1 - inshallah, that's what you say

1.6K 86 95
                                    

medyadaki şarkıyı dinleyiniz arkadaşlar bu hikayenin oluşmasında biraz payı var

"Bırak, gelmek istemiyorum seninle."

Elimi elinden kurtarmak zor oldu, çok sıkı tutuyordu. Boşta kalan eline baktı önce başını çevirip sonra bana. Daha sonra ise elimi tekrar tutmak için uzandı ama bir adım geri kaçtım ondan.

"Felicia, yürü. Yakalanmak mı istiyorsun?"

Rüzgardan savrulan saçlarımı yüzümden çektim.

"Az önce gözümün önünde birini öldürdün Zayn."

Söylediğim şeyden sonra bana uzattığı elini çekti. Yüzündeki ifadesi değişti. Söylediğim onu sinirlendirmiş miydi anlayamamıştım ama bakışları sertti. Üstelik dişlerini sıkıyordu.

"Sen de masum sayılmazsın Felicia. Daha birkaç hafta önce benimle banka soydun."

Soygunu hatırlattığında ondan başka bir tarafa baktım çünkü bu konu hakkında konuşmak istemiyordum. Konumuz banka soygunu değildi az önce birini öldürmüş olmasıydı.

"İkisi aynı şey değil."

Dudaklarımın arasında giren saçları çektim.

"Sen az önce birinin hayatına son verdin Zayn."

Az önce benim baktığım tarafa baktı. Rüzgar saçlarını karıştırıyordu. Söyleyeceği şeyi, sunacağı bahaneyi ya da yapacağı savunmayı bekliyordum ama o susuyordu.

"Nasıl tanıştığımızı hatırla." derken hâlâ bana bakmıyordu. Ben ona bakmaya bir son verdiğimde ise o bana bakmaya karar vermişti. Yutkunurken boğazım acıdı.

"Ben senin elini tutmadan önce uyuşturucu satıyordun. Belki de sattığın o haplar birinin son nefesinden önce yuttuğu tek şeydi."

Söyledikleri canımı yakmıştı. Hayatıma girdiği için ona minnet duymamı istiyor gibi konuşuyordu.

"Bu durumda sen de katil olmuyor musun?"

Ona bakışım çok ani olmuştu. Gözlerim doluyordu ama o hâlâ aynı ifadesizlikle yüzüme bakıyordu. "Beni her seferinde geçmişimle yargılayacak mısın?" diye sorarken sesim titemişti bu yüzden kendime lanet okudum. Söylediklerinin canımı yaktığını bilmesini istemiyordum ama zaten karşısında ağlıyordum. Canımı yaktığını biliyordu.

"Seni geçmişinle yargılamıyorum Felicia ama sen benim kim olduğumu kabul etmeyi her seferinde reddediyorsun."

Cevap verirken aynı zamanda yavaş yavaş bana doğru yürüyüp aramızda açılan mesafeyi kapatmıştı. İnatla ona bakmıyordum. Svetşörtümü ellerime kadar çekerek hızlıca gözyaşlarımı sildim.

"Öldürmek zorunda değilsin. "

Uzanıp gözümün altını sildi baş parmağıyla ve "Yaşamak için öldürmek zorundayım." dedi. İnatla başımı iki yana sallıyordum sinirleneceğini bile bile.

"Doğa da böyle işler. Aslan yaşamak için ceylan avlar."

Başımı kaldırıp ona baktığımda az önceki ifadesinin yumuşadığını gördüm.

"Sen, sana zarar vermemden korkuyorsun, biliyorum."

Hızlıca başımı iki yana salladım öyle düşünmediğimi bilmesi için ama onu inandıramamıştım, biliyordum. "Merak etme." dedi ve alnıma bir öpücük bıraktı.

"Ne ben aslanım, ne de sen ceylansın."

Uzanıp elimi tuttu.

"Şimdi gidelim Felicia. Hayatımın geri kalanını hapishanede ve senden ayrı geçirmek istemiyorum."

100 Dollars Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora