|12| İlkleri yaşatmak / yaşamak

4.9K 405 228
                                    

Yeni hırkama sarılmış, dışarıyı izlerken, arkadakiler hangi sinema için bilet alacaklarını tartışıyorlardı. Ben ise yağmur nedeniyle üstünü kapatmış olduğumuz arabanın içindeki sıcaklık ve tizden gelen slow şarkıyla mayışıyordum.

"Marvel'a ne dersin siyah pancarım?"

"Ama 'MEG' var üzümlü kekim.."

Dudaklarımı birbirine bastırıp gülmemeye çalışırken, Taehyung bana doğru dönmüş ve yüzündeki gülümsemeyle arkadakileri işaret etmişti.
"Birazdan kavga çıkacak gibi.."

Kafamla onaylayıp ağzımı kapattığımda, tekrar camdan tarafa dönmüştüm.
Yavaş yavaş alışveriş merkezine yaklaştığımızda, yılbaşı için süslenmiş ağaçlara hayranlıkla bakıyordum.
Yılbaşına çok az kalmıştı ve erkenden alışveriş merkezinin otopark ve bahçelerini süslemişlerdi. Ortaya koydukları renk renk ışıklar gözlerimi aldığında, yavaşça kısıp bakmaya devam ediyordum.

"Jungkook istediğini seç tamam mı? Umrumda değil, istersen şu saçma salak neyini savunduğunu anlamadığım köpekbalığı filmini de seçebilirsin."

Eun Woo sanırım ona trip atıyordu. Marvel'ı bu kadar mı çok seviyordu?
Ben şahsen pek ne film olduğunu umursamazdım, sonuçta vizyona giriyorsa kaliteli filmdir.

"Peki o zaman güzelim, ben Marvel'ı seçiyorum.."

Ah Jungkook.. Biri için kararlarından vazgeçecek kıvama geleceğini asla tahmin etmezdim..
Salak tavşanım benim.

"Jimin sen neye gülüyorsun?"

×

Filmin başlamasına 10 dakika kaldığında, biz patlamış mısır arabasının önünde sipariş veriyorduk.

"İki tane büyük boy karamelli mısır ve 2 limonata."
Jungkook siparişlerini alıp Eun Woo ile birlikte kenara çekildiklerinde, sıra Taehyung ile bana gelmişti.

"Neyli istiyorsun sevgilim?"
Kolunu patlamış mısır tezgahına dayayarak boyumuzu eşitlediğinde, hafifçe gülümsemiş ve parmağımla tabelayı göstermiştim.

Beni takip ederek o yöne baktığında, kafasıyla onaylamış ve sipariş için bekleyen adama dönmüştü.

"2 adet büyük boy sade mısır ve içecek olarak da.."

"Kola."

"Kola olsun."

Adam başıyla onaylayarak bizden uzaklaştığında, Taehyung tekrar yüzünü bana doğru çevirmişti.
Ben de gözlerimi onunkilerle buluşturduğumda, yanağını şişirip birşey söyleyecekmiş de boşveriyormuş gibi bir hal almıştı yüzü.
En sonunda şişirdiği yanağını düz bir hale getirip dudaklarını araladığında, merakla yüzüne bakıyordum.

"Jimin, bu durumdan rahat mısın? Eğer rahat değilsen söyleyebilirsin yani.. bir çözüm bulabil-"

"Ya sen?"

Araya girdiğimde, konuşan dudakları birleşmiş, susmasını sağlamıştı.
Merak ediyordum doğrusu, benimle rol yapmaktan rahatsızlık duyuyor muydu. Çünkü eğer öyle hissediyorsa yıkılırdım. Bir zorunluluk olduğu için bana yakın davranıyorsa.. üzülürdüm. Çünkü ben bunu yanlızca zorunluluk olduğu için yapmıyordum.
Onu seviyordum.
Ve onunla sevgili olma hayalleri ise, rüyalarımı, yılbaşında olan bir çam ağacının üstü misali süslüyordu..

Hyung | vminΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα