok sürükleyecektim ya da onları Rast'la tanıştırdıktan sonra onları bu dünyadan tamamen uzak tutmuş olacaktım.

Yataktan kalktığım anda varlığımı hissedip peşime takılmasını istemediğimden kıpırtısız bir şekilde yatakta durmaya devam ettim. Kaskatı kesilmiş bedenimi rahatlatmak için bugün yapacağım güzel şeyleri düşünerek kendimi rahatlatmaya çalıştım. Tatlı şeyler beni neşelendirirdi. Bu yüzden kurabiye yapmayı planlamaya başladım. Onlarca tarif aklımdan geçerken en sonunda kenarları fındıklı russecken yapmaya karar verdim.

Beni yatakta oyalayacak hiçbir şey bulamadığımda istemeye istemeye yataktan kalktım. Üzerimdeki kıyafetlere bakarak iç geçirdim. Gece defalarca uyuyup uyanmıştım ve soluk soluğa kaldığım rüyalar yüzünden seksi geceliğim içinde tere batmıştım.

Terli kıyafetlerimi üzerimden çıkardım. İç çamaşırlarıyla kaldıktan sonra valizimden siyah havlularımdan birini çekip aldım ve bedenime doladım. Soğuk terim üşümeme neden olurken hızlı adımlarla odadan çıktım.

Koridorda bir adım attığım gibi karşıma Rast çıktığında adımlarım yere çakılı kaldı. Yedi yirmi dört çıplak gezen biri olmasına rağmen üzerinde bir kazak vardı ve bedeni hafifçe titriyordu. Onun dışında kızıl gözleri, dağınık koyu kahverengi saçları ve asık suratıyla her zamanki gibi gözüküyordu. Dün bütün gün peşimde koşarken göründüğü gibi.

"Kabul ediyor musun?" diye sordu selamsız sabahsız. 

Hayal kırıklığına uğramadan edemedim. Tamam, insan dünyasında uzun zamandır vardı, birçok kadın bedeni görmüştü ama benim mükemmel vücudumu sadece havlu içinde görmek canımın içi bacaklarıma bir bakış atmasını bile sağlamıyorsa işler vahim demekti. Şehveti dünyayı besleyen tanrıyla olmama rağmen yaptıkları oldukça heves kırıcıydı. Yani... Bir bakış atsa ne olurdu ki? En azından biraz egomu şişirip onun teklifini kabul etmemi sağlamayı deneyebilirdi.

"Günaydın," dedim göz devirip hızlı adımlarla yanından geçerken. Kâküllerim göz kapaklarımın üstünü gıdıklarken ona baygın, bıkkın bir bakış attım. Rast'ın camı andıran kızıl gözlerindeki yansımamın güzelliği durduk yere beni keyiflendirirken banyoya doğru yöneldim. 

Beni bulduğu için gerçekten çok şanslıydı.

Peşimden gelmedi. Bir süre kapının kilidiyle bakışıp kapıyı kilitlemekle kilitlememek arasında kaldım. En sonunda beni görmesini istemediğime karar verdim ve kapıyı kilitledim. Hem acil bir durum olursa o ateşli kılıcıyla kapıyı ikiye bölüp daha sonra da kapıyı tamir ettirmek için kimsenin oturmaması gereken bir eve kaçak tamirci sokmayı deneyebilirdi.