"Ama benimle yaşayabiliyordun. Şimdi ne değişti?" Hesap sorarcasına konuşurken Samuel gözleri devrik bir şekilde başını kaldırıp gözlerini ilk önce Jungkook'a sonra bana dikmişti.

"Suçlusu ben miyim?" dedi Jungkook alayla konuşup gülerek. Samuel boşver dercesine elini havada salladığında gülmüştüm.

"Chanyeol hyung nerede?" Jungkook yerinde hareketlendiğinde iki kolunuda etrafıma sararak beni kendisine çekmişti. Sırtımı göğsüne yasladığımda birleştirdiği ellerinin üstünden öpüp geri çekildim.

"Grupça işleri varmış," dedi Mina gözlerini ovalarken. "Bir şeyler anlattı ama çok uykuluydum."

"Kayıt yapacaklardır," diye mırıldandı Jungkook.

"Sunumum var." Başımı arkaya doğru Jungkook'a yaslayarak sızlandım. "Bay Choi yine tüm ders tutacak. Akşam yemeğine iddiasına giren?"

"Sen şimdi iddiayı falan bırakta," Mina öne doğru çıkarak konuştu. Gözlerini Samuel'e dikerek mırıldandı. "Bu bir bok yedi." Samuel'e ters ters bakarken uykusu tamamen açılmış gibiydi.

"Ne yaptın?" dedim merakla.

"Güzel bir kadınla bir gece geçirdim." Samuel telefonuna bakarak mırıldanırken gözlerim şaşkınlıkla açılmıştı.

"Ne?" dedim seslice. "Niel?" Samuel olumsuzca başını sallarken, Jungkook'un kollarının arasından ayrılıp öne doğru atılarak kafasına hızlıca vurmuştum. "Aldattın mı?"

"Ya kızım eline mikrofon falan da istiyor musun?" Samuel yavaşça etrafına bakarken gözlerini bana dikmişti. "Sarhoştum diye bir bahanenin arkasına sığınmayacağım. O an içimden onu yapmak geldi ve yaptım. Evet pişmanım ama olan bu."

"Niel'e olan aşkın mı köreldi? Bu siktiri boktan aldatma olayının altında başka sebepler mi var? Samuel en yakın arkadaşımsın falan da götlük yapmışsın." Samuel uzun bir süre tepkisizce yüzüme bakarken ikimizin yüzünde oluşan hayal kırıklığını 100 metre öteden gören herkes anlayabilirdi.

"Peki ne yapmayı düşünüyorsun?" Jungkook sorusunu Samuel'e yönlendirirken, Samuel gözlerini Jungkook'a çevirdi.

"Niel'e söyleyemeyi düşünüyorum yani tabi bu şekilde devam edecek kadar göt değilim. Jungkook seninle erkek erkeğe konuşabilir miyiz?" Jungkook başıyla onaylarken Samuel gözlerini Mina ve benim aramda gezdirirken gözlerini devirmişti.

"Neyin tavrı bu?" Mina merakla konuşurken onu onaylamıştım.

"Bizim anlayamayacağımızı falan mı düşünüyorsun?" Ardından bende konuştuğumda Samuel derin bir nefes alarak arkasına yaslanmıştı ve sessiz kalmıştı.

"Her neyse," dedi Mina yerinden yavaşça kalkarken. "Ben sınıfa gidiyorum." Mina bana baktığında onu başımla onaylamıştım.

"Seninle geleyim." Çantamı alırken Jungkook'a döndüm.

"Dersten sonra görüşürüz," diye mırıldanırken yanağımdan öpmüştü.

"Görüşürüz," deyip ben de ayaklandım ve Mina'yla beraber yanlarından ayrıldık.

"Samuel'in Niel konusunda ne kadar hassas olduğunu düşünen sadece ben miydim?" Olumsuzca başımı sallarken Mina'yı onaylamıştım.

"Hala daha hassas. Bilmiyorum erkeklik hormonu da deyip geçmek istemiyorum Mina ama Samuel bu." Mina derin bir nefes alırken sınıftan içeriye girmiştik. Üçlü sıraya otururken ikimiz de aynı anda başımızı masayla buluşturmuştuk.

"Senin nasıl gidiyor? Ufak kaçamağınız nasıldı?" Mina kocaman gülümsediğinde ben de gülmüştüm.

"Güzeldi," dedim mırıldanarak. "Nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama gerçekten güzel zaman geçirdik."

🎆; dazzlingWhere stories live. Discover now