42.Bölüm - Ahu'nun Dediği Olur

Start from the beginning
                                    

'Yedim ben.' dedi.

Ulan kaç saattir seni bekliyorum!

Asılan yüzümü hemen toparladım.

'Olsun öğlen oldu bir daha ye.' dedim tebessümle.

Gizli gizli kalkıp dışarı çıkmış, bir de kahvaltı yapmış. Pes.

'İstemez.' deyince artık iyice canım sıkılmaya başlamıştı.

Masadaki kahvaltılıkları küfür edercesine ses çıkararak kaldırmaya başladım. Bir insan evladına da bu kadar yapılmaz ki ama!

'Çay içmem. Kahve yap bana.' dedi yüzüme bile bakmadan.

Emir cümlelerinden nefret ettiğimi daha sonra söylemek üzere not ettim. Benden bir şey istemesi iyi bir şeydi.

Sevinçle kahveyi ararken, kolumun çarpıştığı bardak yere düştü ve tuzla buz oldu.

'Hemen hallederim. Şey, süpürge nerede?'

Nicolas ağır ağır yerinden kalktı ve söylenerek içeri gidip süpürge benzeri bir şey getirdi. Biraz değişik şekli olan süpürgeyi çalıştırınca elinden kaptım.

İlk günüm olduğu için böyle yapıyorum ama sonra aramızda iş bölümü yapardık.

Değil mi?

Yerdeki kırıkları süpürürken, sesi duyulmayan televizyonu izlemeye devam ediyordu.

Kırık camlar iyice temizlenene kadar süpürdüm ve elektirik süpürgesini toplayıp köşeye koydum.

Belim ağrıyordu.

Allah ev hanımlarına yardım etsin. Çok amin.

'Hemen yapıyorum kahveyi.'  dedim ocağın başına geri dönerken.

Bana cevap vermemeyi ve göz teması kurmamayı sürdüyordu.

Raftan kahveyi çıkardım ama kokusu bir değişik gelmişti.

Umarım bizim oralardaki gibi yapılıyordur. Canım memleketim.

Kahve içerken Nicolas Dede ile yapacağım konuşmayı düşünürken, kahve ben ne olduğunu anlamadan köpürdü, köpürdü ve gözümün içine baka baka fos.

Taşıp ocağın heryerine döküldü.

'Evi başıma yıkacaksın, çekil.' dedi Nicolas en sonunda sessizliğini bozarak.

'Hemen hallediyorum, bu kahve bir değişik. Keşke Türk kahvesi getirseydim.' dedim. Kaşları iyice çatıldı ve tekrar geçip sedire oturdu.

Bir de ocak silme çıkmıştı başıma.

Bugün sanırım akşama kadar temizlik yapacaktım.

Hayııııırrrr!!!!

Ocaktaki demiri kaldırırken, sıcak yerinden tuttuğum için elim yanınca demiri hızla fırlattım. Biraz ani tepki verdiğim için savrulan demir şekerliğe çarptı ve şekerlik çatladı. Bütün şekerler tezgaha dökülürden öylece izledim, derin bir nefes aldım, sadece izledim.

Sakarlık üstüne sakarlık yapma programım açık kalmıştı resmen.

Elimin acısı ile gülmeye başladım bir anda. Bu kadar şeyi üst üste beceremezken, bu inatçı keçiyi mi ikna edecektim?

Duy da inanma.

Gülmekten gözümden yaş gelirken, Nicolas hâlâ olduğu yerde duruyordu.

'Sorun yok. Hemen hallederim şimdi.' dedim bir süre sonra sakinleşip. Sağolsun bana bir süre kendimle kavga etmem için zaman vermişti.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Where stories live. Discover now