Bölüm 7

323 20 3
                                    

Evet arkadaşlar, 4 gün gecikmeli yazdım biliyorum ama yapmam gereken işler vardı. Bu yüzden yazamadım. Sizden çok özür diliyorum. Umarım beğenirsiniz. 

Multimedia : Tuğçe (Vanessa Hudgens -yanlış anlamayın Vanessa'ya anti falan değilim-) / arabada çalan şarkı

Sabah çok erken kalkmıştım. Önce bir duş aldım. Daha sonra okul üniformamı giydim ve saçlarımı açık ve hafif dalgalı bırakarak kahvaltıya indim. Bu sefer kahvaltıyı Hanife teyze hazırladığı için afiyetle kahvaltımı yaptım ve okula gittim. 

Sosyal Sanatlar etkinliğinde bir grup ödevimiz vardı. Herkes bir erkek bir kızdan oluşan ikişerli gruplara ayrılacak, batı danslarından birini kendi figürleriyle sergileyecekti. Bana kalsa Atacan'ı ya da Tunç'u seçerdim. Yanlış anlaşılmasın, Tunç iyi çocuk, başkasıyla olacağıma onunla olmak daha iyi. Ama ne yazık ki seçim özgürlüğü şu an bizde değildi. Kura çekecektik. En sonunda benim ismim okundu. 

''Vee Dolunay...'' Hoca kağıdı çekene kadar garip bir sessizlik oluştu. Atacan'ın ve Ecem'in bana baktığını hissediyordum. Bu sırada hoca diğer kağıdı da çekti ve okudu. 

''Cengizhan ile birlikte olacak.'' 

Ne ?! Hayır ! Olamaz ! Cengizhan çok bir çetenin en sapık üyesiydi. Gerçekten bir kızı bırakır bırakmaz ötekine koşardı. Bu çocuğun bana bakması bile beni rahatsız edip korkuturken biz bir hafta içinde dans mı hazırlayacaktık ?! Hayııııırrr ! Şu an, şurada bayılabilirdim ! O cümle hayatımın en büyük kabusunun fragmanıydı resmen.

Atacan'a 'koru beni' ile 'elveda' arasında bir bakış atarken karşımda duran Cengizhan'ı gördüm ve suratım tamamen asıldı. Bana yiyecekmiş gibi bakıyordu çünkü. Çok korkuyordum. Hocamız da bayağı sert bir insan olduğundan değiştirmesini isteyemezdim. Yoksa sıfırı basardı. 

Ecem Tunç'la, Atacan Tuğçe'yle, ben şse Cengizhan'la eşleşmiştim. Bazen Ecem'in ne kadar şanslı olduğunu düşünmüyor değilim. Şuna baksana ya ! Sevdiği çocukla eşleşti ! Kesin bir hile yaptı, kesin ! 

Bir de Atacan'ı kıskanmak var yapılacaklar listemde. Yemin ediyorum eğer o kız Atacan'a konu dışı yaklaşmaya kalkarsa onun o mükemmel bronzlaşmış derisini canlı canlı yüzerim ! 

Bütün bu düşünceleri bırakıp önümdeki Cengizhan'la korku dolu bakışmama birkaç saniye daha devam ettikten sonra konuşmaya başladım. 

''Ne bakıyorsun öyle ?'' Korkudan sesimin titrememesine özen gösteriyordum. Ondan korktuğumu bilmesi işleri daha da karmaşık hale getirirdi. 

''Güzele de mi bakamayacağız ?'' Bunu söylerken yüzünde alaycı bir ifade vardı ve dudağının tek kenarını kaldırmış, yamuk yamuk sırıtıyordu. 

''Ee ne zaman ve kimin evinde buluşuyoruz ?'' diye sözlerine devam etti beni baştan aşağı süzerek. 

Atacan'a baktığımda Tuğçe'yle çok yakın olması sinirlerimi bozmuştu. Sinirimi kontrol etmeye çalıştım ve düşündüm ki : Bu oyun iki kişilik de oynanabilir !

Atacan'a olan sinirimin verdiği özgüvenle birden Cengizhan'la korkmadan konuşmaya başladım. 

''Bu gece. Benim evimde.'' Sesim sürtük gibi çıkmıştı.

''Peki, sen bilirsin güzellik.'' 

''Ya da bekle. Sende çalışalım. Evdekilerle rahat çalışamam. Durmadan odaya gelip rahatsız ederler.'' Bilerek 'sürtük' gibi konuşuyordum. Çünkü işler artık çığırından çıkmıştı. Durmadan gözucuyla Atacan'ı kontrol ediyordum ve Tuğçe'ye öyle seksi bakışlar atması sinirimi bozuyordu ! Ve ayrıca, onlar konuşurken onun da Tuğçe'yi bu gece evine davet ettiğini duydum. Sözlerime Atacan'ın da duyabileceği bir şekilde devam ettim ama hala Atacan'a bakıyordum.

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin