|1| Karşılaşma

12.3K 523 501
                                    

Demir kapıdan içeri hızla koşuyordum. Tanrım, çok geciktim. Bayan Joe bu sefer gerçekten beni derse almayacaktı.
Sırtımdaki çanta kollarımdan düşmeye yakın hızlı davranarak bir çırpıda eski yerine, omuzlarıma çektim. Okul merdivenlerinden 2'şer 3'er çıkarken, yanlızca Tanrı'ya hocanın bugün izinli olması için yakarmakla meşguldüm. Ah Jungkook hepsi senin yüzünden! Ne diye giderken beni uyandırmadın ki?
Aptal şey işte!

Adımlarımı geldiğim sınıf kapısında aniden frenleyerek düşecek gibi olmuş, ancak son anda kapı kulpuna tutunmuştum. Geri çekilerek üstümü düzelttikten sonra, kapıyı tıklatarak içeri girmiştim.
Ah.. İşte oturuyor orada yeni badana yapılmış duvar..

"Park Jimin?"

Adımı kınâyeli bir şekilde ince gözlüklerinin üzerinden söylediğinde, kollarımı arkamda birleştirerek kafamı önüme eğmiştim.

"Üzgünüm Bayan Joe.. Canım arkadaşım sabah beni unutup gitmiş de.."

Cümlemi dişlerimi sıkarak söylediğimde, Jungkook'a öldürücü bakışlarımdan yolluyordum.
Masasına elini iki kez vurarak dikkatimi çeken ıslak köpeğe döndüğümde, ayağa kalktığını gördüm.

İşte başlıyoruz.

"Birinin seni kaldıracağından emin olarak başını koyduğun yastıktan, asla tek başına kalkamazsın Park Jimin. Bunu öğrenmiş olman gerekiyordu öyle değil mi? Üstelik defalarca kez de üstünden geçmiştin bu tecrübenin. Yanlış hatırlamıyorum değil mi?"

10 cm topuklularıyla sıralar arasında volta atarken, sessiz kalmaktan başka yapabileceğim birşey yoktu. Çünkü eğer ağzımı açarsam, cidden benimle uğraşmaktan asla çekinmezdi.

Duvar boyasına düşmüş kedi..

"Sessiz kalmaya devam mı edeceksin Park Jimin? Emin ol bu beni daha çok sinirlendiyor. Dersin üzerinden tam 10 dakika 24 saniye geçti. Hatta şuan 25.. 26.. 27.. hâlen daha geçmeye devam ediyor. Bu arkadaşlarına sence de yazık değil mi? Sabahın köründe sıralarında oturup senin yediğin azarları dinlemek için geldiklerini sanmıyorum."

Saatine bakarak söylediği şeyleri, dinlemiyordum bile.
Akşam telefonumu şarja takmış mıydım ben ya?
Yok yok takmamıştım.
Muhtemelen annem takmıştır. Çünkü hâlâ arka cebim titriyor.
Sabah sabah kim yazıyor bu mesajları amına ko-

"Evet bu yüzden seni dersime maalesef alamıyorum Jimin.. Belki aşağıda müdür gözetiminde beklemen senin için daha iyi olur? Hm? Belki sana kahve falan da ısmarlar?"

Son cümlesini gülerek söylediğinde, sinirlenmiştim. Kendini komik mi zannediyordu acaba?
Çünkü hiç öyle değildi.

Suratını alıp tırtıklı duvara sürtmek istiyorum.

"Eğer yok yazdıysanız, çıkıyorum Bayan Joe. Malûm, müdür beni bekler."

Sırıtarak konuştuğumda, gerilen dudakları sayesinde sinirlendiğini anlamıştım.
Çok da götümdeydi.

Sınıftan çıkmadan önce, gülümsedim ve inek sürüsü gibi bakan öğrencilerde gözümü gezdirdim.

"Size iyi dersler, güzelce çalışın bakalım."

Ardımdan kapattığım kapıyla birlikte, sırıtan suratımı öfke kaplamıştı. Yanlızca 7 dakika geç kaldım diye boş boş konuşmaktan başka bir halt yapmamıştı.

"Ulan ister sabahın köründe gelirim, ister akşam. Sanane acaba? Yok yazıyorsan yaz kardeşim ne artislik yapıyorsun? Sen git de evinde o makyajı çıkarmaya çalış ilk önce, viledayla yatana kadar anca çıkarırsın zaten. Paspas saçlı cadı karı işte ne olacak.."

Hyung | vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin