Hyung | vmin

|14| Yanlış olan ne?

HoseokJung
OHA
LAN OĞLUM ANNENLER NERDE

KillerBunny
Onların yüzünü gören cennetlik zaten
Sürekli bir yerdeler

YoongiMin
Kook
🏠= s2ş place

ChimmyPaspası
Yok öyle birşey
Saçmalamayın lan götler!
Vallhai agzinka sıçamrm

HoseokJung
Jimin ellerini düzgün kullan yavrum

YoongiMin
Ne yapıyorsun Jiminie~~

KillerBunny
Evi dağıtmayın topunuzu patlattıklarım
Götüm dondu zaten dışarısı da soğukmuş
Yoongi sana geliyom lan

YoongiMin
Gel amk gel😒

×

Tae hyung elinde olan bardaklarla geldiğinde telefonumu tekrar cebime koymuş ve onu izlemiştim.
Sehpaya koyduğu bardaklardan sonra tekli koltuğa oturmuş ve gözlerini benimkilerle birleştirmişti.
"Kahve içersin diye düşündüm. Hava biraz serin."

"Teşekkürler hyung."
Bardağa doğru eğilip elime aldığımda, ilk yudumu almadan önce bana bakmakta olan yüzüne bakmıştım. Düz bir ifadeyle bakıyordu bana.

Dirseklerini dizlerine yaslayarak ellerini birleştirdiğinde, içimi ısıtan kahveyi tekrar sehpaya koymuş ve hareketlerini izlemiştim.
"Jimin."

Sonunda konuştuğunda, kısa bir 'efendim?' demiş, kaşlarımı merakla çatmıştım.

Koltuktan kalkarak yavaş adımlarla yanıma geldiğinde, heyecan duygum kendini göstermeye başlamıştı. Kalbim resmen 'beni unuttun mu yoksa?' diyerek uzun bir maratona çıkmıştı.
Tae hyung uzunca bana baktıktan sonra dudaklarını araladığında, diyeceklerini beklemekle yetinmiştim.

"Jimin, bu söyleyeceklerim sende ne gibi bir duyguya sebep olur bilmiyorum ama.. seni açıkcası ilk zamanlar bir kardeş gibi görüyordum. Ama sonra hareketlerin ve ses tonun çekti bir anda beni kendine. Çocukken, çocuk olamayan ruhumu sanki sende görür gibi oldum. Bilirsin, bir kardeşi olan insanlar hiçbir zaman 'çocuk' sıfatıyla çağırılmaz. Hep 'abisi' veya 'ablası' olarak adlandırılır. Bu yüzden sana bakışlarımda hep o yönüm canlandı gözlerimde. Hep, hareketlerin içimde olan çocuğu uyandırdı. Bununla birlikte de sende beslediğim duyguların bir abi-kardeşte olan duygulardan olmadığını anladım."

Koltukta bana doğru yaklaşmaya devam ettiğinde, içim ve dışımın sıcaklıkla dolduğunu hissettim. Ellerim üşürken, vücudum yanıyordu. Bacaklarım titrerken, anlım terliyordu.

"Ama tabiki, senin düşüncen herşeyden önemli Jimin."
Gözlerini dudağımdan çekerek gözlerime kenetlediğinde, burnumdan derin bir nefes vermiştim.

"Ben.. en başından beri senden hoşlanıyorum-"

Elimin hemen yanında olan elini, benimkinin üstüne koyup bana hızla yaklaştığında, geri çekilmeye fırsat vermeden dudaklarıma ulaşmıştı.
Boşta olan eliyle ensemden beni kendine doğru çektiğinde, kalbim ağzımda atmaya devam ediyordu. Dudakları âdeta dudaklarımı içine çekerken, elini belime indirmiş ve beni kendine çekerek yay misali gerilmemi sağlamıştı.

Şuan ne yapmam hakkında bir fikrim yoktu. Çünkü o benim bu kadar dibime girmişken, bu kadar yakın temasta bulunurken, değil düşünmeyi, eylemde bile bulunamıyordum.