Bölüm 10

677 83 165
                                    

"Anne gittiğinde mutlaka ara beni merak ederim."

Anneme son kez sarıldığımda kulağıma fısıldayarak şu adamdan sakın, demişti. Ona göre ya tamamen onun olacaktım ya da onu ezeli düşmanım olarak bilecektim. Ortası yoktu. Anneme gülümsediğimde hiç merak etme demiştim. Kerem Bey dengesiz olsa zamanla nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu çözecek ona göre davranacaktım. "Cenk kızım sana emanet onu hiç üzme olur mu?" Cenk annemin ellerini öperek gülücükler saçmıştı. Onun çocuksu hallerini çok seviyordum. "Merak etmeyin anneciğim ben karımı gözümden sakınır onu hiç üzmem." Bunları söylerken arkama baktım. Kerem Bey annemin gittiğine emin olmak için olsa gerek kapının eşiğinden bize bakıyordu.

"Ben artık gideyim kızım kendine dikkat et. Devir kötü insanlar senin masumiyetini kullanabilir. Sakın iki tatlı sözüne kanayım deme. Hep güçlü ve dik dur." Annemi son kez öptüğümde nedense ondan kopmak istememiştim. Ona her ne kadar kızsam da gidince çok özleyecektim. Annem Kerem Beyin arabasına bindiğinde el salladım. Araba gözden kaybolana kadar kollarımı göğsümde birleştirip arkasından uzun uzun bakmıştım. Cenk bir şey söylemeden içeriye giderken bende yanız kaldığımı düşünmüştüm. İç çekerek arkama döndüğümde onun hala orada durduğunu gördüm. Kesin laf sokmak için bekliyordu.

"Kesinlikle eminim o senin annen! Em ne demişler annesine bak kızını al..." Sana soracaktım Kerem Ateşdağlı, annemi köpek yavrusu gibi dışarıya atmanı çok pis soracaktım. "Bittiyse gidebilir miyim?" Kapıda set oluşturduğu için içeriye giremiyordum. "Şirkete geçiyorum. Cenk bugün dinlensin. Kapı da güvenlik görevlisi var, bir sorun olursa direkt ona git ve sakın ola dışarıya çıkmayın. Yeminim olsun seni elimden Cenk dahi alamaz." Ona omuz silkerek içeriye girmiştim. Madem dışarıya çıkmamı istemiyordu bende dışarıya çıkardım.

Onun gittiğinde emin olduktan sonra oyun oynayan Cenk'in yanına oturdum. O denli hızlı oynuyordu ki acaba gözleri ağrımıyor mu diye düşündüm. "Cenk bu gece dışarıya çıkalım mı?"

"Sen nasıl istersen abim gelsin çıkarız." Bana bakmadığı için sinir olmuştum. Elinden telefonu alacağım sırada telefonunu avucundan öyle bir sıktı ki gözlerindeki şey beni ürkütmüştü. Bazen onun bakışlarından korkuyordum. Kerem Beyden daha ölümcül bakışlar atıyordu. Abisinin gözlerinde kin ve nefretten başka hiçbir şey yoktu. Onun gözlerinde ölüm görüyordum. Bana ölümün soğukluğunu hissettiriyordu. Elimi hemen telefonundan çekerek gülümsedim. "Pekâlâ ben biraz evi temizleyeyim sende oyununa devam et. Akşam olunca da dışarıya çıkarız." Onun yanından alelacele ayrılarak mutfağa geçtim.

Neden ondan böylesine çok korkmuştum ki sanki bana olan ilgisi azalmıştı. Onun için sıradanlaşmaya başlamıştım. Onda asla ilk günkü heyecan yoktu. "Belki o doğruları söylüyordu, kardeşi bana zarar verebilirdi. Onun gözlerindeki şeytanı duyguyu gördüm." Düşüncelerimi def ederek temel temizliğe girmiştim. Kerem Bey beni korkutup kaçırmak adına bütün çalışanlarını göndermişti. Ben işten gocunmazdım, küçük yaştan itibaren el kapılarında çok çalışmıştım. Buraya yuva diyeceksem biraz daha gayret göstermeliydim. Evi genel temizlikten geçirdiğimde saat epey ilerlemiş bende gece için hazırlanmıştım. Aşağıya indiğimde Cenk televizyon izliyordu. Ona da giyinmesini söylediğimde beni çok beğendiğini dilinden düşürmemişti.

Onun kısa sürede normale dönmesine sevinmiştin. Hastalığı onu bambaşka bir adam yapıyordu. Aslında yaşı çokta küçük değildi, bizim mahallede onun yaşındaki adamların çocukları bile var. İçimden adam demek bile tuhaf gelmişti. Yüzü bebek yüzlü tam anlamıyla anne kuzusuna benziyordu. Ben ellerimle uğraşmaya dalmıştım ki kapı açılmıştı. Kerem Beyi karşımda görünce ifadesiz şekilde ona bakmıştım. O size beni baştan aşağıya süzerek anahtarını yerine bıraktı. "Sonunda evi terk etmeye mi karar verdin. Eğer vedalaşmak için bu saate kadar kaldıysan asana uğurlar olsun." Bende salaktım arkamdan su dökmeni bekliyordum.

ŞAN KIZI ~ DEVAM EDİYORWhere stories live. Discover now