YALNIZLIĞIN SENFONİSİ

1.1K 487 939
                                    

YALNIZLIĞIN SENFONİSİ

21.10.2020

Yanlızlık onun diğer adı olmuştu. Koskoca yirmi dört yıl onu yıkarak geçmişti.

Direndi, çabaladı ama nafileydi.

Kendi ve kız kardeşinden başka güvenecek hiç kimsesi yoktu. Öz anne ve babası onlara daha küçük bir çocukken sırtlarını dönmüşlerdi. Ayakta durup savaşması lazımdı ama bunu yapacak gücü var mıydı kendisi de bilmiyordu.

Tek inanıp uğruna çabaladığı şey müziğiydi. Ona adadı kendini çalıştı, çabaladı ve inandı.

Kendini sevmek değildi istediği kardeşini korumak ve onun hayallerini yaşatmaktı.

Akşamüstü güneşin gökyüzünü aya emanet ettiği saatlerde ana caddeye bakan penceresinin önüne geçer ve insanların telaşını izlerdi. O saatlerde hep yaptığı gibi sigarasını çıkartıp o zehiri içine çeker huzursuzluğunda huzur bulurdu.

Sigarasın'dan aldığı zehri balkonunda içine çekmekten mutluluk alıyordu. Sigarasının bitmesine çok az kala şiddetli bir yağmur bastırmıştı. Yanında duran küllüğe sigarasını bastırıp kendisini balkonun demirlerine yaklaştırdı ve kokan toprak kokusunu içine çekti yavaş yavaş.

O sıra da kendisinden on yaş küçük olan kız kardeşi geldi ve ablasına ümit verir gibi gözlerinin içine baktı. Hayatta kalmasını sağlayan kişiydi. Afra Baysal ismi gibi saf ve temiz bir kızdı. Ablasının tek varlığı kız kardeşiydi, kız kardeşinin tek varlığı ise ablasıydı.

Adı Alya Baysal'dı.

İsmi gibi gökyüzü aşığıydı Alya.

Bu sadece bir giriş kısımıydı canlarım.

Yine birdenbire aklıma gelen ve zihnimde canlanan farklı bir hikaye paylaşıyorum sizlerle.

Sizleri seviyorum, kendinize iyi bakın.

Yalnızlığın SenfonisiWhere stories live. Discover now