¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
💛
-Rosé-
"Rosé, Nayeon az önce çıktı da şimdilik kasayla ilgilensen olur mu? Zaten yarım saate kapatacağız."
Jiwoo'yu başımla onaylayıp kasaya geçtiğim yarım saatlik bir sürenin ardından mesaim bittiğinde, personel odasına geçmiş, üzerimi değiştirip giyinme kabininden çıkmıştım.
"İyi akşamlar Chae.." Jongin'e aynı şekilde selam verdiğimde, aniden telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.
-Lili "Uçağa biniyorum, bir saate Kore'de olurum. Abime bir şey söyleme olur mu? Sürpriz olsun :)"
Lisa'nın Kore'ye dönmeyi bu denli istemesini bir türlü anlayamıyordum. Hayır yani normal bir zamanda çağırsam hayatta gelmez, hatta onu rahatsız ettiğimi söyleyip bir hafta trip atardı. Şimdi tam da Jungkook'un evleneceği zaman gelmeyi istemesinin mantıklı bir tarafını, ne kadar düşünürsem düşüneyim bulamıyordum.
Çantamı omzuma atıp personel odasından çıktığımda hala Lisa'yı düşünüyordum. Ta ki biri tarafından hızla çekilip, arkamdaki duvara sertçe yaslanana kadar.
Sımsıkı yumduğum gözlerimi korkuyla araladığımdaysa Jimin muzipçe sırıtmış bir halde suratıma bakıyor olduğunu görmek biraz da olsa rahatlamamı sağlamıştı.
Kesin yine bir kızdan kaçıyordu.
"Çok mu korkuttum seni prenses? Özür dilerim." Ben onun tatlılığı karşısında sevimlice gülümserken o ise çevresini kolaçan ediyordu.
"Yok yok, çok korkmadım. Da, bu seferki hangisi?" Jimin kollarını iki yanımdan duvara yaslayıp beni iyice duvarla arasına sıkıştırdığında, yüzüme doğru üflediği ılık nefesiyle sessizce fısıldadı.
Tabii onun bu hareketi vücudumda minik fakat heyecanlı bir hareketlenmeye yol açmıştı..
"Bu tarafa bakan sarı saçlı kız." Onun dediği yere baktığımda kızın sinirle beni süzdüğünü görmüştüm. Kollarını göğsünde kavuşturup, ağır adımlarıyla yanımıza doğru yaklaşmaya başladığında da kollarımı Jimin'in boynuna sıkıca dolayıp onu biraz daha kendime çektim.
"Bu seferki hakikaten de kurtulman gereken türdenmiş." Benim söylediğime sessizce güldüğünde bende ona eşlik etmiştim.
"Jimin?" Saatlerdir zihnimi meşgul eden mesele yine en olmadık anda aklıma gelirken merakla konuştuğumda, Jimin gözlerime bakıp devam etmemi bekledi. "Efendim güzelim?"
