2.Bölüm "Sabahın Karanlığı"

Start from the beginning
                                    

Uzun zamandır onu böyle neşeli görmemiştim Afra böyle neşeli oldukça benim içim daha da huzur doluyordu.

Güzel bir akşam yemeği geçirmiştik. Afra o kadar beğenip yemişti ki yerinden kalkacak hali kalmamıştı.

"Abla sen her gün böyle döktürürsen ben kesin yüz kilo olacağım." Demişti. Sen hep böyle gülecek ve mutlu olacaksan her şeyi yaparım.

"Bak sen, işte bende böyle marifetli bir ablayım." Diye gülümsedim ona.

"Hadi bakalım sofrayı boşver sen ödevlerin vardır senin koş ödevlerini yap haftasonu rahat edersin."

Beni dinleyerek hemen odasına çekildi. Bir süredir bu evde ki eksiklikleri toparlamak için para biriktiriyorum özellikle de Afra'nın odasını onun hayalinde ki gibi süslemek için. Tabii bu tek işle olmayacağı için evin ilerisinde bir pastane de eleman arandığını duydum.

Ona daha güzel ve daha iyi hayatı hızlıca sağlamam için çok çalışmam gerekiyordu. Bu durumdan da gayet memnunum çünkü sonucunda biriciğimin yüzü gülüyor olacaktı.

Sofrayı düşüncelerime dalmış bir halde topladığım için ne zaman bitirmişim fark etmemiştim.

Hava çok güzeldi bu yüzden sigara paketinden bir tek çıkartıp balkonda ki yerime geçtim. Sigaram ile birlikte geçmişime daldım yine.

Bazı anlar vardır ne yaparsan yap ne zihninden, ne de geçmişinden silinir. Sadece zamana bırakmak, zamanla bırakmamak gerekir.

Ama işte o öyle olmaz...

Her acının kendine özel bir yara bandı ve her yara bandının kabul edemediği yaralar vardır.
Böyle olmasının nedeni dünya değil, insanların iki günlük yaşamı boyunca zamanı kendi içinde işlemesidir...

Daldığım düşünce bulutlarından çıkmamı sağlayan bir sesle açtım gözlerimi. Sigaramı küllüğe bıraktım ve oturduğum sandalyeden yavaşça kalktım.

Karşı binada bizimle aynı katta oturan biri vardı. Daha önce hiç görmemiştim kendi halinde biri yaşıyordu ve galiba o taşınıyordu. Ama daha sonra evin önüne bir kamyon yaklaştı ve çocuk odası eşyaları çıkarılmaya başlanmıştı. Galiba orda evli bir çift yaşıyordu.

İnsanlar birbirlerine nasıl güvenip hayatlarını birleştiriyordu gerçekten şaşıyorum. Ben asla böyle bir aptallık yapmayacaktın.
Evlenmek, hayat birleştirmek bu kelimeler bana çok yabancı geliyordu.

Bir yabancıya kalbini açmak, sevmek, onunla yaşamak. Bu... Bu bence milyonda bir ihtimaldi benim için ve ben ihtimallere inanmam.

Saat o kadar hızlı almıştı ki gece yarısını bulmuştu. Ve bugün benim doğum günüm, bugün aslında takvimden silinmesi gereken bir gün.

Alışmak zorunda kaldığım bir yıla giriyorum yeniden.
Evet bugün benim doğum günüm aynı zamanda ölüm günüm.
Kendi içimde defalarca öldüğüm günlerden biri yine. Bir özelliği yok ama dünyaya adım attığım ilk gün ilk saat işte.
Abartılan bir gün ama benimde abartmak istediğim bir gün..

Birinin bana sarılarak her şeyi atlatacağıma dair öğütler vermesini istediğim tek gün. Benim doğduğum günün neden ölmeme neden olduğunu anlatmasına dair birine ihtiyacım var.
Birine o kadar çok ihtiyacım var ki;
kelimelerimden çığlıklarımı duymasını istiyorum. Ama kimse duymuyor ve duymayacak.

Son bir sigara daha yakmak için ayaklandığım anda balkon kapısı açıldı ve Afra içeriye elinde küçük bir kek ve üzerinde yanan bir mumla bana bakıyordu.

O artık gerçekten büyümüş, bu yaptığı şey hayatım boyunca yaşadığım en eşsiz ve güzel bir andı.

Yüzünde ki geniş gülümseme yerini ağzından çıkan o güzel sözlere bıraktı.

"Canım ablam, yaşamda ki en büyük ve tek destekçim. İyi ki doğdun, iyi ki varsın seni her şeyden çok seviyorum. Benim sessizliğimin sesi olan ablam."

Şu hayatta ikinci defa mutluluktan ağlıyordum, ilki yine Afra olmuştu. Hızla yanıma yaklaştı ve

"Hadi üfle ve bir dilek dile olur mu? Bu bizim ilk doğum günümüz."

Gözlerimi sıkıca kapattım ve dilek tuttum ilk kez. Elinde tuttuğu kekten küçük bir parça yedikten sonra bir küçük parçayı da Afra'nın yüzüne sürmüştüm.

Birlikte eğlenerek keki yemiştik. Onun bu hareketi ve düşüncesi Afra gerçekten her geçen gün daha da büyüyordu. Kocaman bir kız olacaktı.

Afra'nın sırf bu an için uyumadığı o kadar belliydi ki sürekli esniyordu.

"Hadi bakalım uykucu artık uyku vakti yarın erken kalkacağız unutma tamam mı?"

"Tamamdır Alya kaptan, ben uyumaya gidiyorum." diyerek yanımdan ayrıldı.

Bugün ki bu halleri, davranışı demek ki beni mutlu etmek içinmiş. Böyle anne ve babadan böyle güzel bir kardeşe sahip olduğum için çok mutluyum.

Afra yattıktan sonra bende odama çekildim. Yine uykum yoktu ama bugün daha huzurluydum. Bu yüzden her ne kadar uykum olmasa da kendimi yatağın ve uykunun kollarına bıraktım.

*****
"Hadi Afra geç kalıyoruz."

"Tamam abla, geliyorum."

"Kime süsleniyorsun sen?"

"Tabii ki de sana."

Yanıma giydiği pembe bir elbise ile gelmişti o turuncu saçlarını ise açık bırakmıştı.

İkimizin saçları turuncuya çalan bir renkti.

Artık Afra da hazır yola koyulabiliriz.

Merhaba canlarım, kısa bir aradan sonra yeni bölüm sizlerle.

Bu bölüm hakkında ki düşüncelerinizi yazar mısınız?

Afra'nın resmi medya da, ve bu arada bir karakter değişimi yaptım Alya Baysal ile ilgili.

Afra hakkında görüşlerinizi yazar mısınız?

Ve son olarak da Alya Baysal hakkında ki görüşlerinizi yazar mısınız?

Instagram sayfamız:yalniznotaninkitaplari

Sizleri orada görmekten mutluluk duyarım.

Bol yorum yapmanız ve oy vermeniz beni çok mutlu eder. Yeni bölüm için bol bol yorum yapın.

Yalnızlığın SenfonisiWhere stories live. Discover now