Bölüm 8

223 18 3
                                    

HATIRLATMA

O da ''Peki.'' diyerek gülümsedi ve ''Çok geç oldu, seni evine bırakayım.'' diye ekledi. Sorgulamadan kalktım çünkü haklıydı. Ceketimi ve çantamı getirdi. Daha sonra evden çıktık. 

Bizim evin önüne kadar arabaya sessizlik hakimdi. Evin önüne geldiğimizde yine kapımı açtı ve inmemi bekledi. Onu fazla bekletmeden arabadan indim.

Elini kaldırarak ''Görüşürüz.'' dedi. Ben de elimi kaldırarak ''Görüşürüz.'' dedim ve onun gitmesini bekledim. 

Cengizhan arabasına binip hızla uzaklaştığında ben de arkamı dönüp eve doğru ilerlemeye başladım. Tam da bu sırada kolumu birinin tutmasıyla sertçe durmak zorunda kaldım. 

-------------------------------------------------------------------------------------

Korkuyordum. Bu dokunuş tanıdıktı ama yine de korkmaktan alamıyordum kendimi. Gözlerim doluyordu ama arkama bakmamakta ısrarcıydım. Arkamdakinin nefes alışverişlerini duyuyor, hissediyor ama inadına bakmıyordum. 

Ama kolum acımaya başlamıştı. Zevk alabileceğim türden bir acı değildi bu. En sonunda cesur Dolunay korkak Dolunay'dan üstün çıktı ve ''Kolum acıyor!'' diye bağırdı.

Hala arkama bakamıyordum. 

Ama arkamdaki kişi elini yavaşça kolumdan çekti ve fısıldayarak ''Özür dilerim.'' dedi. Kaşlarım çatıldı çünkü bu ses Atacan'a aitti. Yavaşça ona döndüm. Hala kaşlarım çatıktı. Bu sefer o bağırmaya başladı. 

''N'aptınız Cenklerde ?! Ha! Sarıldı mı sana ?! Tabii sarılmıştır. Neden sarılmasın ki, değil mi ?!'' 

''Atacan sakin ol. Bir şey olmadı. Sadece dansa çalıştık, o kadar.'' 

''Tabii, sadece o kadardır zaten.''

''Evet sadece o kadar. Biraz da sohbet ettik, öyle işte. Hem asıl seni sormalı! Sen Tuğçe'yle n'aptın ?!''

''Buluşmadık.''

''Niye ?''

''Sence ?''

''Bilmem. Okulda peşinden ayrılmıyodu!'' Ayrılmıyodu derken gözlerimi biraz irileştirmiş ve yüzümü imalı bir şekilde Atacan'a yaklaştırmıştım.

''O benim peşimden ayrılmıyor. Ben onun yanına gitmiyorum. O benim yanıma geldiğinde de saygımdan konuşuyorum. Senin gibi grup arkadaşıma yavşamıyorum. Yani Cenk'e !''

''1. si o Cengizhan, Cenk değil! 2. si Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin ?! Bana az önce yavşak dedin ! Ya neyse ya...'' derken geriye doğru çekildim ve devam ettim. ''Demek ki senin için bu kadar önemsizim. Bana 'Seni seviyorum.' derken yalan söyledin! Sen beni sevmiyorsun! Sadece bir yalancının tekisin sen!'' deyip arkamı döndüm ve eve doğru ilerlemeye başladım. 

O sırada Atacan beni kolumdan tutup arkaya döndürdü ve aniden ellerini belime koyup kendine çekti. Şu an Atacan'ın vücuduna yapışmış durumdayım resmen. 

Burunlarımız birbirine değiyordu. Nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Parfümü çok güzeldi. İçimden 'N'apıyor bu?' diye geçirirken birden dudaklarıma yapıştı. 

Bütün şaşkınlığıma rağmen kendimi olayın ritmine kaptırabilmiştim. Birkaç saniye sonra dudaklarımızı ayırıp elleriyle yüzümü kavradı. Yüz hatlarımı baştan aşağı süzdükten sonra tekrar gözlerime kilitlendi ve, 

''Seni çok seviyorum.'' dedi. Fakat ben hala sinirliydim. 

''Bana yavşak dedin ve-'' 

''Sus. O, o anki sinirle çıktı ağzımdan.''

KATİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin