40.Bölüm - Kalp Atışı

En başından başla
                                    

'Hanımefendi, nabız, nabzına bakar mısınız?' dedim başımızda dikilen genç kadın bağırıp. Ben anlamıyor olabilirdim, başka birinin daha kontrol etmesi gerekiyordu.

Annemi kaybetme korkusuyla geçirdiğim günlerden dolayı o an etraftaki kalabalık içinde deli dana gibi hareket eden sadece ben vardım ve kendime hakim olamıyordum.

'Yok, nabzı atmıyor.' dedi kadın bileğinden ve boynundan birkaç defa kontrol ederek.

'Şişman amca, ambulansı ara.' diye bağırdım bu sefer.

Adam, şişman dememe bozulsa da şuan bir şey söylemenin sırası olmadığını düşünerek, telefonunu çıkarıp aramaya başladı.

Böyle anlarda herkes yapılması gerekeni birbirinden beklediği için, hepsine ayrı görevler veriyordum.

'Teyze sen, ayakkabıları çıkar.' diye bağırdım.

Teyzelerden biri yerde yatan amcanın ayakkabılarını çıkarırken, bir tane amcaya da kemerini çözdürdüm.

Lisede öğrendiğim ilk yardım bundan ibaretti.

'Açılın.' diye bağırdım bu defa.

Amcaya kalp masajı yapacağım için midem bulanıyordu. Doğru yapıp yapamayacağım konusunda endişeliydim.

'Siyah şapkalı abi, ben sana seslendiğimde 2 defa nefes vereceksin tamam mı?'

Üç müydü Ahu?

'Ben mi?' dedi 35'lerindeki adam.

'Eben. Sen tabi.' dedim sinirle ve amcanın kalbine masaj yapmaya başladım.

İnşallah elimde kalmazsın amca. Gözünü seveyim.

'Bir, iki, üç, dört, beş, altı.......kaçta kaldım?' diye çığlık attım.

'Yirmi.' dedi ambulansı arayan amca.

'Nefes ver abi sen, hadi şimdi.' dedim

Komutumla beraber abi eğildi, iki defa nefes verdi ve geri çekildi.

Ben tekrar başladım.

'Bir, iki, üç, dört....... Kaç oldu!!'

'On sekiz.'

'Ondokuz, yirmi... Nefes ver.'

Abi eğilip yine nefes verirken, ben tekrar bağırdım.

'Amca ambulansı aradın mı nerede kaldı!'

'Aradım kızım, sen niye bağırıp duruyorsun?'

'Bilmiyorum!' derken bile bağırıyordum.

Neden diye sormayın, neden bağırdığımı ben de bilmiyordum.

'Bir, iki, üç....' Başımı nefes almak için kaldırdığımda Ege ile göz göze geldik.

'Ne bakıyorsun!' diye ona da bağırdım.

Kimse ağzını açamazken, ben emirler yağdırmaya devam ediyordum.

'Kızım daha fazla uğraşma dönmüyor.' dedi teyzelerden biri.

'Kaçta kaldım! Çabuk söyleyin kaçtı.' dedim alnımda biriken terleri ve teyzenin söylediklerini umursamadan.

'Kızım bırak artık, öldü.'

'Sus, ölmedi, sus. Evde çocukları bekliyor. Ne kadar üzülürler sen biliyor musun? Kaçta kaldım biri söylesin.'

'Yirmi altı, çekil Ahu.'

SONRA SEN GÜLDÜN (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin