XXII| debt paid

2.9K 258 124
                                    

"Kaptan Leonard, karaya ayak bastı."

Zayn anında ciddileşmişti. "Şimdi nerede?"

"Buraya gelecek. Bana seninle bir an önce konuşmak istediğini söyledi."

Dümenci Liam' ın söyleyecek başka bir şeyi kalmadığında arkasını dönerek yanımızdan ayrıldı. Bununla birlikte Zayn bakışlarını bana çevirmişti.

"Gece yanına geleceğim."

"Tamam."

Bacağının üzerinden kalkıp son kez ona baktıktan sonra yemek masasına geri dönüp çocuk ve kendim için hazırladığım tabağı alarak odaya geri döndüm. Birlikte yemek yerken içimde tarifsiz bir sevinç vardı. Kaptan Leonard geldiğine göre çok yakında buradan gidecektik ve buradan sonunda kurtulacak olmak beni mutlu ediyordu.

Ama çocuk?

Lapasını yerken endişeyle ona baktım. Çocuğun evine gitmesi gerekiyordu ve bu nasıl olacaktı hiçbir fikrim yok. Bunun için de gece geldiğinde Zayn' le konuşacaktım. Ondan başkası yardım etmezdi.

"Keşke benimle konuşsan." dedim kederle.

Eğik başını kaldırarak bana baktığında gülümsemeye çalıştım. "Muhtemelen yakında buradan gideceğiz. Ama kaptanla konuşacağım. Seni evine götürmenin bir yolu olmalı."

Her zamanki gibi sessiz kaldı ve yemeğini yemeye devam etti. Sonrasında uykusu gelene dek birlikte karalamalar yapmış, yatağa uzandığında da üzerini örterek ona iyi bir gece dilemiştim. Solukları düzenli bir hal alana kadar gözlerimi ondan ayırmadım. Uyuduğundan emin olduğumda ise odadan çıkarak kızlarla konuşmuş ve ödünç bir yorgan alarak tekrar odaya dönmüştüm. İçi yünlü yorganı çocuğun yattığı yatağın hemen yanına serip ben de üzerine uzandım. Yastık olmadığı için kolunla idare edecektim ama bu benim için sorun değildi. Üstelik Zayn' i beklemem gerekiyordu.

Öylece yatarken vakit ilerledi. Hatta mum bile sönerek oda karanlığa gömüldü. Bu da gözlerimi açık tutmakta beni zorladı. Diğer odalardan gelen sesler bile uyanık kalmam için yeterli olmamıştı. Gözlerimi kapattım ancak bilincimi açık tutmayı denedim. Böylece ilerleyen vakitlerde onu arkamda ve elini karnımın üzerinde hissedince irkilerek uyanmam anlık oldu.

"Benim." dedi sessizce. Biraz daha yaklaşıp göğsünü sırtıma yasladı. Diğer kolunu boynumun altından geçirdiğinde hem benim için bir nevi yastık oldu hem de bana tamamıyla sarılabildi. Bedenlerimizin arasında küçük bir boşluk dahi yoktu ve bu iyi hissettirmişti.

"Buradan gidecek miyiz?" diye sordum uykulu bir şekilde.

"Leonard ve tayfasının dinlenmesi gerekiyor. En az bir hafta daha buradayız."

Karnımın üzerinde olan elini yukarı çıkarıp boynumdaki saçları geriye çekerken "Nereye gideceğiz?" diye bir başka soru sordum.

"Portekiz."

Sıcak nefesini tenimde hissettikten hemen sonra dudaklarını boynuma değdirmişti. Oraya öpücüklerini bırakırken omzumda kalan elini kaydırıp sol göğsümü okşadı. Dudaklarımdan titrek bir nefes yükselmişti. Her ne kadar devam etmesini istesem de onunla çocuk hakkında bir an önce konuşmam gerekiyordu.

"Seninle konuşmak istediğim bir şey var."

Öpücükleri durduğunda hareketlenerek ona doğru döndüm. Dolunaydan dolayı yüzünü az da olsa seçebiliyordum. Konuşmamı beklerken elimi sakallarının üzerine yerleştirdim.

"Çocuğun evine gitmesi gerekiyor."

"Bunu benim yapmamı istiyorsan imkansız."

"Biliyorum, senden istediğim şey bu değil zaten. İngiltere' ye gidecek bir gemi bulabilir miyiz? Ve onu götürecek kişi güvenilir olmalı."

the reaper • zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin