65.Bölüm - Geçmişin Tozlu Sayfaları

4.1K 554 722
                                    

Merhaba,

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🌠

Beğenmeden okumaya devam eden arkadaşlar, elbet bir gün buluşacağız. Belki bu gün değil ama elbet bir gün, belki burada değil ama bambaşka bir dünyada, o zaman ben de sizi görmezden geleceğim :) 😂 (Sübniminal mesaj içerir)

2020 bitti, kötü günler geride kaldı, şimdi sırada daha kötü günler var 😬

Keyifli okumalar dilerim 🧡

  

 
🎈
  

   

Baskına uğramıştım.

Merve tarafından.

Şuan elli dakikalık öğle molamı gasp etmiş, karşımdaki masada beş karış hatta daha küçük suratıyla oturuyordu.

Sanki planlı bir organizasyon vardı onu çağırmamıştık.

Sanki evlenme teklifini ben aldım.

Kaldı ki Hazal evlenme teklifi aldıktan sonra aldığım ani bir kararla eğer olur da, dünya tersine döner, martılar tersine uçmaya başlarsa, ben evlenmeye karar verirsem teklifi de kendim edecektim.

'Demek bensiz?' diye sordu Merve yüzüncü sefer. Ben artık saymayı bıraktım. Küçük ince yapılı burnu, yüzünü soktuğu ifade yüzünden böyle kırışık kalacaktı ama daha fazla sinirlendirmemek için bu konudan bahsetmemek daha sağlıklı bir karardı benim için.

'Annecim, gidip enişteni ya da müstakbel gelini daraltır mısın? Çok ani gelişti. Durun bu evlenme teklifi edilemez diye teklifi durdurup seni mi arayacaktım?' diye sordum.

Onsuz gelişen bu duruma fazlasıyla bozulmuştu.

'Gerekirse yapsaydın.' diye güldü nihayet. Geldiğinden bu yana onu güldürmek için verdiğim çaba başarıyla sonuçlanmıştı nihayet.

'Sus kız, zaten benim derdim başımdan aşmış.' dedim gözlerimi etrafta gezdirirken. Sadık bugün işe gelmemişti ama ben sabah gelir gelmez Cevo'ya durumu anlatmıştım.

'Aramadı değil mi?'

'Kim?' diye sordum Merve'ye.

'Doktorun.'

'Benim doktorum yok ki.'

'Dut gibisin, gittiği günden beri öldün hasretinden hâlâ salağa yatıyorsun.' derken sesi kızgın gibiydi.

'Sana yatmıyorum ki, salağa yattığımı da nereden çıkardın? Hepiniz de aşkın kitabını yazdınız, nesine aşık olayım ben onun?' dedim gözlerinin içine bakarak.

Bu benim, hadi bir kelime daha söyle de o saçlarını tek tek yolayım bakışımdı. Merve mesajı almış olacaktı ki, ses etmedi.

Aşkmış.

Ne alakası var?

Belki onda ısınmış, dinlenmiş, belki hayat koşturmamda bir durup nefes almış olabilirim. Bu yüzden yokluğunda bir miktar, çok küçük bir miktar üzülmüş olabilirim. Ama aşk ne? Aşık olsam bilirdim.

Şimdi...

Bu mümkün değil. Siparişle de olmuyor zaten.

Hem çubuk makarna gibi bir oğlandı. Zayıf, ince.

Çok zekiydi, benim gibi. Biz iki cambaz bir ipte oynayamazdık, birimiz aşağı düşerdik. Düşmezsek de kesin birimiz diğerimizi atardık. Kesin.

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin